Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu kapsamda alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; mali raporda yapılan tespitlere göre, davacı ve adi ortaklık defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, lehe ve aleyhe delil vasfını haiz olduğu, davacının takip tarihi itibariyle kendi defterlerinde adi ortaklıktan 80.479,67 TL alacaklı durumda olduğu, adi ortaklığın kendi defterlerinde davacıya 5.479,67 TL borçlu durumda olduğu ve davacının düzenlediği tüm faturaların adi ortaklığın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, kayıtlar arasındaki 75.000,00 TL miktarındaki farkın oluşma nedeninin ise adi ortaklık tarafından davacıya keşide edilen 09/03/2018 tarihli 75.000,00 TL lik çekin 15/06/2018 tarihli ......

    haklı sebeple fesih talep edemeyeceği, davacının adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini isteyebilmesi için haklı nedenlerin bulunmadığı, bir başka deyimle adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi için gerekli olan haklı nedenlerin varlığının davacı tarafından ispatlanamadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; davacı ile davalının, ..." unvanlı iş yerinin işletilmesi ve bunun sonucunda elde edilecek kar ve zararın %50 hisse ile paylaşılması konusunda, 23/07/2010 tarihli ortaklık sözleşmesi yapıldığı, buna göre taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde (818 sayılı BK.nun 520 ve devamı maddelerinde) düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır ki, bu husus mahkemenin de takdirindedir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; "........Mahkememizde açılmış olan iş bu dava adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali talebine ilişkindir. Kayseri Genel İcra Müdürlüğünün 2020/234 Esas sayılı icra takip dosyası ile davacı tarafça davalı aleyhine olmak üzere adi ortaklıktan kaynaklı olarak alacak talebinde bulunulmuş, davalı tarafın takip dosyasındaki borca, faize ve ferilere ilişkin olarak yaptığı itiraz neticesinde takip durmuş ve bu takibin devamının sağlanması amacıyla itirazın iptaline ve davalı aleyhine olmak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi mahkememizden talep edilmiş, deliller toplanılmış, bilirkişi incelemesi yapılmış ancak davacının alacaklı olduğuna ilişkin herhangi bir tespit yapılamamıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddelerinde düzenlendiği üzere herkes iddiasını ispatla yükümlüdür....

      Eski Borçlar Kanunu döneminde açılan bu davada----------göre adi ortaklığın ve tarafların tüm belgeleri sunulmuş, adi şirketin alacakları ve borçları ilk mali bilirkişi raporuyla tespit edilmiş, davacı yönetici ortağın sunduğu delillere göre adi ortaklığın zarar ettiği gibi asıl gayenin gerçekleştiği ve sözleşmede belirlenen 10 yıllık sürenin de dolduğu tespitlerine göre adi ortaklığın sona erdiğinin kabulü gerektiği, buna göre tasfiyesi yapılması gerektiğinden taraflara adi ortaklığın tespit edilen alacakları ve borçları ile ilgili malvarlığı tasfiyesinin ne şekilde yapılacağı hususunda beyanda bulunmaları için süre verilmiştir....

        Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı işin yapımı karşılığı yükleniciye verildiği ileri sürülen çekler yönünden bedelsizlik iddiasına dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkememizin .....esas sayılı dava dosyası incelendiğinde, eldeki dosyanın davacısı tarafından yine eldeki davaya konu edilen sözleşme kapsamında verildiği ileri sürülen çeklerden dolayı .....aleyhine menfi tespit davası açıldığı, mahkemece .....tarihli celsenin bir nolu ara kararı ile, davacı tarafından davaya dayanak yapılan ve dosyaya sunulan sözleşmede iş sahibi olarak davacının, taşeron firma olarak ise .....ile .....Ltd. Şti'nin yer aldığı, sözleşmeye konu işin hangi kısmının taşeron firmalar arasında yapılacağına ilişkin sözleşmede bir hüküm bulunmadığı ve sözleşmeye konu işin tamamının yapımında taşeronların sorumlu olduğu ve bu taşeronlar arasındaki ilişkinin adi ortaklık ilişkisi olduğu gerekçesiyle davada taraf olarak gösterilmeyen .....Ticaret Ltd....

          tarihte ortaklıktan ayrıldığının belirtildiği, ... 3....

            tarihte ortaklıktan ayrıldığının belirtildiği, ... 3....

              Şti. tarafından ödenmiş olduğundan dava tarihinde alacaklı sıfatı kalmayan anılan davalıya pasif husumetin yöneltilemeyeceği, bu durumda bu davalı yönünden pasif husumet yokluğundan davanın reddi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kabulü ile anılan davalı lehine yargılama giderlerine hükmedilmemesi doğru değil ise de istinafa gelenin sıfatı ve aleyhe bozma yasağı gözetilerek davacının davalı Faktoring firması yönünden istinaf başvuru sebeplerinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereği esastan reddine, davacı, ortağı olduğu adi ortaklığın çekin arka yüzündeki 2. ciro imzasının adi ortaklık sözleşmesine aykırı olarak tek imza ile ciro edildiğini iddia ederek adi ortaklığın diğer iki ortağı olan davalılar ile bu çeki ciro yolu ile adi ortaklıktan devralan davalı ciranta ve hamile karşı eldeki menfi tespit davasını açtığı, davacının uyuşmazlık konusu çekte keşideci, lehtar veya ciranta sıfatıyla müstakilen yer almadığı, davacının çekin arka yüzünde 2. ciranta olarak bulunan Atlı..A.Ş....

              Bu durumda asıl borçluya gidilmeden adi kefil hakkında takip yapılmış olması nedeni ile davacı adi kefil ... tarafından açılan menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi de doğru olmadığından hükmün adi kefil yönünden bozulması gerekmiştir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenlerle davacı adi kefil ...'in temyiz itirazlarının kabulü ile kararın 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edenlere iadesine, 11.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.09.2007 gün ve 435-538 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık, adi ortaklıktan kaynaklanan hisse değerlerinin tespit ve uyarlama istemine ilişkin bulunduğundan kararın temyizen incelenmesi görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu