Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece adi ortaklığın feshi ile ilgili dava müracaata kalıp yasal süresi içinde yenilenmediği gerekçesiyle ortaklığın feshi ile ilgili davanın açılmamış sayılmasına, ortaklığın vergi, prim ve telefon borçları nedeniyle davacı tarafından yapılan ödemelerden dolayı davalı hisselerine düşen kısımların ödetilmesine karar verilmiştir. Adi ortaklıkta fesih ve tasfiye olmadan alacak konusunda karar verilemez. Adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemleri resen fesih ve tasfiyeyi gerektirdiğinden sadece davacı vekilinin bu konudaki beyanı esas alınarak adi ortaklığın feshi talebi konusunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir....

    Ltd.Şti. adi ortaklığı nedeniyle ve adi ortaklığın tüzel kişiliği olmaması nedeniyle tarafların sorumlu olmasından kaynaklı başlatıldığını, ancak kefil kısmında yer alan adi ortaklığa ait kaşe üzerindeki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, bu nedenle imzaya itiraz ettiklerini, adi ortaklık kaşesi üzerine imza atan kişi ve/veya kişilerin adi ortaklığı kefil olarak borçlandırma yetkisinin bulunmadığını, adi ortaklık sözleşmesinde adi ortaklık sözleşmesi ile ilgili iş ve işlemlerde yetkili kılınan ... ...'...

      Davalı; davacı ile yaptıkları ortaklıkta adi ortaklığın temsili ile hesaplarının tutulmasının kendisine bırakıldığını, satılan bir villanın bedelini sözleşmeye aykırı olarak davacının aldığını, davanın kötü niyetli ve zamansız olarak açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile, tasfiye memuru ... tarafından düzenlenen 02/08/2012 tarihli raporda belirtildiği şekilde adi ortaklığın maddi değerinin villa değeri 500.000-TL + ... borcu 232.000-TL olmak üzere 732.596-TL olarak kabul edilmesine, Adi ortaklığın 732.592-TL olarak tespit edilen maddi değerinden davacının 412.219-TL tutarındaki alacağı çıkarıldığında geriye kalan 310.377-TL nin ortaklar arasında %50’şer hisseleri oranında paylaştırılmasına, davacı ...'ün adi ortaklıktan alacağının 577.450-TL olarak tespit edilmesine, davalı ...'...

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nin 2018/118 Esas, 2020/191 Karar sayılı dosyasında 03/11/2020 tarihli kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ve davalının amca çocukları olduklarını, davacıyla davalının belirli bir dönem adi ortaklık ilişkisi kurduklarını, adi ortaklığın davacıya ait (Karadağlar Seramik-Osman Karadağ) isimli şahıs şirketi üzerinden gerçekleştirildiğini, tarafların adi ortaklık yaptığı dönemlerde bir kısım taşınmazları ortaklık adına satın aldıklarını, dava konusu taşınmazında adi ortaklık döneminde adi ortaklık adına alındığını, tarafların adi ortaklığı kendi iradeleri ile sonlandırdıklarını ve ortaklığa ait malları kendi aralarında taksim ettiklerini, yapılan taksime göre dava konusu taşınmazın davacıya kaldığını, buna karşılık dava dilekçesinde belirtilen diğer taşınmazların davalıya bırakıldığını, davalıdan alacaklı olduğu 8.000 DM...

        Tasfiye payının haczi için ortakların muvafakatı gerekmediği gibi adi ortaklık sözleşmesindeki ortakların işin bitimine kadar ortaklıktan ayrılamayacaklarına ilişkin kararlaştırma ancak ortaklar arasında hüküm ifade eder. Yasal koşullar oluştuğunda 3.kişi dahi ortaklığın fesih ve tasfiyesini isteyebirler. Bu bağlamda borçlu ortağın tasfiye payına haciz konulabilir. Bir ortağın tasfiye payına haciz konulması ise, BK'nun 535/3. maddesine göre adi ortaklığın fesih ve tasfiye sebebidir. Somut olayda adi ortaklığın ortağı ... Ltd. Şti. hakkında icra takibi yapılıp kesinleştiği ve tasfiye payı üzerine yöntemine uygun cebri icra vukuu bulduğuna göre, davacının adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin istemesinin yasal koşulları oluşmuştur. Mahkemece BK'nun 538-540. maddeleri gözetilerek adi ortaklığın feshi ile tasfiyesini yapması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

          ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2019 NUMARASI : 2018/40 Esas, 2019/1166 Karar DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 24/03/2021 KARAR YZM TARİHİ : 24/03/2021 İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/10/2019 tarih, 2018/40 Esas, 2019/1166 Karar sayılı dosyası Dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; inşaat işi ile ilgili ortaklığın tasfiyesi sırasında düzenlenen bonodan kaynaklı menfi tespit davasında; dosyanın öncelikle 11. Hukuk Dairesine gittiği, 11....

            "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün ONANMASINA ilişkin olarak daireden verilen 04.10.2012 gün ve 2012/1776-6716 E.K. sayılı ilamın karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava adi ortaklık kâr payının davacıya isabet eden tutarının davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davacının adi ortaklığın tasfiyesini istemediği bu durumda davanın usulen dinlenemeyeceği gerekçesiyle red kararı verilmiş ve dairemizce karar onanmıştır. Adi ortaklığa ilişkin yasal düzenleme BK'nun 530 ve devam eden maddelerinde yer almaktadır. Ortaklığın yazılı şekilde kurulması gerekmediği gibi tasfiye için ayrıca açıkca tasfiye isteminde bulunulması koşulu da yer almamaktadır. Davada adi ortaklıktan kaynaklanan kazanç payı istendiğine göre istemin bu şekli itibariyle taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesininde istendiğinin kabulü gerekir....

              Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez." şeklinde belirtilmiştir. 6098 Sayılı Kanunun 620.maddesinde düzenlenen adi ortaklık bu kapsama alınmamıştır. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davanın adi ortaklıktan kaynaklı kar payı alacağı ve tedbiren adi ortaklığa yönetici ve denetçi kayyım atanmasına ilişkin dava olduğu, 6098 Sayılı Kanunun 620.maddesinde düzenlenen adi ortaklık ticari dava niteliğinde olmadığı, genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiğinden davanın görev yönünden reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                DAVA TARİHİ : 11/02/2016 KARAR TARİHİ : 03/06/2021 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/06/2021 Dava, adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Hakimler Savcılar Kurulu 1. Dairesinin 25/06/2020 tarihli 564 ve 586 sayılı sayılı iş bölümüne ilişkin kararı uyarınca 24. Hukuk Dairesinin ihtisas alanını düzenleyen 7. bendindeki "Kararı veren mahkemenin ve tarafların sıfatına bakılmaksızın adi ortaklıktan kaynaklanan davalar nedeniyle verilen hüküm ve kararlar," istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24 . Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerekmektedir. Bu nedenle dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 24. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucu karar verilmesi gerektiği görüşüyle Sayın Heyete sunulur.03/06/2021...

                  Şirketinin davalılar adi ortaklığı ile davalı İmta Projeden cari hesaptan kaynaklı alacaklı olduğu miktarı belirledikleri, davalı İmta Projenin 1.336,98 TL borçlu olduğu belirlenerek belirtilen kısım açısından davalı tarafından yapılan itirazın iptaline karar verildiği, verilen kararın istinaf edilmeden kesinleştiği anlaşılmıştır. Davacı ... ... Müdürlüğünün 2017/21980 sayılı dosyasında adi ortaklıktan kaynaklanan alacak için takip yapıldığını belirtmiş ise de; ... Ticaret Mahkemesinin karar gerekçesinde davalı İmta Projeden kaynaklı olan cari hesaptan kaynaklı alacağa hükmedildiği, kararın istinaf edilmeyip kesinleştiği, yine ... ... müdürlüğünün 2017/21980 sayılı dosyasında adi ortaklıktan kaynaklanan alacak için takip başlatıldığının belirtilmediği anlaşılmıştır. Belirtilen sebeplerle; davacının davalı şirketten kaynaklı cari hesap alacağı için ... ......

                    UYAP Entegrasyonu