WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece adi ortaklığın feshi ile ilgili dava müracaata kalıp yasal süresi içinde yenilenmediği gerekçesiyle ortaklığın feshi ile ilgili davanın açılmamış sayılmasına, ortaklığın vergi, prim ve telefon borçları nedeniyle davacı tarafından yapılan ödemelerden dolayı davalı hisselerine düşen kısımların ödetilmesine karar verilmiştir. Adi ortaklıkta fesih ve tasfiye olmadan alacak konusunda karar verilemez. Adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemleri resen fesih ve tasfiyeyi gerektirdiğinden sadece davacı vekilinin bu konudaki beyanı esas alınarak adi ortaklığın feshi talebi konusunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nin 2018/118 Esas, 2020/191 Karar sayılı dosyasında 03/11/2020 tarihli kararına karşı davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize tevzi edilmekle yapılan ön inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ve davalının amca çocukları olduklarını, davacıyla davalının belirli bir dönem adi ortaklık ilişkisi kurduklarını, adi ortaklığın davacıya ait (Karadağlar Seramik-Osman Karadağ) isimli şahıs şirketi üzerinden gerçekleştirildiğini, tarafların adi ortaklık yaptığı dönemlerde bir kısım taşınmazları ortaklık adına satın aldıklarını, dava konusu taşınmazında adi ortaklık döneminde adi ortaklık adına alındığını, tarafların adi ortaklığı kendi iradeleri ile sonlandırdıklarını ve ortaklığa ait malları kendi aralarında taksim ettiklerini, yapılan taksime göre dava konusu taşınmazın davacıya kaldığını, buna karşılık dava dilekçesinde belirtilen diğer taşınmazların davalıya bırakıldığını, davalıdan alacaklı olduğu 8.000 DM...

    Davalı; davacı ile yaptıkları ortaklıkta adi ortaklığın temsili ile hesaplarının tutulmasının kendisine bırakıldığını, satılan bir villanın bedelini sözleşmeye aykırı olarak davacının aldığını, davanın kötü niyetli ve zamansız olarak açıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece; davanın kabulü ile, tasfiye memuru ... tarafından düzenlenen 02/08/2012 tarihli raporda belirtildiği şekilde adi ortaklığın maddi değerinin villa değeri 500.000-TL + ... borcu 232.000-TL olmak üzere 732.596-TL olarak kabul edilmesine, Adi ortaklığın 732.592-TL olarak tespit edilen maddi değerinden davacının 412.219-TL tutarındaki alacağı çıkarıldığında geriye kalan 310.377-TL nin ortaklar arasında %50’şer hisseleri oranında paylaştırılmasına, davacı ...'ün adi ortaklıktan alacağının 577.450-TL olarak tespit edilmesine, davalı ...'...

      Tasfiye payının haczi için ortakların muvafakatı gerekmediği gibi adi ortaklık sözleşmesindeki ortakların işin bitimine kadar ortaklıktan ayrılamayacaklarına ilişkin kararlaştırma ancak ortaklar arasında hüküm ifade eder. Yasal koşullar oluştuğunda 3.kişi dahi ortaklığın fesih ve tasfiyesini isteyebirler. Bu bağlamda borçlu ortağın tasfiye payına haciz konulabilir. Bir ortağın tasfiye payına haciz konulması ise, BK'nun 535/3. maddesine göre adi ortaklığın fesih ve tasfiye sebebidir. Somut olayda adi ortaklığın ortağı ... Ltd. Şti. hakkında icra takibi yapılıp kesinleştiği ve tasfiye payı üzerine yöntemine uygun cebri icra vukuu bulduğuna göre, davacının adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin istemesinin yasal koşulları oluşmuştur. Mahkemece BK'nun 538-540. maddeleri gözetilerek adi ortaklığın feshi ile tasfiyesini yapması gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

        ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 25/10/2019 NUMARASI : 2018/40 Esas, 2019/1166 Karar DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) KARAR TARİHİ : 24/03/2021 KARAR YZM TARİHİ : 24/03/2021 İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/10/2019 tarih, 2018/40 Esas, 2019/1166 Karar sayılı dosyası Dairemize gönderilmiş olmakla, yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; inşaat işi ile ilgili ortaklığın tasfiyesi sırasında düzenlenen bonodan kaynaklı menfi tespit davasında; dosyanın öncelikle 11. Hukuk Dairesine gittiği, 11....

          Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez." şeklinde belirtilmiştir. 6098 Sayılı Kanunun 620.maddesinde düzenlenen adi ortaklık bu kapsama alınmamıştır. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davanın adi ortaklıktan kaynaklı kar payı alacağı ve tedbiren adi ortaklığa yönetici ve denetçi kayyım atanmasına ilişkin dava olduğu, 6098 Sayılı Kanunun 620.maddesinde düzenlenen adi ortaklık ticari dava niteliğinde olmadığı, genel hükümler çerçevesinde Asliye Hukuk Mahkemesince çözümlenmesi gerektiğinden davanın görev yönünden reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            "İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün ONANMASINA ilişkin olarak daireden verilen 04.10.2012 gün ve 2012/1776-6716 E.K. sayılı ilamın karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava adi ortaklık kâr payının davacıya isabet eden tutarının davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davacının adi ortaklığın tasfiyesini istemediği bu durumda davanın usulen dinlenemeyeceği gerekçesiyle red kararı verilmiş ve dairemizce karar onanmıştır. Adi ortaklığa ilişkin yasal düzenleme BK'nun 530 ve devam eden maddelerinde yer almaktadır. Ortaklığın yazılı şekilde kurulması gerekmediği gibi tasfiye için ayrıca açıkca tasfiye isteminde bulunulması koşulu da yer almamaktadır. Davada adi ortaklıktan kaynaklanan kazanç payı istendiğine göre istemin bu şekli itibariyle taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesininde istendiğinin kabulü gerekir....

              Davalı ... vekili cevap dilekçesinde özetle: Müvekkilinin ikametgah adresinin İstanbul olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açılmış olduğunu, yetkisizlik kararı verilerek dosyanını yetkili mahkeme olan İstanbul Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, davanın konusunun Menfi Tespit davası olup olmadığının açık olmadığını, dilekçenin açıklattırılması gerektiğini, menfi tespit davası ise eksik harcın tamamlattırılması gerektiğini ve diğer davalı yönünden davanın terfik edilmesi gerektiğini, dava açılması gereken süre olan senedin zorla alındığı iddia edilen tarihten itibaren bir yıl içinde açılmamış olduğunu, dava konusu senetin davacının özgür iradesi ile alınan borç para karşılığında verildiğini ve hukuka aykırı bir şekilde temin edilmediğini, senedin zorla alındığına dair bir soruşturma dosyası yada polis ihbar bulunmadığını, TBK 38....

                Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri bir sözleşme olup, adi ortaklık ilişkisi mutlaka sözleşme temeline dayanır. Adi ortaklık sözleşmesi yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir. Her ne kadar adi ortaklık ilişkisi her hangi bir şekle bağlı değilse de, bu kural geçerlilik şekli bakımından söz konusu olup, ihtilaf çıktığında adi ortaklık sözleşmesinin varlığını ispat yükü, adi ortaklık ilişkisinin varlığını iddia edene düşer. Adi ortaklıkta yazılı sözleşme, geçerlilik koşulu değil, bir ispat aracıdır. HMK 200- (2) maddesi gereğince; senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir....

                Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri bir sözleşme olup, adi ortaklık ilişkisi mutlaka sözleşme temeline dayanır. Adi ortaklık sözleşmesi yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir. Her ne kadar adi ortaklık ilişkisi her hangi bir şekle bağlı değilse de, bu kural geçerlilik şekli bakımından söz konusu olup, ihtilaf çıktığında adi ortaklık sözleşmesinin varlığını ispat yükü, adi ortaklık ilişkisinin varlığını iddia edene düşer. Adi ortaklıkta yazılı sözleşme, geçerlilik koşulu değil, bir ispat aracıdır. HMK 200- (2) maddesi gereğince; senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati halinde tanık dinlenebilir....

                UYAP Entegrasyonu