Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesinde "Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir." hükmü düzenlenmiştir. Borçlunun, kendisine karşı bir icra takibi başlamadan önce böyle bir dava açabilmesi için borçlu olmadığının hemen tespitinde hukuki bir yararı olması gerekir. Yargıtay'ın yerleşik içtihatları gereğince, borçlunun, hakkında henüz icra takibi başlamadan önce de yapılabilecek olası bir takibi düşünerek kendisini borçla tehdit eden kimseye karşı böyle bir borcu bulunmadığının saptanması için menfi tespit davası açılması mümkündür. Borçlunun ödemek zorunda olmadığı bir borç ile tehdit edilmesi durumunda menfi tespit davası açmakta hukuki yararının varsayılacağı kabul edilmiştir. İİK.'...

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davada Kartal 1. Asliye Hukuk ve Kartal 3. Sulh. Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, İİK.’nun 72. maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı ... ve diğer kat malikleri hakkında 12.452,00 YTL asıl alacak, 1.848,08 YTL işlemiş faiz olmak üzere, toplam 14.300,08 YTL üzerinden icra takibi yapıldığı ve bu miktar değer gösterilip, harcı yatırılarak menfi tespit davası açıldığı anlaşılmaktadır....

      DELİLLER VE DEĞERLENDİRME: Dava ; İİK 'nun 89. Maddesi gereğince açılan menfi tespit davası niteliğindedir....

        Davalı vekili, üçüncü haciz ihbarnamesinin davacıya 09.12.2009 tarihinde tebliğ edildiğini, İİK' nun 89/3 maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde dava açılması gerekirken bu sürenin geçirilerek 15.01.2010 tarihinde dava açıldığını, hak düşürücü sürenin re'sen dikkate alınması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuş, % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre İİK' nun 89. maddesi gereğince 15 günlük süre içinde davacı şirketin menfi tespit davası açmadığı, bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmeyen davacının zimmetinde borcun bulunduğu, süresi içinde açılmayan menfi tespit davasında takip alacaklısı davalının husumet ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı İİK' nun 89. maddesi uyarınca çıkartılan 3. haciz bildiriminden sonra menfi tespit davası açmıştır....

          İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacılar vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin davayı İİK 89. Madde uyarınca borçtan sorumlu olan 3. Kişiler tarafından açılmış bir dava olarak algıladığını, oysa davanın İİK 72. Maddesinde düzenlenen menfi tespit ve istirdat davası olduğunu, müvekkillerinin taleplerinin bizzat borçlusu oldukları ve 21/05/2021 tarihli haciz sırasında imzaladıkları senetler ve protokollerden kaynaklandığını, müvekkillerinin davadaki menfi tespite ilişkin taleplerinin ...'ün borçlu olduğu İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... E, İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... E, İstanbul ... İcra Müdürlüğünün ... E sayılı icra dosyaları ile henüz vadesi gelmemiş 30.04.2021 vadeli ve 200.000TL tutarlı çek yönünden olmadığını, mahkemenin davayı İİK 89. Maddesine göre açılmış menfi tespit ve müvekkillerini 3. Kişi olarak değerlendirip davanın usulden reddinin hatalı olduğunu. - 6098 sayılı Borçlar Kanunun 37....

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan 8 adet taşınmazı 2.148.800,00 TL bedelle resmi satış akdine dayalı olarak satın aldığını, ancak bu satıştan önce aralarında yapılan adi sözleşmeye dayanarak davalının bakiye 171.200,00 TL alacak iddiasında bulunup haksız takip yaptığını ileri sürerek vaki takibe borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddi ile davacı borçlunun İİK 72 hükmüne göre %20 tazminata mahkum edilmesini dilemiştir....

              Dolayısıyla, sahtelik iddiası dışındaki diğer tüm sebeplere dayanılarak açılan menfi tespit davaları İİK. m. 72’nin kapsamına girerken, sahtelik sebebine dayanan menfi tespit davası HMK. m. 209’daki özel düzenlemenin konusunu oluşturur ve bu tür bir iddia ya da davanın icra takibine etkisi de İİK. m. 72’ye göre değil, HMK. m. 209’a göre belirlenir. HMK. m. 209 hükmü çok açıktır ve herhangi bir ayrım yapmamaktadır. Bu sebeple, yerel mahkemece 209. maddenin açık ve ayrım yapmayan hükmünün dikkate alınarak ihtiyati tedbir talebimizin kabulü gerekirken, aksi yönde değerlendirme yapılmış olması usul ve yasaya aykırıdır." beyanıyla verilen ihtiyati tedbir talebinin reddi ara kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, mümkün değilse talepleri doğrultusunda karar verilmek üzere yerel mahkemeye geri gönderilmesine karar verilmesi istenmiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit istemine yöneliktir....

                Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK.443/4 m.), Mahkumiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 4.maddesi), Kira tespit ilamları (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı), Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar ( İİK 72. madde), Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar ( MÖHUK. 41/2), Sayıştay kararları (832 sayılı Sayıştay Kanunu 64. madde), İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1), Bu istisnai hükümlere göre, menfi tespit konulu ilamın anılan maddeler karşısında kesinleşmeden takibe konulabilmesi olanaklı değildir. Menfi tespit istemi yargılama aşamasında istirdata dönüşse de yasa gereği bu tür ilamların icrası için kesinleşme şartı aranmalıdır....

                  menfi tespit davalarında takibin durdurlması mümkün olmadığını, işbu bu sebeple ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiklerini, Bursa 8....

                    Hukuk Dairesinin 2020/5893 Esas sayılı ilamı ile kararın onandığını, karar düzeltme talebi hakkında henüz karar verilmediğini, taraflarınca Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/150 Esas sayılı tasarrufun iptali davasının borçlu aleyhine açıldığını, bu davada menfi tespit dosyasının bekletici mesele yapıldığını, davalar devam ederken icra müdürlüğünce dosyanın işlemden kaldırılmasının hatalı olduğunu, bunu içeren dilekçe üzerine icra müdürlüğünün yeni esas numarası belirleyerek takibi yenilemesinin yeni bir takip olmadığını, davacı borçlu tarafından açılan menfi tespit davası ile zamanaşımının kesildiğini, menfi tespit davasının açıldığı tarihe kadar bono vasfı taşıyan senet yönünden 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığını, 20/03/2009 tarihinde menfi tespit davası açılması ile zamanaşımı süresinin kesildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davanın reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu