Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İHTİYATİ TEDBİR KARARI: İlk derece mahkemesince 16/07/2021 tarihli ara karar ile; menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir müessesesine ilişkin özel düzenleme bulunmakta olup İİK'nun 72/2. maddesi gereğince icra takibinden önce açılan menfi tespit davalarında icra takibinin durdurulması, İİK'nun 72/3. maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilebileceği gerekçeleriyle " 1-Davacı vekili dava dilekçesi ile icra takibinin tedbiren durdurulmasını talep etmiş ise de, İİK'nun 72/3 1. cümlesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden tedbir talebinin REDDİNE, Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ......

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, takibin kötü niyetli olduğunu, İİK 72 madde gereğince takibin tedbiren durdurulabileceğinden bahisle tedbir talebinin reddine dair kararın kaldırılmasını ve takibin tedbiren durdurulmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre; Mahkemece HMK 389 ve İİK 72/2 maddesi uyarınca verilen iki ayrı tedbir kararı bulunmaktadır. Bu iki tedbir şekli, sebepleri, uygulanma şekilleri bakımından birbirinden farklı ve bağımsız tedbirlerdir. Davacı İİK 72 maddesine dayalı olarak açtığı menfi tespit davasında takibin tedbiren durdurulmasını talep etmektedir. İİK'nin 72/3. maddesinde; "İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez....

    İİK 89. maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Mahkemece, bu husus gözetilerek, işin esasına girilmesi gerekirken, yazılı şekilde Asliye Ticaret Mahkemesi' ne görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir..." Yargıtay .... Hukuk Dairesinin ... Esas .... Karar Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Eldeki dava İİK 89. maddesine göre açılan menfi tespit davasıdır. Davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Uyuşmazlık takip hukukundan kaynaklanmakta olup görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesidir. Yargıtay ... Hukuk Dairesinin ...esas ... karar ve yine .... Hukuk Dairesinin ...esas ... karar sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere İİK 89. Maddesindeki haciz ihbarnamesi üzerine açılan menfi tespit davalarında görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebiyle HMK 114, 115 ve 138....

      İncelenen davacı talebi ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirilmiş ve davacı talebinin İİK 89/3 maddesi uyarınca açılan menfi tespit talebine ilişkin olduğu saptanmıştır. İİK 89/3 maddesi gereğince açılan menfi tespit davalarında genel kurallara göre görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. 6100 HMK 2. maddesinin 1. fıkrası gereğince mal varlığı haklarına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemeleri'dir....

        salt İİK. 89/1,2 kapsamındaki tebligatlara itiraz edememesi sebebiyle ihbarnameye konu edilen borç miktarının zimmetinde sayılmasının kabul edilemeyeceğini, açıkladıkları nedenlerle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 89/3. maddesinde belirtilen sürede müvekkilinin takip borçlusu ...’a borçlu olmadığının tespit edilmesi için işbu davayı açmak zorunluluğu doğduğunu, dayanak icra dosyasında haciz ihbarnamelerine konu edilen alacağın müvekkilinin zimmetinde sayılacağına dair hiçbir bilgi ve belge bulunmaması, dayanak dosya borçlusunun müvekkilinden alacaklı olduğu yönündeki aleyhe iddianın soyut nitelikte olması, dayanak icra dosya borçlusu ile müvekkil arasında borç doğuran bir hukuki ilişkinin bulunmaması, ihbarnamelere konu edilen borcun müvekkili tarafından kabul edilmemesi dolayısıyla İİK. m. 89/3'e dayalı menfi tespit davasının kabulü ile, dayanak icra dosyası borçlusu ...'...

          Dava, İİK.’nun 72. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davalarında kural olarak alacaklı alacağını usulen kanıtlamakla yükümlüdür. Somut olayda davalı, davacı aleyhine icra takibine girişmiş ve alacağın sebebi olarak “ 160’lık elektrik trafosu bedelini” göstermiş, ancak herhangi bir yazılı belge sunmamıştır. Bu durumda mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlıkta ispat külfetinin davalı tarafta olduğu yönünde bir ara kararı oluşturularak davalıya alacağını kanıtlamaya elverişli delillerini sunması için önel verilmek suretiyle deliller toplandıktan sonra birlikte değerlendirilip varılacak uygun sonuç dairesinde hüküm tesisi gerekirken davalı tarafa savunmasını kanıtlama olanağı tanınmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre öteki temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 10.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece Adli Tıp Kurumu Raporuna göre, davanın kabulüne, 45.185 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, İİK 72. maddesine göre açılan menfi tespit davası olup, yargılama sırasında davacının hissedarı olduğu taşınmazların haczedilerek davalıya satıldığı, böylece bedelin davalı alacaklı tarafından tahsil edildiği dosya içeriği ile sabittir....

              Somut olayda, borçlu ... tarafından açılan menfi tespit davasında ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/573 E. - 2013/893 K. sayılı ilamı ile alacak miktarının tespiti yapılmıştır. Menfi tespit davasında verilen karar eda hükmü içermemektedir, buna rağmen alacaklı vekilinin icra dosyasına ilgili kararı ibraz etmesi üzerine müdürlükçe örnek 4-5 icra emri tanzim edilmiştir. Bu durumda söz konusu ilamın, hüküm bölümü itibariyle bir edayı içermediğinden, ilamlı takip konusu yapılamaz. Mahkemece istemin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekirken reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür.Dava; İcra ve İflas Kanunun 89/ 3. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup; menfi tespit istemine ilişkindir. İş bu eldeki dava ticari dava değildir. Dava, İİK. nun 89. maddesine dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmamaktadır. Uyuşmazlık takip hukukundan kaynaklanmakta olup görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yukarıda izah olunan ticari davalardan hiç bir kategoriye de girmediği, davanın ticari dava olmadığı da değerlendirilmiştir....

                  İstinaf nedenleri: Menfi tespit davalarında hak düşürücü süre öngörülmediği, eksik inceleme ile hatalı karar verildiği, hususlarına ilişkindir. 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenleriyle kamu düzenine ilişkin olup resen gözetilmesi gereken hususlarla sınırlı olmak kaydıyla yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; Dava, İİK'nın 89. maddesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir. İİK'nın 89. maddesine göre; ikinci ihbarnameye süresi içinde ( 7 gün) itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa on beş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir....

                  UYAP Entegrasyonu