İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı takip dosyası ile ödeme emrinin gönderildiğini, davalı/borçlu tarafından borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu, davalı tarafından işbu davaya konu kaçak elektrik kullanım borcu bağlamında borçlu olunmadığının tespiti maksadıyla İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/475 Esas sayılı dosyasına kayden menfi tespit davasının ikame edildiğini, huzurdaki itirazın iptali davası ile ilgili menfi tespit davasının tarafları ile dava konusunun aynı olması, davalar arasında irtibat bulunması sebebiyle işbu dosyanın HMK m.166 gereği İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/475 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesi ile davalı/borçlunun taşınır, taşınmaz malları ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerinde İİK m.257 gereği dava ve takip kesinleşinceye kadar teminatsız veya mahkemece uygun görülecek teminat karşılığında ihtiyati haciz konulması ile davalının İstanbul ... İcra Dairesi ......
Hukuk Dairesi'nin kaldırma kararı sonrası dosya mahkememize gönderilerek 2022/37 Esas üzerinden yargılamaya devam olunmuş, menfi tespit davasına konu edilen Ankara ... İcra Müdürlüğü'nün ... E sayılı takip yönünden mahkememizin yetkili olduğu, diğer İcra Müdürlüklerinde yapılan takiplerden borçlu olunmadığına ilişkin istemler yönünden ise mahkememizin yetkili olmadığı tespit olunmakla dava dosyasında tefrik kararı verilerek mahkememizin 2022/314 E sayısına kaydı yapılmıştır. Bu durumda davalı yanın süresi içerisindeki yetki itirazı ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi'nin 2021/683 - 2087 EK sayılı ve 20/12/2021 günlü kararı da değerlendirilerek davaya konu Ankara ...İcra Müdürlüğü'nün ... E sayılı icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti isteminde mahkememiz yetkili olmakla .... E....
in el ürünü olduğu " tespit edilmiş, davacı vekili 28.03.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile uyuşmazlık konusu bononun davalı alacaklıya bono bedelini tahsil etmesi için ciro yoluyla verildiği , bononun mal, hizmet veya para karşılığının bulunmadığı iddiasına dayanılarak borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiştir. Islah edilmiş haliyle, davacı gerçekte bononun karşılıksız olduğunu , tahsil için ciro edildiğini ileri sürdüğünden, bu iddiayı ispat yükü TMK'nın 6. ve HMK 190 maddesi gereğince davacıya düşer. Bilindiği üzere İİK Madde 72/1 maddesi uyarınca , borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukukî ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir.Başka bir deyişle hukukî yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....
Mahkemece, takip dosyasında ödeme emrinin davacılara 02.07.2003 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 17.09.2014 tarihinde açıldığı, davacıların icra takibini öğrenme tarihinden itibaren BK'nın 146. maddesinde ön görülen 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, daha önce açılan başka bir davada, davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinden zamanaşımının kesilmediği, davacılar vekilince müvekkili ...'ın köyde ikamet etmediği belirtilmiş ise de tebligatın iptali hususunda icra mahkemesine şikayet yoluna başvurulmadığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava, icra takibine konu alacak nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İİK'nın 72. maddesine göre görülen menfi tespit davalarının açılması konusunda dava açma süresi zamanaşımına bağlı olmayıp, mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
İcra Müdürlüğünün itiraz merciinin müdürlüğün olmaması sebebiyle itirazı reddederek takibin devamına karar verdiğini, müvekkilini borçlu olarak gösteren senedin müvekkili tarafından doldurulmadığından ve müvekkilin imzası taklit edilerek, davalı tarafından hazırlandığından takip haksız ve kölü niyetli olduğunu, müvekkilinin davalı takip alacaklısı şahsa böyle bir borcu bulunmadığını, bu hususun Yargıtay Hukuk Genel Kurulu(E.2013/12-1526, K.2015/1005) önüne gelen bir somut olayda, kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibinde borçlu tarafından imzaya itiraz edildiğini, ilk derece mahkemesinde imza için menfi tespit davası açıldığını, imzanın bilirkişi raporu ve mahkeme kararıyla borçluya ait olmadığı karara bağlandığını, ilk derece mahkemesinin itirazın kabulüne karar vermesi gerekirken, kararında direnmesi hukuka aykırıdır denilerek desteklendiğini, 6100 sayılı kanunun 208, Maddesi; taraflardan biri, kendisi tarafından düzenlendiği iddia edilen bir belgedeki yazı veya imzayı...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince Temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, genel kredi sözleşmesine istinaden yapılan icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, takip talebinde alacağın dayanağı olarak yanlışlıkla 21.09.2005 tarihli sözleşmenin yazıldığını, ancak müvekkilinin alacağının 24.08.2004 tarihli Kooperatif Krediler Sözleşmesinden kaynaklandığını, kredinin taksitlerinin ödenmediğini, davacının temerrüde düşürüldüğünü, takip talebinde dayanak sözleşmenin yanlış gösterilmesinin davacının borçlu olduğu gerçeğini değiştirmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/05/2024 Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Tarafların İddia ve Savunmaları: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklının talebi üzerine İstanbul ...İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında borçlu olan ...'...
Menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar vardır. Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır. Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir. Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır....
İİK'nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, "..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur..." hükmünü içermektedir....
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, menfi tespit talebine ilişkindir. İcra İflas Kanunu md. 72’ye göre borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz. Borçlu, menfi tespit davası zımnında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Menfi tespit davalarında davacı borçlu, davalı alacaklı ile arasında hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, borcun hiç doğmadığını iddia ediyorsa ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir....