"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, icra takibine konu edilen ödeme nedeniyle bedelsiz kalan senetten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı, görevsizlik kararı verilmesini istemiş, aksi halde davanın esastan reddini savunmuştur....
TL asıl alacak borcundan ..........TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine, koşulları bulunmadığından taraflar yararına tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava, İİK'nun 72.md.hükmüne dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı, bononun ticari ilişkide teminat olarak boş şekilde alındığını ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu, ayrıca bono bedeline karşılık olarak ödemelerde bulunduğunu iddia ederek ödemeler miktarınca davalıya borçlu olunmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir. .../......
-YTL. borçlu olunmadığının tespitine, dosyaya yatırılan paranın alacaklı yanca çekilmiş olması halinde borçlu olunmayan kısmın istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir....
) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, B.: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), İstanbul 2013, s. 346)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, davacı kurumda sigortalı çalışanın tedavi giderlerinin karşılanması için başlatılan icra takibinde borçlu olmadığının tespiti için açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 21.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 11.3.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 10/10/2013 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumet yönünden reddine dair verilen 28/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, menfi tespit istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, süresi içerisinde haciz ihbarnamelerine itiraz edemediklerini, aynı şekilde dava da açamadıklarını, bu nedenle icra takibinin kesinleştiğini, ancak icra dosyasının borçlusuna kesinlikle borçlarının bulunmadığını belirterek, icra dosyasının alacaklısına borçlu olmadıklarının tespini istemiştir....
Mahkemece dava konusu bonoda “nakden” ibaresinin bulunduğu, davacının iddialarını, usulüne uygun delillerle ispatlayamadığı, ancak icra takibinde istenilen işlemiş faiz talebinin fazla hesaplandığı gerekçeleri ile davacının davalıya 8.576.00 YTL asıl alacak 7.559.41 YTL işlemiş faiz üzerinden borçlu olduğu anlaşıldığından menfi tespit isteminin bu miktarlar yönünden reddine, talep edilen işlemiş faizin 164.59 YTL’lik kısmından borçlu olmadığının tespitine, davacı menfi tespit talebinde haksız görüldüğünden, verilen tedbir kararını teminat yatırmak suretiyle uygulattırmadığından takibin gecikmesinin söz konusu olmadığı gerekçeleri ile davalı yanın tazminat istemi yerinde görülmemiş hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
-K A R A R- Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı tarafından kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde bulunulduğunu, 29.12.2005 tarihinde 44.213,23 TL ve 27.03.2007 tarihinde 214.747,19 TL olmak üzere toplam 258.960,42 TL tahsilat yapıldığını takip konusu çekteki imzanın müvekkili şirketin temsilcisi Hakan Dabağ eli ürünü olmadığının Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığının raporunda tespit edildiğini belirterek, 258.960,42 TL’nin faiziyle istirdadı ile İcra Müdürlüğü hesap tablosunda bakiye 10.318,00 TL üzerinden borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın İİK’nun 72/7.maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını davacının İcra Hukuk Mahkemesinde açtığı davaların reddedildiğini, ancak hiçbir itirazında imzasını reddetmediğini bildirerek davanın reddini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğü’nün 2013/2065 Esas sayılı dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. DAVALI VEKİLİ CEVAP DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davacı her ne kadar icra takibinden çok sonra haricen haberdar olduğunu belirtmiş ise de davacı tarafın takipten 4. Ayda haberdar olduğunu, dolayısıyla huzurdaki davanın menfi tespit davası İcra ve İflas Kanunun 72. ve devamı maddelerinde belirtilen hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, bu nedenle davanın öncelikle bu yönüyle reddini talep ettiklerini, davaya konu icra takibinde yapılan tüm işlemlerin usulüne uygun olarak yapıldığını ve takibin bu haliyle kesinleştiğini, 2013 yılından beri haberdar olduğu bir icra takibinin hukuki sonuçlarını bertaraf etmek için davacı tarafın yaklaşık 6 yıl sonra 2019 yılında borçlu olmadığının tespiti için huzurdaki davayı ikame etmiş olmasının hakkın kötüye kullanılması olduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili aleyhine davalı banka tarafından genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili için icra takibine girişildiğini, müvekkilinin davalı bankadan 2007 yılında 30.000,00 TL kredi kullandığını, bu kredinin 2.000,00 TL lık kısmını 2007-2008 yılları arasında davalı bankaya ödediğini, davalı yanca icra takibinde fahiş miktarda faiz istendiğini ileri sürerek icra takibinde talep edilen faiz oranı ve işlemiş faiz miktarından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....