Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 19/07/2021 KARAR TARİHİ : 21/12/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH: ......

    Dava takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir. Menfi tespit davalarında kural olarak ispat yükü davalı alacaklı üzerindedir. Davalı, hangi hukuki ilişki nedeniyle ne miktarda alacaklı olduğunu usulüne uygun delillerle ispatlamalıdır. Dava konusu icra takibinde alacağın temeli "karzen" gösterilmiş ise de davalı sunmuş olduğu cevap dilekçesinde, keşidecisinin davacı, aval verenin ise bizzat kendisinin olduğu bonolar nedeniyle senet hamillerinin başlattığı takipler üzerine faizleri ve dosya giderleri ile birlikte toplam 20.000 TL ödemede bulunmak zorunda kaldığını belirtmektedir. Davalının savunmasında geçen senetlerle ilgili takip dosyaları getirtilmek suretiyle aval veren sıfatıyla davacı lehine ödemede bulunup bulunmadığının araştırılarak varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermek gerekirken ispat yükü tayininde yanılgıya düşülerek yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi bozmaya gerektirmiştir....

      "İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde temlik alan Girişim Varlık Yönetimi A.Ş vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalı bankanın müvekkili aleyhine “kredi üyelik hesap sözleşmesi hesap özeti” alacağına dayalı olarak 1.526,99 TL alacağın tahsili için icra takibi yaptığını, davalının müvekkilinin talimatı olmadığı halde hisse senedi aldığını ileri sürerek İzmir 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/3912 sayılı dosyasında yapılan icra takibinden dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine giriştiği icra takibinde dayandığı 30.04.2009 keşide tarihli 36.500 TL bedelli çekteki keşideci imzasının müvekkilinin eli ürünü olmadığını ileri sürerek çekten dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin çeki ciro yoluyla iktisap eden iyi niyetli üçüncü kişi hamil olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine giriştiği icra takibinde dayandığı 30.04.2009 keşide tarihli 36.500 TL bedelli çekteki keşideci imzasının müvekkilinin eli ürünü olmadığını ileri sürerek çekten dolayı davalıya borçlu olunmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin çeki ciro yoluyla iktisap eden iyi niyetli üçüncü kişi hamil olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

            Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan deliller doğrultusunda takibe konu bonoların yetkisiz temsilci tarafından tanzim edildiğinden geçersiz olduğu bu nedenle takibin iptali gerektiği, ancak davacının ticari defterlerini ibraz etmeyerek davalıya borçlu olmadığını kanıtlayamadığı gerekçesiyle takibin iptaline, menfi tespit davasının ise reddine karar verilmiş hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, davalı tarafından takibe konulan bonolardan dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile bu bonolara ilişkin başlatılan takibin iptaline ilişkindir.Takip ve dava konusu bonoları imzalayan kişinin (... İşenç), kambiyo taahhüdünde bulunma ve kambiyo düzenleme yetkisinin bulunmadığı mahkemece yapılan araştırma sonucu tespit edilmiştir.Dolayısıyla ortada davacı şirketin sorumluluğunu doğuran, yetkili temsilcisi tarafından düzenlenen bono bulunmamaktadır....

              Mahkemece, davanın İstanbul 3.İcra Müdürlüğünün takip dosyasına konu çeklerden dolayı borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkin olduğu, İİK.nun 72/son maddesine göre menfi tespit davalarının takibi yapan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabileceği gibi davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği, takip dosyasının halen İstanbul 3.İcra Müdürlüğünde olup, davalının yerleşim yerinin ise Bakırköy İlçesi olduğu gerekçeleriyle davacının dava dilekçesinin yetki yönünden reddine mahkemenin yetkisizliğine, yetkili mahkemenin Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi olduğuna karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 23.09 .2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. TL 17.15-O.H. 17.15.-P.H 00.00 Aslı gibidir....

                Dava konusu ... sayılı icra takibi, davalı alacaklı tarafından, davacı borçlu aleyhine, ... vade tarihli ve ... bedelli seneden dayalı olarak, fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle ... alacağın tahsili talebine ilişkindir. Hal böyle olunca, mahkemece..sayılı HMK'nun 31. maddesinde hükme bağlanan hakimin aydınlatma ödevi çerçevesinde, davacıya dava dilekçesi açıklattırılarak davanın senet nedeniyle mi yoksa takip nedeniyle mi borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu saptanarak sonucuna göre dava değerinin belirlenmesi, davanın senet nedeniyle açılan menfi tespit davası olduğunun belirlenmesi halinde, eksik peşin harç tamamlatılmak suretiyle, HMK.nun 26. maddesi uyarınca taleple bağlılık kuralı da gözetilerek yargılamaya devam edilmesi ve hüküm kurulması gerekirken, bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                  Mahkemece, yapılan yargılama sonunda benimsenen bilirkişi heyet raporuna göre taraflar arasında mal alımından kaynaklanan toplam 30.954,00 TL'lik kısımdan davacının davalıya 15.247,36 TL borçlu olduğu, avans olarak verilen ve davalı tarafından icra takibine konulan 37.900,00 TL'lik senet ve çeklerden davacının tespit edilen 15.247,36 TL'lik borcu düşüldükten sonra bakiye 22.652,64 TL'lik çek ve senetlerden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine ve bunların davacıya iadesine, davacının davalıya borçlu olmadığına karar verilen 22.652,64 TL'lik kısmın yönünden davalının icra takibinde kötüniyetli olduğundan %40'ı oranında hesaplanan tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir....

                    Mahkemece iddia, savunma ve toplanan deliller doğrultusunda, icra takibi dayanağının fatura alacağı olmayıp taraflar arasında düzenlenen 30.05.2009 vade tarihli 5.000,00 TL bedelli bononun bakiye ve ödenmeyen 2.153,00 TL lık kısmına ilişkin olduğu, ancak davaya konu 5.000,00 TL bononun halen davacının elinde bulunduğu, davacı yanca bono bedelinin davalı namına bankaya ödendiği iddia edilmişse de bu hususun yazılı delil ile kanıtlanamadığı, dolayısıyla bononun davalı borçlu tarafından ödendiğine karine teşkil ettiği gerekçeleriyle asıl dava yönünden ispat edilemeyen davanın reddine, birleşen dava yönünden ise davanın kabulüne icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı (birleşen davanın davalı) vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Aynı konuda itirazın iptali davası açıldıktan sonra menfi tespit davası açılmasında hukuki menfaat yoktur....

                      UYAP Entegrasyonu