"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki menfi tespi-istirdat davasının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasında imzalanan kredili satış sözleşmesi ile müvekkilinin davalıdan 5 adet araç satın aldığını, ancak ödemelerini aksattığını, bu sebeple de rehinli araçların başka alacaklılar tarafından haczedilerek satışa çıkarıldığını, davalıya 631.421,00 TL ödeme yapıldığını, davalının haksız ve hukuka aykırı olarak 94.584,00 TL fazla para tahsil ettiğini belirterek davalıya borçlu olmadığının tespitine , haksız ve hukuka aykırı olarak tahsil olan paranın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL'sinin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddesi uyarınca açılan menfi tespi davasıdır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun (İİK) 72.maddesi gereğince, borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında, borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (4721 s.TMK m.6). İspat yüküne ilişkin bu genel kural menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da, tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf, o vakıayı ispat etmelidir. Borçlu borcunu icra dairesine ödedikten sonra, artık menfi tespit davası açamaz. Bu halde, borçlunun sırf borçlu olmadığının tespitinde, hukuki bir yararı yoktur....
Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 13/11/2013 NUMARASI : 2012/68 (E) ve 2013/612 (K) Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Sanığın katılanı itmesi neticesinde katılanın yere düşerek kalçasını kırdığının kabul edilmesine, dosya kapsamının da bu kabule uygun olmasına göre; sanığın yaralama eylemini tahrik altından doğrudan kast ile gerçekleştirmesine rağmen sanık hakkında uygulama imkanı olmayan TCK'nin 21/2. maddesinde düzenlenen olası kast hükümlerinin uygulanması, 2) Kabüle göre de; a) Katılanın adli raporların tespi edilen ve olayla illiyeti bulunmayan vücut fonksiyon kaybına ve yaşına göre sanık hakkında TCK'nin 86/3-b maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, b) Sanığın cezasından olası kast nedeniyle indirim yapılırken uygulanan kanun maddesinin TCK'nin 21/2. maddesi yerine 22/1. maddesi şeklinde hatalı gösterilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz...
"İçtihat Metni"Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : İnşaat veya yıkımla ilgili emniyet kurallarına uymama HÜKÜM : Hükümlülük Gereği görüşülüp düşünüldü: Yokluğunda kurulan hükmün, sanığın bildirdiği son adresi yerine doğru- dan MERNİS'te kayıtlı adresine tebliğ edildiği anlaşılmakla; sanığın temyiz isteminin süre yönünden reddine dair ek karar kaldırılarak 02.07.2014 tarihinde kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelemesinde; 1- Oluşa, tüm dosya kapsamına göre, sanığın şirkette çalışan olduğunu belirtmesi ve katılan ile şirket arasında geçiş izni verilmesine ilişkin tutulan tutanakta yetkili olarak başka bir ismin yer alması karşısında, şirket yetkililerinin kesin olarak tespi- ti ile mahallinde teknik bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak, inşaat sırasında gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı, insan hayatı için bir tehlike yaratıp yaratmayacağı ile kusur durumu kesin biçimde saptandıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun...
Çekişmeli taşınmazın bulunudğu yerde tespi tarihinden önce 16.05.1986 ve 11.05.1989 tarihlerinde kesinleşen orman kadastrosu ve aplikasyon uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 30.10.2006 tarihinde kesinleşmiş, 150 ada 17 sayılı parsel belgesizden davalı adına tespit ve tescil edilmiştir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 29.09.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....
Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Sanığın mahkumiyetine, ceza verilmesi yer olmadığına dair, Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; 1-Hakaret suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre sanık müdafiinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 2- Kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince, a) Katılan tarafından, sanığın arsasına moloz dökmüş olması ve molozu kaldırmak istememesi ve olay sırasında tarafların karşılıklı olarak hakaret ettikleri sabit olmakla, bu durumun sanık lehine haksız tahrik oluşturduğu gözetilmeden, TCK'nın 29.madde uyarınca, cezasından indirim yapılmamış olması, b) Tekerrüre esas alınan ilam örneğinin mahkemesinden getirtilmeden, kaydın tekerrüre esas olup olmadığı tespi...
Davacı vekilinin temyizine gelince; Sulu tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın değeri belirlenirken Dairemizin yerleşmiş uygulamalarına göre % 4 oranında kapitalizasyon faizi uygulanması gerekirken, bu oranın % 5 olarak kabulü ile az bedel tespi Doğru görülmemiştir. Davacı vekillinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, aşağıda yazılı kalan onama harcının alınmasına, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 05/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/03/2018 NUMARASI : 2017/115 E - 2018/203 K DAVA KONUSU : Menfi Tespi KARAR : Yukarıda tarafları ve konusu yazılı bulunan dava ile ilgili olarak, ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf edilmesi sebebiyle , dava dosyası üzerinde yapılan inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müteveffa İlyas Yılmaz’ın davacının babası olduğunu, aynı zamanda Tatotaş Ticaret’in ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğunu, şirketin Büyükçekmece 6 pafta 228- 231 parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde 1988 yılında inşaat yapmak üzere hazırlıklara başladığını, kurulacak şantiyeye elektirik bağlanması için S....
DAVA KONUSU : Menfi Tespit (Kira) KARAR : Taraflar arasında Menfi Tespi (Kira) davası sonucu ilk derece mahkemesince verilen hükme yönelik davacı vekili tarafından süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının davaya konu dükkan niteliğindeki taşınmazın 2/3 hissesini Ömer Sağdınç'tan satın aldığını, taşınmazı boş ve kullanılır şekilde kendisine teslim edilmesini, ayrıca taşınmazın kendisine teslim süresine kadar geçecek sürede aylık 1.000 TL den 26/10/2015 tarihinden itibaren 10.000 TL ecri misil ödemesini talep ettiğini, İcra Müdürlüğünün 2016/944 E sayılı dosyası ile müvekkili hakkında adi kiraya veya hasılat kiralarına ait takipte ödeme emri düzenleyerek icra takibi başlattığını, davalının, söz konusu taşınmazda davacının hissesine ve aynı yerde bulunan evine haciz koyduğunu, ne yazık ki hacze davet kağıdı da müvekkiline tebliğ...
dan zorunlu olarak göç ettiklerini 1990 yılında Devlet Bakanlığının başlattığı bir proje sonucu ...' da kendilerine göçmen evleri yapılacağının taahhüt edildiğini, bu konuda duyurular yapıldığını, 1991 yılında duyuruda gösterilen banka hesabına 2.500.000 TL yatırıp, davalıya başvurduğunu, konutlarının teslim edilmediğini, ödedikleri paralarının büyük değer kayıplarına uğradığını, o tarihte bu paralara arsa alabileceklerini veya repoda değerlendirilip büyük gelir elde edebileceklerini ileri sürerek 2.500.000 TL ile 1991 yılında alınabilecek arsanın dava tarihinde ulaşabileceği değerinin hesaplanması, dava dışı bir kısım göçmenlere taahhüt edilip teslim edilen daire değerlerinin tespiti, kira zararlarının tespiti de yapılmak suretiyle B.K. 105. maddesi anlamında munzam zararlarının ayrıca müspet ve menfi zararlarının tespi ti yapılarak şimdilik 1.100.000.000 TL' nin tahsiline karar verilmesini istemiştir....