DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken 26/07/2014 tarihli mehir eşya senedi başlıklı senet düzenlendiği, "senette belirtilen eşyaların davacıya ait olup, gelin gelirken beraberinde getirdiği, bu eşyalar üzerinde davalı ve babasının hiçbir hakkının olmadığı, istenildiğinde tamamının davacıya teslim edileceği taahhüt edilerek" senedin davalı ve kefil sıfatı ile babası tarafından imzalandığı, her ne kadar davalı taraflar arasındaki geçimsizliğin davacının tam kusurlu hareketleri neticesinde oluştuğunu belirterek bağıştan rücu definde bulunmuş ise de, senette belirtilen eşyaların davalı tarafından davacıya mehir olarak bağışlanmadığı, senet metnine göre senette belirtilen eşyaların davacının gelin gelirken baba evinden geçtirdiği eşyalar olduğunun belirtildiği, hal böyle olunca davalı tarafından davacıya mehir olarak bağışlanmayan eşyalar yönünden bağıştan rücu definin dinlenebilir olmadığı, her ne kadar davalı taraf 30 gram yüzük üretiminin olmadığını ve 500...
Hemen belirtilmelidir ki, davacının çekişmeli 5 parsel sayılı taşınmazı ile 2 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını davalıya mehir olarak verdiği, dosyadaki 14.8.2006 tarihli mehir senedi başlığı altında imzalanmış adi yazılı sözleşme ve davalı tanıklarının ifadeleri ile belirlenmiştir. Bilindiği üzere, mehr kocanın evlenme sözleşmesi anında ya da devamı sırasında bazen de sona ermesi halinde kadına belirli bir mal, para veya ekonomik değeri olan bir şeyi armağan etmesidir. Medeni Kanun, evlenme sözleşmesi sırasında karı kocadan birinin diğerine bir mal veya para vermesini ya da vermeyi vaad edip bir süre ertelemesini yasaklamamıştır. Bu nedenle, eski hükümlere göre kurulmuş mehr, Medeni Kanun tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez. (2.12.1959 günlü, 14/30 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gerekçesi). Mehr sözleşmeleri bu gün içinde geçerlidir....
KARAR Davacı, mehir senedinde yazılı eşyaları vefat etmeden önce birlikte yaşadığı eşinin evine getirdiğini, daha sonra davalı-kayınpederi tarafından eşyalara el konulduğunu ileri sürerek eşya bedeli olan 12.870 TL’nin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın dayanağının 23.7.2004 tarihli adi mehir ve hibe senedi olup, davalının bu senede kefil olarak imza attığı, davalının kefaletinin Borçlar Kanunu 486.maddesinde düzenlenen adi kefalet hükmünde olduğu, bu durumda öncelikle asıl borçluya başvurulması gerektiği, asıl borçludan alacağın tahsilinin imkânsız olması halinde kefile başvurulabileceği, bu aşamada kefil olan davalıdan eşya bedellerinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. BK. 483.maddesi gereğince kefil, asıl borçlunun borcunu ödememesi halinde bu borçtan şahsen sorumlu olmayı alacaklıya karşı taahhüt eder....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların 27/05/2021 tarihli celsedeki beyanları ile mehir senedinde belirtilen 300 gram altından 150 gramının davacıya takıldığı, 150 gramının hiç takılmadığı, takılmayan 150 gram altın yönünden ispat külfetinin davalı tarafta olup, senetten kaynaklanan edimin yerine getirildiğinin senet kuvvetindeki bir belge veya yemin deliliyle ispat edilmesi gerektiği, Dairemizin 2021/2100 Esas sayılı kararından sonra davalının yemin delilini kullandığı, davacının da 150 gram mehir altınının hiç teslim edilmediğine dair yemin ettiği, bu nedenle hiç yerine getirilmediği iddia edilen 150 gram mehir altını yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, mehir senedinde belirtilen 300 gram altından 150 gramının ise düğünde davacıya takıldığı, davacının bu altınlarla ilgili cevaba cevap ve 27/05/2021 tarihli duruşmadaki beyanlarının birbiriyle uyumlu olduğu, tanık Mustafa'nın beyanı ile davacıya ait altınların en son ev alınmak için...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında boşanma davasının bulunduğunu, ekte sundukları mehir senedinde belirtilen 16 gram 22 ayar 5 adet bileziğin davacı müvekkiline mehir olarak verildiğini, 06/03/1982 tarihli mehir senedinden doğan ve mehir senedinde "...bu borcumuza mahsuben yukarıda 36 sıradan tadat olunan..." kısımda belirtilen 400.000,00 TL bedelin davacı müvekkiline her iki davalı tarafından ödenmediğini, mehir senedine göre o zamanki paranın alım gücüne göre bahsedilen miktarın 106 gram 22 ayar altın bileziğin 3 katı civarına tekabül ettiğini, asgari ücretin neredeyse 21 katı bir bedele tekabül ettiğini, mehir senedine istinaden ödenmesi gereken bu bedelin de her iki davalıdan tahsilini talep ettiklerini, 06/03/1982 tarihli mehir senedinden doğan 400.000,00 TL olarak belirtilen alacağın (paranın zaman değeri hesabı ve alım gücü dikkate alınarak) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal...
Davaya dayanak teşkil eden mehir senedinde Akıncılar Köyü'nde bulunan 4 dönüm tarlanın da mehir olarak davacıya bağışlandığı, mehrin yapıldığı tarihte taşınmazın tapuya kayıtlı olmadığı, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 2016/12700 Esas 2019/6204 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, tapuda kayıtlı olmayan taşınmazların taşınır niteliğinde olup, zilyetlikten ibaret olan hakkın devri sureti ile yapılan elden bağışlama sözleşmelerinin hiçbir şekil şartına bağlı olmadığı, davacının mehr-i muaccel senede dayalı olarak işbu davayı açması için boşanmanın kesinleşmesine de gerek olmadığı, mehre konu edilen taşınmazın dava tarihi değeri itibari ile ıslah edilen miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinde de isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davalının taşınmaz yönünden verilen karara dair istinafının reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Asıl dava mehir senedinin iptali ve istirdata; birleşen dava, mehir senedinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 09.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dava, çeyiz senedi uyarınca yirmi beş kalem halinde belirlenen çeyiz ve ziynet eşyasının bedelinin ödenmesine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına toplanan delillere ve mahkeme kararında yazılı gerekçelere göre davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2-Davacı vekilinin çeyiz senedinde yazılı ziynet eşyaları dışında kalan eşyalara yönelik temyiz itirazlarına gelince ; Davacı vekili, dava dilekçesinde müvekkilesinin davalı ... ile evlenmesi sırasında davada dayanılan çeyiz senedinin düzenlendiğini, davalıların bu çeyiz senedi ile taahhüt edilen eşyaların aynen veya nakden ödenmediğini, çeyiz eşya senedinde geçen tüm eşyaların davalılar tarafından taahhüt edildiğini, belirterek eşyaların bedellerinin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; 2014 yılında evlendiklerini, müşterek çocukları bulunmadığını, ikinci evlilikleri olduğunu, evlenirken bir miktar altın ve Bahçesaray Köyünde bulunan müstakil evi davalının mehir olarak vereceğini vaat ettiğini, takılan bilezikleri bir süre sonra geri aldığını, senedi davalının yırttığını iddia ettiğini, kendisine vermediğini, sürekli "gitmek istiyorsan git, seni tutan yok" dediğini, davalının çocuklarının kendisini kabul etmeyip hor gördüklerini, bir tartışmada davalının hakaret ve tehdit ettiğini, çocuklarının da üzerine yürüyüp hakaret ve tehdit ettiklerini, davalının sessiz kaldığını, bunun üzerine bir dönem ayrı yaşayıp tekrar barıştıklarını, sonrasında davalı ile inşaat halindeki kendisine mehir olarak verilen Bahçesaray Köyündeki eve taşındıklarını, inşaatın bitmesi ile davalının tapuyu adına çıkardığını, bu sebeple tartıştıklarını, davalının tehdit ve hakaret...
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, mehir senedindeki altınlar ve Oyak hesabındaki alacak kalemleri yönünden reddine, mehir senedinde yazılı ev eşyaları ile kişisel eşyalar yönünden toplam bedeli 15.200.00 TL ile. araç yönünden 4.500.00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir....