Mehir senedi içeriğine göre, dava konusu edilen çeyiz ve ziynetler davalı eş ve babasına teslim edilmiştir. Taraflar arasında ... Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi'nin 2010 / 124 esas 2011/203 karar sayılı boşanma davası içeriğine göre de davacı eş, ... isimli çocuklarının doğumundan üç ay sonra herhangi bir gerekçe göstermeden ortak konutu terk ederek babasının evine dönmüş, müşterek çocuklarını davalının ailesinin yanına bırakmış, araya girenlerin aracılığına rağmen, eve dönmeyerek, evlilik sorumluklarını yerine getirmemiştir. Bu nedenle mahkeme davacı kadının açtığı boşanma davasını ret ederken, davalı kocanın açtığı karşılık boşanma davasını kabul etmiştir. Hüküm boşanma yönünden 22.6.2012 tarihinde kesinleşmiştir. Söz konusu çeyiz eşyaları ve ziynetler taraflar arasında senede bağlanmış olup, davalı açısından bağlayıcıdır. Dolayısıyla davalı senette belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmek zorundadır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Tarafların 1997 yılında evlendikleri, Konya 3.Aile Mahkemesinin 2013/663 Esas sayılı dosyasında eşit kusurlu bulunmak suretiyle boşanmalarına karar verilerek işbu kararın kesinleştiği, tarafların eşit kusuru nedeni ile bağıştan rücu koşulları gerçekleşmediği gibi bağıştan rücu definin de boşanmanın kesinleşmesinden itibaren bir yıllık süre geçtikten sonra ileri sürülmesi sebebiyle dikkate alınamayacağı, mehir senedi ve çeyiz senedinin davalı tarafından imzalandığı, dolayısıyla davalının çeyiz senedi içeriğindeki bir kısım eşyaların getirilmediği yönündeki iddiaya itibar edilemeyeceği, hal böyle olunca çeyiz senedi ve mehir senedinde ziynet eşyaları dışında kalan eşyaların evlilik birliği içinde kullanılmaları nedeni ile yıpranmış değerleri üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davalının bu yöne temas eden istinafının reddine karar verilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Mehir senedi ile müvekkiline verilen altınların evliliğin ilk aylarında davalılar tarafından araba almak maksadı ile müvekkilinden alınıp iade edilmediğini, müvekkilinin altınlarının davalılar tarafından kendi ticaretlerinde ve işlerinde kullanıldığını belirterek 100 gram altının karar tarihindeki rayiç değerinin tespit edilerek boşanma dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de dava değerini 23.600,00 TL olarak ıslah etmiştir....
için kullanıldığını, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 18.01.1993 tarihli mehir senedi ile davacıya bağışlanan ve sayılan toplam 244 gr. altın bedeline karşılık 20.000 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Delillerin Değerlendirilmesi İle Hukuki Sebepler ve Gerekçe: Dava; mehir alacağı istemine ilişkindir. Erkeğin evlenirken eşine verdiği veya vermeyi taahhüt ettiği para veya başka bir mala mehir denir. Mehir, ödenme zamanına göre, mehr-i muaccel ve mehr-i müeccel olmak üzere ikiye ayrılır. Mehr-i muaccel, peşin olarak ödenen mehirdir. Mehr-i müeccel ise ödenmesi sonraya bırakılan mehirdir. Bu mehrin ödenmesi için herhangi bir zaman belirlenmişse, bu tarih geldiğinde belirlenen mehrin ödenmesi gerekir. Şayet bir vakit belirlenmemişse, boşanma ile mehir muacceliyet kazanır. Türk Medeni Kanunu, evlenme sözleşmesi sırasında karı kocadan birinin diğerine bir mal veya para vermesini ya da vermeyi vaad edip bir süre ertelemesini yasaklamamıştır. Bu nedenle, eski hükümlere göre kurulmuş mehir, Medeni Kanun tarafından yasaklanmış bir hukuki ilişki olarak kabul edilemez (02/12/1959 günlü, 14/30 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gerekçesi).Mehir sözleşmeleri bugün de geçerlidir....
senedi ile müvekkiline bağışlanan on adet tam altının iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde bedelinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, mehir alacağı talebine ilişkin 1.000,00 TL' lik dava değerini, 26.600,00 TL'ye ıslah etmiştir....
Somut olayda; davacının/karşı davalının talebinin evlenme akdinin yapılacağı düşüncesiyle tanzim olunan mehir senedinde yazılı bulunan altın ve ev eşyalarının teslim edilmesi davalı/karşı davacının talebinin ise evlenme akdinin yapılacağı düşüncesiyle tanzim olunan mehir senedinde yazılı bulunan bağışlamadan rücu talebine ilişkindir. Bu durumda; davacının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, taraflar arasında evlilik akdi yapılmamış,evlilik akdinden kısa bir süre önce taraflar arasında nişanın bozulmasından dolayı evlilik akdinin gerçekleşmediği anlaşılmıştır. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mehir alacağına ilişkin talebin de reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle, mehir alacağına ilişkin hükmün kaldırılarak mehir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu, ziynet ve mehir alacağı talebine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
CEVAP Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; imam nikahı sırasında mehir olarak 150 gram altın kararlaştırıldığını, 750 gram altın taahhüdünde bulunulmadığını, imam nikahı sırasında kararlaştırılan 150 gram altının ise düğünde davacıya takıldığını, mehirden kaynaklı herhangi bir borcun kalmadığını, kabul etmemek koşulu ile 750 gram altın taahhüt edildiği düşünülse dahi bakiye 600 gram mehir için bağışlamadan rücu koşullarının oluştuğunu, ayrıca 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 296 uncu maddesinin ikinci fıkrasına göre, ortaya çıkan durumlar itibariyle bağışlama sözünün geri alınması ve ifadan kaçınma koşullarının oluştuğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı İlk Derece Mahkemesinin 08.12.2021 tarih ve 2020/392 Esas, 2021/810 Karar sayılı kararı ile davacı tanığı ...'...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların evlenirken 02/08/1997 tarihinde mehir senedi düzenlendiğini, mehir senedine konu ziynet eşyalarının müvekkiline ifa edilmediğini, çeyiz eşyalarının da müşterek hanede davalıda kaldığını belirterek mehir senedinde belirtilen eşya ve altınların dava tarihindeki bedellerinin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, dava dilekçesinde dava değerini 4.000,00 TL olarak göstermiş, ıslah dilekçesi ile de davasını 45.065,00 TL üzerinden ıslah etmiştir....