ın evli olduğunu, davalının kusurlu davranışları nedeniyle müvekkilinin müşterek konutu terk etmek zorunda kaldığını, müvekkilinin evliliği nedeniyle bir mehir senedi düzenlendiğini, bu senedin davalı eş ve diğer davalı kayınpederi tarafından imzalandığını belirterek senette yazılı eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, altınların sağlık nedeniyle harcandığını, ev eşyalarını teslime hazır olduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davalı ... hakkında açılan davanın reddine, ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne, davalı ...'dan aynen veya bedelinin tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, süresinde, davacı ve davalı vekillerince temyiz edilmiştir....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların boşanma davalarının devam ettiğini, tüm eşyalar, çeyizler giyim, ayakkabı her şey ortak hanede kaldığını, ortak konutun tahsisinden sonra kendisine ait eşyaları evinde bulamadığını, altınların tamamı davalılar tarafından borç olarak alındığını, bozdurulduğunu, geri ödeme sözü verildiğini ancak altınların hiç birinin iade edilmediğini, taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedindeki ziynetlerin davalı tarafından borç olarak alındığını ancak iade edilmediğini, eşyaların davalıda kaldığını ayrıca mehir senedinde mehir tazminatı ödenmesinin kararlaştırıldığını belirterek mehir senedinde belirtilen eşya, altın ve mehir tazminatı ile düğünde takılan altın ve paraların aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 2.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. 2....
KARAR Davacı, davalı ile evli iken 30.11.2003 tarihinde davalı eşinin kendisini döverek evden kovduğunu, aynı gece bayram şekerlerini çaldığı iddiası ile cebir ve şiddetle kağıt imzalattığını, savcılığa şikayette bulunması üzerine davalının ceza mahkemesinde yargılanarak mahkumiyetine karar verildiğini, bu arada Konya 1.Aile Mahkemesinde 2004/808 esas sayılı dosyası ile mehir senedinden doğan alacaklarının tahsili için açtığı dava sırasında davalının sözde mehir senedindeki haklarından vazgeçtiğine dair bir belge ibraz ettiğini, oysa böyle bir belgenin gerçek olamayacağını, evden kovulduğu ve dövüldüğü gece ne olduğunu bilmeden imzalatılan belgenin geçersiz olduğunu, imzanın da incelenmesi gerektiğini, ileri sürerek mehir senedinden feragate ilişkin belgenin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; "Mehir senedi incelendiğinde; davalılar murisi İbrahim Binar'ın davacı T1 mehir senedinde yazılı altınları mehir olarak bağışlamayı vadettiği, altınları verene dek Karkın kasabasında bulunan 14 çiftçi dönümü tarlasının gelini Harunnisa'nın yedinde olacağının ve herhangi bir kira bedeli ödemeyeceğinin kararlaştırıldığı, mehir senedinin 29/04/1983 tarihli olduğu anlaşılmaktadır. Öncelikle davalılardan T7 T13 T10 davayı kabul beyanında bulunmuşsa da davalılar arasında murisin terekesinden kaynaklanan bir borç olması dolayısıyla zorunlu dava arkadaşlığı olduğu somut olayda gözetilmelidir. "..4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 640 maddesinin 2. bendi (eski Medeni Kanunun 581. maddesi) uyarınca, elbirliği ortaklığında mirasçılar sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların evlilikleri sırasında davalı tarafından müvekkiline mehir senedi olarak altın ve eşya verildiğini, senette belirtilen altınların takıldığını, düğünden kısa bir süre sonra takılan 150 gram altının borçların olduğu gerekçesiyle müvekkilinden alındığını ve bir daha iade edilmediğini, ayrıca müvekkiline hediye olarak düğünde takılan altınların ve çeyreklerin de müvekkilinin rızası olmadan borçlar için harcandığını, mehir senedinde belirtilen eşyaların müvekkilinin evden darp edilerek kovulduğu için davalıda kaldığını, yine müvekkilinin evlenirken çeyiz olarak getirdiği eşyaların da davalıda kaldığını belirterek mehir senedinde belirtilen 22 ayar 150 gram altın ve eşya bedeli için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yine çeyiz olarak getirilen eşyaların bedeli olan 1.000,00 TL'nin fazlaya...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiği, mehir senedindeki altınların karşılığı olarak davacıya düğünde 5 adet bilezik ve 1 adet set takımı takıldığı, mehirdeki diğer eşyaların da alınarak davacıya teslim edildiğinin davacının ve tanıklarının beyanları ile sabit olduğu, dava konusu altın dışında kalan eşyaların tarafların ayrılığı aşamasında davacı tarafından baba evine getirildiğinin tanık beyanları ile anlaşıldığı, bu nedenle eşyalar yönünden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davacının eşyalar yönünden davanın reddine karar verilmesine yönelik istinafı reddedilmiştir....
KARAR Davacı, davalı ... ile evli olduğunu, diğer davalının da ...’in babası olduğunu, mehir senedinde yazılı eşyaların davalılarda kaldığını ileri sürerek bu eşyaların aynen, değilse bedelleri toplamı olan 15.650.000.000 Tl.nın tahsilini istemiştir. Davalılar, davacının ziynetlerini götürdüğünü savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davada mehir senedinde yazılı ziynet ve çeyiz eşyalarının davalılarda kaldığından bahisle bu davayı açmış, mahkemece dava davalı Nuh Işıkın sorumluluğu olmadığından reddine, diğer davalı ... açısından aynen kabul edilmiştir. Mehir senedinde yazılı eşyaların davacıya ait olduğu açık ve belirgindir....
Cevap dilekçesi: Davalı Hüseyin Öztürk cevap dilekçesinde: Mehir senedinde belirtilen tüm eşyaları aldığını, düğünde takılan altınların takı merasiminden sonra davacının kardeşi Leyla tarafından alındığını, düğünden sonra tarafların Ankara'ya yanlarına geldiklerinde davacının kendisine davalının borçlar için altınları istediğini, kendisinin de vermediğini söylediğini, daha sonra altınların farklı farklı olduğunu belirterek bunları tek tip olarak birleştirilmesini talep ettiğini, kendisinin davacının verdiği altınları kuyumcuya götürerek 30 gramlık 5 adet bilezik yaptırarak kendisine teslim ettiğini, davacının altınlarını ve diğer eşyalarını giderken yanında götürdüğünü, mehir senedinin 80 gram altın olarak konuşulduğunu, ancak en son kuyumcuda takılanlarla birleştirilip alınan altınların da mehir senedine yazılmak sureti ile mehir senedinin 150 gram olarak düzenlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet ve Eşya Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı erkeğin ziynet ve mehir alacağına yönelik temyiz itirazlanın incelenmesinde; Ziynet ve mehir alacağı toplam miktarının 43.540,00 TL olup karar tarihindeki kesinlik sınırı 47.530,00 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/1-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir....
Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın mehir olarak takılacağı iddia edilen 100 gram altına ilişin de davalının bağlayıcı yazılı bir belgesi ve tüm tanıkların ittifakı ile sabit bir vaadinin söz konusu olmadığını, tanık beyanlarında da taraflar arasında yazılı bir mehir sözleşmesi yapılmadığının beyan edildiğini, bu nedenlerle ispat edilemeyen davacı tarafın talep ettiği mehir olarak belirtilen 100 gram altın talebi açısından ve çocuğun doğumunda takılan altınların bedeli olarak talep edilen tutar açısından red kararı verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili yasal süresi içerisinde verdiği istinaf dilekçesinde özetle; davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinden bahisle ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmiştir....