Davalı Sultan tarafından Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/414 sayılı dosyasında taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedi yönünden dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde mehir senedinde bulunan altınların davacıda olduğu belirtilmek sureti ile altınlar yönünden ret kararı verildiği, eşya bedeli ve tazminat bedeli yönünden davanın kabul edildiği, altınlar yönünden verilen ret kararının davacı tarafından temyiz edildiği, kararın Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2016/17927 Esas 2018/7468 Karar sayılı ilamı ile onanmak sureti ile kesinleştiği, hal böyle olunca kesinleşen ilam ile mehir senedindeki altınların davalı Sultan'da olduğunun kesinleştiği, buna göre davaya konu mehir senedinde belirtilen altınların taraflara müşterek bağışlandığının belirtilmesi karşısında davacının hissesine düşen kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde de isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2022 NUMARASI : 2022/342 ESAS 2022/244 KARAR DAVA KONUSU : M KARAR : Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların davalının arkadaşı aracılığıyla tanıştıklarını ve 12/01/2021 tarihinde evlendiklerini, imam nikahı kıyılırken mehir olarak 41 gr 24 ayar altın olarak belirlendiği ve taraflarca mehir senedi düzenlendiğini, müvekkili ile davalının evlendikleri gün cinsel birliktelik yaşadıkları, bu cinsel birliktelikte müvekkilinin davalının zorlandığını fark ettiğini ve davalıya bir doktora başvuralım diye konuştuklarını, dr randevusu aldıklarını müvekkilinin daha sonra davacının selectra isimli ilacı kullandığını fark ettiğini, taraflar evlendikten iki gün sonra balayı için bir yerlere gitmeye karar verdiklerini, ancak davalının covid-19 nedeniyle hiç bir yere gitmek istemediğini, müvekkilinin ise daha önce İstanbul'a evliyaları ziyarete gitmeyi sevdiğini isterse birlikte oraya da gidebileceklerini...
Dosya içerisinde bulunan Mehir senedi incelendiğinde mehir senedinde davacı ve davalının imzalarının bulunmadığı, yalnızca nikah şahitlerinin imzalarının bulunduğu, imzasız senede dayalı olarak davalının sorumlu tutulamayacağı, davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla; Davanın Reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " şeklindeki gerekçe ile "Davanın reddine" karar verilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 02.03.2019 tarihinde evlendiklerini, müşterek çocuklarının olmadığını, boşanma davası açıldığını, mehir senedi düzenlendiğini, nişan merasiminde takılar takıldığını, dava dilekçesinde ayrıntılarını belirttikleri ziynetlerin davalıdan tahsili amacı ile iş bu davanın açıldığını, karşı tarafın uhtesinde kaldığını, müvekkiline teslim edilmediğini belirterek mehir senedinde yazılı olan davacıya verilmeyen 24 ayar 500gr altının aynen müvekkiline teslimi mümkün değilse dava tarihindeki rayiç değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, nişanda müvekkiline kendi ailesi tarafından takılan ayrıntısı belirtilen üç bilezik ve beş çeyreğin aynen teslimi mümkün olmadığı tarihte dava tarihindeki rayiç değerinin davalı Muhammet Hüseyin'den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Mustafa evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, senedin davalı Nasır tarafından da kefil olarak imzalandığını, senetteki edimin davalılarca yerine getirilmediğini belirterek 300 gram 22 ayar altının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde şimdilik 50.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; mehir senedine konu altınların bir kısmının düğün esnasında davacıya takıldığını, bir kısmının da daha sonra davacıya verildiğini, ayrıca bağıştan rücu koşullarının oluştuğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı dava dilekçesinde mehir olarak vaad edilen ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını ve kendisinin aldığı eşyaların da iadesini talep etmiş, yargılama sırasında eşyalardan bir kısmına dair fatura ile birlikte ziynet eşyalarını gösterir video ve iki adet düğün fotoğrafını dosyaya ibraz etmiştir. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından davacı tarafından dosyaya herhangi bir mehir senedi ibraz edilmediği, bağışlama vaadinin geçerliliğinin yazılı şekle tabii olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, TBK 288/3 maddesi gereğince, şekle uyulmaması sebebi ile geçersiz olan bağışlama sözü verme bağışlayan tarafından yerine getirildiğinde elden bağışlama hükmündedir. HMK 31 maddesi gereğince hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil göstermesini isteyebilir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedinde mehri müeccel olarak kararlaştırılan 170 gram 22 ayar altının ifa edilmediğini belirterek şimdilik 6.000,00 TL'nin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki boşanma davasının derdest olduğunu, taraflar arasında mehir senedi imzalanmadığını, ibraz edilen belgenin evlilik akdi sözleşmesi olduğunu, belgede tarih bulunmadığını, kefalet tarihi belli olmadığı için davalılar Yasin ve Mahmut Sami'nin kefaletlerinin geçersiz olduğunu, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu belirterek davanın usulden, aksi takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; davanın usulden reddine karar verilmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedi ile müvekkiline bağışlanan ziynet ve eşyaların ve müvekkilinin düğün nedeni ile baba evinden götürdüğü eşyaların müşterek hanede kaldığını, müvekkilinin altınlarının davalı tarafça müvekkili uyurken rızası dışında habersizce alınıp, babasının kasasına konulduğunu, müvekkili istemesine rağmen iade edilmediğini belirterek ziynet eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 13.500,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile de, ziynet eşyaları yönünden 49.813,00 TL olarak davayı ıslah etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiği, mehir olarak kararlaştırılan 22 ayar 200 gram altının davacıya teslim edildiğine dair senet içeriğinde tarafları bağlayıcı herhangi bir beyan ve imza bulunmadığı, davacının mehir ediminin yerine getirilmediğini iddia etmesi karşısında ispat külfetinin senet kuvvetindeki bir belge veya yemin delili ile davalıda olduğu, senet kuvvetindeki bir belge ibraz edemeyen davalının kendisine verilen sürede yemin delilini de kullanmadığı, cevap dilekçesinde bağıştan rücu definde bulunulmadığı için boşanma davasının bekletici mesele yapılmasının da zorunlu olmadığı, işbu davanın mal rejiminin tasfiyesi davası olmaması sebebi ile davacının her zaman mehirden kaynaklı alacağını talep edebileceği, her ne kadar davalı ıslahın kesin süreden sonra yapıldığını iddia etmiş ise de, ıslah nedeni ile kesin süre verilebilmesi için tarafın ıslah ettiğini bildirmesinin gerektiği, ıslah ettiğini bildiren tarafa ıslah dilekçesini...
Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalılardan ....vli olduklarını, düğün esnasında mehir senedi düzenlediğini, davalıların (koca ve kayınpeder) mehir senedindeki altın ve eşyaları bağışlamayı birlikte taahhüt ettiklerini ancak müvekkili baba evine geldiğinde altınların ve eşyaların davalılarda kaldığını belirterek, altın ve eşya bedeli olarak toplam 26.000 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili cevabında; davacının müşterek haneyi terk ettikten sonra ailesi ve yakınları ile gelerek kimseyi yanlarına almadan eşyaları toplayıp gittiğini, davacının ailesinin elindeki altınları alıp tanıdıkları kuyumcuya bıraktığı, altınların davalı ...'a babası tarafından teslim edildiği, altınların da davacıda olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....