, altınların bedelinin de verilmediğini iddia ederek; 18.10.2008 tarihli mehir senedindeki altın ve eşyaların bedeli 22.000,00 TL'nin, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile, davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
GEREKÇE : Davanın konusu, mehir alacağı istemine ilişkindir. Davalı erkek istinafında, mehir olarak belirlenen 100 gr altını mehir karşılığı 2 adet toplam 100 gr gelen bilezikler ile kadına ödediğini ispatladığını, bu nedenle kadının mehir alacağı talebinin kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu bildirmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalı Eyyüp'ün 21/05/2010 tarihinde evlendikleri, 22/05/2010 tarihinde düzenlenen "Evlilikten mütevellit eşime verdiğim ziynet ve ev eşyası mehir senedi" başlıklı belgede erkek tarafının ve kız tarafının verdiği eşyalara karşılık ayrı ayrı 22 ayar 250'şer gram olmak üzere senette yazılan ev eşyası ve ziynetlerin bedellerinin karşılığı olarak 500 gram 22 ayar altının davacıya ait olduğu belirtilmek sureti ile senedin senedi veren sıfatı ile davalı Eyyüp, kefil sıfatı ile davalı Mustafa tarafından imzalandığı, her ne kadar senet başlığı altındaki açıklamada "......
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Asıl dava dilekçesi: Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; taraflar evlenirken 07/05/2010 tarihli mehir senedi düzenlendiğini, senette belirtilen eşya ve altınların müvekkiline bağışlandığını, eşyaların alındığını fakat altınların alınmadığını belirterek 300 gram mehir altınının bedeli olan 48.500,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Asıl dava cevap dilekçesi: Davalı vekili asıl dava cevap dilekçesinde özetle; mehir karşılığında 120 gram altının davacıya takıldığını, bu altınların halen davacıda olduğunu, mehirde belirtilen 180 gram altının alınmadığını, ancak 180 gram altının bağışlama olarak kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan Ramazan'ın müvekkilinin eski eşi olduğunu, davalıların müvekkilinin mehir senedinden kaynaklı alacağını ödememeleri neticesinde davalılar aleyhine icra takibine başlandığını, davalıların haksız itirazı neticesinde takibin durduğunu belirterek davalıların Cihanbeyli İcra Müdürlüğünün 2018/46 E sayılı dosyasına yaptıkları itirazın iptali ile haksız ve kötü niyetli davalılar aleyhine % 40'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, mehir senedinde bulunan imzaların müvekkillerine ait olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulüne karar verilmiştir....
Somut olaya gelince; davacılar tarafından dosyaya sunulan 30.04.2010 tarihli “mehir senedi” başlıklı belgede sayılan mallar arasında çekişme konusu taşınmazların yer almadığı, sözleşmenin ise davacı ... ... ile davalı arasında düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava konusu taşınmazlarla ilgili iddianın 05.02.1947 tarih ve 20/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delil ya da yemin delili ile kanıtlanması zorunludur. Ne var ki, davacı taraf İçtihatları Birleştirme Kararının aradığı anlamda yazılı delil ibraz edemediği gibi yemin deliline de dayanmamıştır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; tarafların 06.02.2008 tarihinde evlendiklerini, evlilik yapılırken davalının müvekkiline 40 adet Cumhuriyet altınını mehir olarak verdiğini, buna ilişkin 08.04.2008 tarihli Dini Nikah Akdi başlıklı senedin yapıldığını, ancak mehir bedelinin müvekkiline ödenmediğini, tarafların 28.02.2011 tarihinde boşandıklarını, davalının mehir senedi ile sorumlu olduğunu ileri sürerek 40 adet Cumhuriyet altınının aynen, olmadığı takdirde değerinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava...
Somut olayda davacı, dava konusu malen düzenlenen bononun teminat olduğunu, davalı ise mehir bedeli olarak düzenlendiğini savunması gözetilerek davacının talili nedeniyle artık senedin teminat senedi olduğunu ve anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia ettiğine göre ispat külfeti davacı da olup bu yöndeki iddialarını yazılı delille kanıtlamak zorundadır. Dava konusu senedin ihdas nedeni bölümünde ise “malen” kaydı bulunmaktadır. Bu durumda hem davacı, senedin ihdas nedenini talil etmekte hem de senedin teminat senedi olduğunu iddia etmektedir. Başka bir ifadeyle, davacı tarafından imzalanan bononun teminat için düzenlendiği teminat fonksiyonun kalmadığı iddiasının yazılı delille ispat edilmesi zorunludur. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili kavramların ve mevzuatın incelenmesinde yarar bulunmaktadır. Mehrin sözlük anlamı; “İslam hukukunda evlenme ile erkeğin, kadın üzerinde elde ettiği haklara karşılık kadına verdiği değerli şey”dir....
Aile Mahkemesinin 2016/258 Esas sayılı dosyası ile boşandıklarını, taraflar evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, mehir senedinde yazılı olan 44.sıradaki bir adet 30 gram bileklik ile 45.sırada yer alan 3 adet 90 gram altın bileziğin müvekkiline hiç teslim edilmediğini, mehir senedinde yer alan altınların dışında da müvekkiline anne ve babası tarafından 2 adet burma bilezik, amcası tarafından 1 adet bileziğin düğün hediyesi olarak takıldığını, ayrıca düğünde takılan 30 adet çeyrek altın ve paralarla 2 adet 22 ayar kilitli burma bilezik alındığını, mehir senedinin 43 ve 44. sırasında yer alan ziynet eşyaları dışındaki ziynetler ile düğünde amca, baba ve anne tarafından takılan bilezikler ve çeyrek altın ve paralarla alınan bileziklerin ise davalılar tarafından borç olarak alındığını ancak daha sonra müvekkiline iade edilmediğini, mehir senedinde yer alan eşyaların ise ortak hanede kaldığını, müvekkilinin eşyaları yanına almasına fırsat vermeden ortak haneden uzaklaştırıldığını belirterek...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Ümit evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, senette belirtilen eşya ve altınların alındığını, ayrıca müvekkiline düğünde ailesi tarafından 5 adet her biri 30 gram burma bilezik, 37 adet çeyrek altın ve davalının akrabaları tarafından 5 adet 22 ayar burma bilezik takıldığını, müvekkilinin en son müşterek haneden şiddet görerek balkondan atlamak suretiyle ayrıldığını, ziynet eşyalarının düğünden hemen sonra evin birinci kat olduğu söylenerek muhafaza amacıyla davalılar tarafından müvekkilinden alındığını, hatta altınların davalının annesi tarafından takıldığını, yine müvekkiline ait kişisel eşyaların ve mehir senedindeki eşyalarında müşterek hanede kaldığını belirterek mehir senedindeki altınlar ile düğünde takılan altınların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla altınlar yönünden şimdilik 35.000,00...