Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davadan önce şahsi eşyalarını ve mehir senedi muhtevası eşyaları alıp gittiğini, müşterek haneyi bu şekilde terk ettiğini, mehir senedinde imzası bulunun davalının babasının iş kazası sonucu %90 bir malul engelli durumunda olup akli melekelerinin yerinde olmadığını, ayrıca imza yerine mühür kullandığını belirtmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece, ziynet alacağı yönünden davanın kısmen kabulü ile 100 gram altının aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün bulunmaması halinde 12.263 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, davacının diğer talepleri hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalı Emre evlenirken düzenlenen mehir senedini her iki davalının herhangi bir ayrılık halinde ödenmek üzere borçlu sıfatı ile imzaladıkları, senedin zorla veya gabin halinde imzalatıldığının davalılarca ispatlanamadığı gibi davalı Lütfiye'nin okuma yazma bilmemesinin senedi geçersiz hale getirmeyeceği, senetteki ziynet eşyalarının bir kısmının davacıya ailesi tarafından verildiği ve davacının bunlarla ilgili bir talebinin olmadığının belirtildiği, davalılarca senetteki diğer ziynet ve eşyaların davacıya eksiksiz teslim edildiğinin davacının beyanı ile sabit olduğu, davacının 40 gram mehir altınının davalı tarafça elinden alındığı iddiasının davalı Emre'nin 06/06/2022 tarihli celsedeki beyanı ile sabit olduğu, ayrıca davacının talebi olan eşyaların da davalılarda olduğunun davalıların kabulünde olduğu, her ne kadar davalılar, davacının eşyalar için bedel talebini kabul etmediklerini, eşyaları aynen iadeye hazır olduklarını beyan...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedi ile davaya konu edilen 500 gram altının tam ve sağlam olarak teslim alındığı belirtilmek suretiyle davacı tarafından imzalandığı, her ne kadar davacı senet içeriği ile teslim aldığı sabit olan 500 gram ziynet eşyasının kendisine teslim edilmediğini iddia etmiş ise de, bu iddiasını ancak senet kuvvetindeki bir belge veya yemin delili ile ispat etmesi gerektiği, davacının senet kuvvetindeki bir belge ibraz edemediği gibi yemin delilini de kullanmadığı, bu nedenle davanın reddinin doğru olduğu anlaşılmakla, davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
Dava mehir senedine dayalı kişisel eşyanın iadesi olup TMK 226/1 maddesi gereğince her eş diğer eşte bulunan mallarını geri alabilir. Buna göre, tarafların ayrılmasıyla birlikte davacının mehir senedine bağlı alacağı muaccel hale gelmiş olup rehin ile de temin edilmediği görülmekle dava değeri olan 1.000,00 TL üzerinden %15 oranında teminat yatırıldığı takdirde davacının davalılar yönüyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi yerinde görülmekle, davalıların istinaf talebinin esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu mehir senedi başlıklı sözleşme incelendiğinde; sözleşmenin, dava konusu tarafların evlilik tarihinde düzenlendiği, taraflarca imzalandığı ve mehir senedinde mihri müeccel şeklinde 200 gram 22 ayar bileziğin yazılı olduğu, anlaşılmaktadır. Bu durumda; davalının icra takibi ile talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Dava konusu bağışlama vaadi yazılı yapılmakla geçerlidir. Davacı mehir senedinde yazılı bulunan altını vermeyi taahhüt etmiş olup, somut delillerle davalıya teslim ettiğini iddia ve ispat edemediğinden, davacı tarafça dayanılan İzmir 11....
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde mehir alacağını ispatlayan mehir senedi vs gibi herhangi bir delilin bulunmadığı, davacı tarafa İstinaf Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak usulüne uygun olarak yemin metnini sunmak üzere iki haftalık kesin süre verilmesine rağmen davacı vekili tarafından yemin deliline dayanılmayacağı hususunda beyanda bulunulduğu anlaşıldığından somut delillerle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş olup, aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur. '' Şeklindeki gerekçeyle; DAVANIN REDDİNE, karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından, hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurulmuştur....
Aynı yönde Yargıtay 4 HD nin 2015/10374 esas2016/10617 karar, 2008/4740 e. 2008/14657 k. 2014/17917 e. 2015/14227 k. 2016/15297 e. 2019/612 k sayılı ilamları) Bu neden ve gerekçelerle, manevi tazminata yönelik davacı istinafının reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Ziynet eşyaları ve Mehir senedi yönünden yapılan istinaf incelemesinde ise : Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2017/1270 Esas, 2018/11727 Karar sayılı ilamı ve aynı dairenin yerleşik içtihatları uyarınca resmi nikah olmaksızın birlikte yaşayan kişiler arasında düzenlenen mehir senedi yönünden kararlaştırılan mehirlerin kadına ödenmesi yönünde hüküm kurulması gerekmektedir. Düğün esnasında ve öncesinde davacıya takılan ziynet eşyaları Türk Borçlar Kanunu'na göre davacıya bağışlanmış eşya niteliğinde olduğundan mülkiyeti davacıya aittir ve davacıya iadesi gerekmektedir. Dosya içerisinde yer alan mehir senedi incelendiğinde davalı Hasan'nın imzasının bulunmadığı anlaşılmakla bu davalıya yönelik davanın reddi doğrudur....
Davalı Sultan tarafından Kulu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/414 sayılı dosyasında taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedi yönünden dava açıldığı, yapılan yargılama neticesinde mehir senedinde bulunan altınların davacıda olduğu belirtilmek sureti ile altınlar yönünden ret kararı verildiği, eşya bedeli ve tazminat bedeli yönünden davanın kabul edildiği, altınlar yönünden verilen ret kararının davacı tarafından temyiz edildiği, kararın Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2016/17927 Esas 2018/7468 Karar sayılı ilamı ile onanmak sureti ile kesinleştiği, hal böyle olunca kesinleşen ilam ile mehir senedindeki altınların davalı Sultan'da olduğunun kesinleştiği, buna göre davaya konu mehir senedinde belirtilen altınların taraflara müşterek bağışlandığının belirtilmesi karşısında davacının hissesine düşen kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde de isabetsizlik olmadığı anlaşılmakla davalının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/06/2022 NUMARASI : 2022/342 ESAS 2022/244 KARAR DAVA KONUSU : M KARAR : Tarafların İddia ve Savunmalarının Özeti:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların davalının arkadaşı aracılığıyla tanıştıklarını ve 12/01/2021 tarihinde evlendiklerini, imam nikahı kıyılırken mehir olarak 41 gr 24 ayar altın olarak belirlendiği ve taraflarca mehir senedi düzenlendiğini, müvekkili ile davalının evlendikleri gün cinsel birliktelik yaşadıkları, bu cinsel birliktelikte müvekkilinin davalının zorlandığını fark ettiğini ve davalıya bir doktora başvuralım diye konuştuklarını, dr randevusu aldıklarını müvekkilinin daha sonra davacının selectra isimli ilacı kullandığını fark ettiğini, taraflar evlendikten iki gün sonra balayı için bir yerlere gitmeye karar verdiklerini, ancak davalının covid-19 nedeniyle hiç bir yere gitmek istemediğini, müvekkilinin ise daha önce İstanbul'a evliyaları ziyarete gitmeyi sevdiğini isterse birlikte oraya da gidebileceklerini...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Tarafların 02.03.2019 tarihinde evlendiklerini, müşterek çocuklarının olmadığını, boşanma davası açıldığını, mehir senedi düzenlendiğini, nişan merasiminde takılar takıldığını, dava dilekçesinde ayrıntılarını belirttikleri ziynetlerin davalıdan tahsili amacı ile iş bu davanın açıldığını, karşı tarafın uhtesinde kaldığını, müvekkiline teslim edilmediğini belirterek mehir senedinde yazılı olan davacıya verilmeyen 24 ayar 500gr altının aynen müvekkiline teslimi mümkün değilse dava tarihindeki rayiç değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, nişanda müvekkiline kendi ailesi tarafından takılan ayrıntısı belirtilen üç bilezik ve beş çeyreğin aynen teslimi mümkün olmadığı tarihte dava tarihindeki rayiç değerinin davalı Muhammet Hüseyin'den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....