Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili ile davalılardan ....vli olduklarını, düğün esnasında mehir senedi düzenlediğini, davalıların (koca ve kayınpeder) mehir senedindeki altın ve eşyaları bağışlamayı birlikte taahhüt ettiklerini ancak müvekkili baba evine geldiğinde altınların ve eşyaların davalılarda kaldığını belirterek, altın ve eşya bedeli olarak toplam 26.000 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Davalılar vekili cevabında; davacının müşterek haneyi terk ettikten sonra ailesi ve yakınları ile gelerek kimseyi yanlarına almadan eşyaları toplayıp gittiğini, davacının ailesinin elindeki altınları alıp tanıdıkları kuyumcuya bıraktığı, altınların davalı ...'a babası tarafından teslim edildiği, altınların da davacıda olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalı Eyyüp'ün 21/05/2010 tarihinde evlendikleri, 22/05/2010 tarihinde düzenlenen "Evlilikten mütevellit eşime verdiğim ziynet ve ev eşyası mehir senedi" başlıklı belgede erkek tarafının ve kız tarafının verdiği eşyalara karşılık ayrı ayrı 22 ayar 250'şer gram olmak üzere senette yazılan ev eşyası ve ziynetlerin bedellerinin karşılığı olarak 500 gram 22 ayar altının davacıya ait olduğu belirtilmek sureti ile senedin senedi veren sıfatı ile davalı Eyyüp, kefil sıfatı ile davalı Mustafa tarafından imzalandığı, her ne kadar senet başlığı altındaki açıklamada "......

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Asıl dava dilekçesi: Davacı vekili asıl dava dilekçesinde özetle; taraflar evlenirken 07/05/2010 tarihli mehir senedi düzenlendiğini, senette belirtilen eşya ve altınların müvekkiline bağışlandığını, eşyaların alındığını fakat altınların alınmadığını belirterek 300 gram mehir altınının bedeli olan 48.500,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Asıl dava cevap dilekçesi: Davalı vekili asıl dava cevap dilekçesinde özetle; mehir karşılığında 120 gram altının davacıya takıldığını, bu altınların halen davacıda olduğunu, mehirde belirtilen 180 gram altının alınmadığını, ancak 180 gram altının bağışlama olarak kabulünün mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan Ramazan'ın müvekkilinin eski eşi olduğunu, davalıların müvekkilinin mehir senedinden kaynaklı alacağını ödememeleri neticesinde davalılar aleyhine icra takibine başlandığını, davalıların haksız itirazı neticesinde takibin durduğunu belirterek davalıların Cihanbeyli İcra Müdürlüğünün 2018/46 E sayılı dosyasına yaptıkları itirazın iptali ile haksız ve kötü niyetli davalılar aleyhine % 40'tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, mehir senedinde bulunan imzaların müvekkillerine ait olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulüne karar verilmiştir....

    Somut olaya gelince; davacılar tarafından dosyaya sunulan 30.04.2010 tarihli “mehir senedi” başlıklı belgede sayılan mallar arasında çekişme konusu taşınmazların yer almadığı, sözleşmenin ise davacı ... ... ile davalı arasında düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle dava konusu taşınmazlarla ilgili iddianın 05.02.1947 tarih ve 20/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı uyarınca yazılı delil ya da yemin delili ile kanıtlanması zorunludur. Ne var ki, davacı taraf İçtihatları Birleştirme Kararının aradığı anlamda yazılı delil ibraz edemediği gibi yemin deliline de dayanmamıştır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; tarafların 06.02.2008 tarihinde evlendiklerini, evlilik yapılırken davalının müvekkiline 40 adet Cumhuriyet altınını mehir olarak verdiğini, buna ilişkin 08.04.2008 tarihli Dini Nikah Akdi başlıklı senedin yapıldığını, ancak mehir bedelinin müvekkiline ödenmediğini, tarafların 28.02.2011 tarihinde boşandıklarını, davalının mehir senedi ile sorumlu olduğunu ileri sürerek 40 adet Cumhuriyet altınının aynen, olmadığı takdirde değerinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava...

        Somut olayda davacı, dava konusu malen düzenlenen bononun teminat olduğunu, davalı ise mehir bedeli olarak düzenlendiğini savunması gözetilerek davacının talili nedeniyle artık senedin teminat senedi olduğunu ve anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia ettiğine göre ispat külfeti davacı da olup bu yöndeki iddialarını yazılı delille kanıtlamak zorundadır. Dava konusu senedin ihdas nedeni bölümünde ise “malen” kaydı bulunmaktadır. Bu durumda hem davacı, senedin ihdas nedenini talil etmekte hem de senedin teminat senedi olduğunu iddia etmektedir. Başka bir ifadeyle, davacı tarafından imzalanan bononun teminat için düzenlendiği teminat fonksiyonun kalmadığı iddiasının yazılı delille ispat edilmesi zorunludur. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili kavramların ve mevzuatın incelenmesinde yarar bulunmaktadır. Mehrin sözlük anlamı; “İslam hukukunda evlenme ile erkeğin, kadın üzerinde elde ettiği haklara karşılık kadına verdiği değerli şey”dir....

          GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı Ümit evlenirken mehir senedi düzenlendiğini, senette belirtilen eşya ve altınların alındığını, ayrıca müvekkiline düğünde ailesi tarafından 5 adet her biri 30 gram burma bilezik, 37 adet çeyrek altın ve davalının akrabaları tarafından 5 adet 22 ayar burma bilezik takıldığını, müvekkilinin en son müşterek haneden şiddet görerek balkondan atlamak suretiyle ayrıldığını, ziynet eşyalarının düğünden hemen sonra evin birinci kat olduğu söylenerek muhafaza amacıyla davalılar tarafından müvekkilinden alındığını, hatta altınların davalının annesi tarafından takıldığını, yine müvekkiline ait kişisel eşyaların ve mehir senedindeki eşyalarında müşterek hanede kaldığını belirterek mehir senedindeki altınlar ile düğünde takılan altınların aynen iadesi, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla altınlar yönünden şimdilik 35.000,00...

          AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : NUMARASI : 2022/460 ESAS, DERDEST DOSYA DAVA KONUSU : Alacak (İhtiyatı Tedbir) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş, dosya istinaf incelemesi için Dairemize gönderilmiş olup, ön inceleme aşaması tamamlandıktan ve incelemenin duruşma yapılmadan karar verilmesi mümkün bulunan hallerden olduğu anlaşıldıktan sonra duruşmasız olarak yapılan inceleme neticesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların 12.07.2021 tarihinde evlendiklerini, müvekkili tarafından boşanma davası açıldığını, evlendikleri sırada mehir senedi düzenlendiğini, mehir olarak müvekkiline 100 tane tam altın verileceğinin taahhüt edildiğini ileri sürmek suretiyle, mehir senedindeki eşyanın aynen iadesine, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla işleyecek yasal faiziyle birlikte şimdilik 500,00 TL’nin davalıdan tahsiline, müvekkilin alacağının...

          Evliliğin teminatı noktasında, evliliğin sonlanması sonrasına ilişkin mehir, mehri müeccel olarak nitelendirilir ve mehri müeccel sebebiyle alacak istemli açılan davalar genel görevli Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülür. (E: Yargıtay 3 HD 2019/482 E. 2019/379) Somut uyuşmazlıkta ise; davacı 28/09/2017 tarihli mehir senedine dayalı olarak, evlilik nedeni ile hediye edilecek ziynet aksi halde ziynet bedelleri parasının davalıdan tahsilini istemiştir. Taraflar arasındaki resmi evlilik ise, 30/09/2017 tarihinde yapılmıştır. Davaya dayanak mehir senedi evliliğin sonlanması sonrasına ilişkin olmayıp evliliğin kurulması ve devamı sebebine dayalı düzenlenmiştir. Kişisel malların iadesi Türk Medeni Kanununun 2.kitabında yer almakta olan 226.maddesinde düzenlenmiş olup, taraflar arasındaki uyuşmazlığın Aile Hukuku prensiplerine göre değerlendirilmesi gerekmektedir. Oysa; dava, Asliye Hukuk Mahkemesince incelenerek karara bağlanmıştır....

          UYAP Entegrasyonu