ve markanın sadece ihracat amacı ile mal veya ambalajlarda kullanılması" şeklinde tanımlanmış olup buna göre kullanımın nasıl olması gerektiği genel olarak tarif edildiğinde; ---- olmasının gerektiği, markanın tescilli olduğu mal veya hizmetlerde kullanılması kullanımın ciddi olması , markanın ayırt edici karakteri değiştirilmeden farklı unsurda kullanılması, markanın tescilli olduğu mal veya hizmetlerin reklam veya tanıtımlarında kullanılması, markanın, marka sahibinin izni ile kullanılması, markanın kullanılamaması halinde ise kullanılamamanın haklı bir nedene dayanması gerektiği yine ------ kararlarında da belirtildiği üzere tanınmış markalarında markayı kullanma zorunluluğu olup, kullanmama nedeni ile iptal davalar bakımından tanınmış markalara herhangi bir şekilde ayrıcalık sağlanmayacağı, bu şekilde dosya içeriği incelendiğinde; öncelikle davacının, davayı açmakta hukuki yaranının olup olmadığı bakımından kullanmama nedeni ile iptal davalarını kimlerin açacağı ------ olarak belirtildiği...
devam etmesi durumunda markayı taşıyan ürün, ambalaj ve her türlü materyal ile üretim araç gereçlerinin toplatılarak imhasını talep ve dava etmiş, birleşen davada ise, davalının markalarını 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi anlamında kullanmadığını ileri sürerek, davalı markalarının kullanmama nedeni ile iptalini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,areli iki ayrı markanın 2002 yılında davacı adına çeşitli mal ve hizmetlerde tescil edildiği, davalı taraf davacıya ait markanın kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğü talepli dava açtığını belirtmiş ise de 556 sayılı KHK'nın 44. maddesi gereğince hükümsüzlük kararlarının geriye dönük etkisinin kullanmama nedeniyle hükümsüzlük, jenerik hale gelme nedeniyle hükümsüzlük gibi hükümsüzlük sebeplerini kapsamadığı, zira bu gibi hükümsüzlük sebeplerinde aslında teknik anlamda bir iptal halinin söz konusu olduğu ve hükümsüzlük kararının da ancak iptal halinin meydana geldiği tarihten itibaren söz gelimi markanın 5 yıl süreyle kullanılmaması nedeniyle açılan bir davada 5 yıl sürenin dolmasından itibaren söz konusu olabileceği dikkate alınarak dava sonucunun beklenmesine gerek görülmediği, davalının ''araspuantum'', ''araspuantum kart'', biçiminde kullanımının tespit edildiği, bu ibareyle puan toplama ve hediye kazanma...
internet ortamında kullanımının da yeni bir hizmette kullanım olarak değerlendirilemeyeceği, davalının 35/08. sınıf mağazacılık hizmetleriyle ilgili fiili kullanımlarının 556 sayılı KHK’nın 61 ve 9. maddeleri ile 6267 sayılı TTK’nın 54. vd. maddelerine göre davacının marka hakkına tecavüz ya da haksız rekabet oluşturmayacağı, bu kullanımların davacı tarafça engellenemeyeceği, davalı markasının kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğüne dair verilen kararın da ulaşılan bu sonucu değiştirmeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıya ait 205429 sayılı markanın kullanılmaması nedeniyle tümüyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiştir....
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere, 1-Davanın davalı adına tescilli ... tescil nolu ... ibareli markanın kullanılmaması nedeniyle hükümsüzlüğü talebine ilişkin olduğu, davalının markayı kullanmadığını ve davayı kabul ettiğine ilişkin beyanı dikkate alındığında davanın KABULÜNE, davalı adına tescilli ... tescil nolu ... ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL'nin mahsubu ile kalan 10,00 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsiline, 3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair tarafların yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin...
Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14.11.2013 tarih ve 2013/129-2013/57 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davalı adına ... nezdinde tescilli bulunan 2003/28952 nolu "PİCOLİNİ" ibareli markanın, 556 sayılı KHK'nın 14, 42/1-c maddeleri uyarınca 5 yıl boyunca kullanmama nedeni ile tescilli olduğu sınıflardaki tüm mallar bakımından hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili, zamanaşımı def'inde bulunup, markanın ciddi şekilde kullanıldığını, davacı tarafın, kendi markalarını haksız olarak kullanarak tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Her ne kadar Anayasa Mahkemesince kullanmama nedeniyle iptal istemine ilişkin 556 sayılı KHK’nın 14 ve 42/1c maddeleri mülkiyet hakkının yitirilmesine yol açan hallerin ancak kanunla düzenlenebileceği gerekçesiyle iptal edilmişler ise de, söz konusu husus ancak markanın iptali veya hükümsüzlüğü istemiyle ilgili açılan dava bakımından sonuç doğurucu nitelikte olup markanın kullanılmaması olgusuna etkili nitelikte değildir. Dairemizin yerleşmiş içtihatları seri marka oluşumu için önceye dayalı bir marka tescilinin ve bu markanın ciddi kullanımının gerekli olduğunu öngörmektedir. Nitekim, mahkemece uyulmasına karar verilen Dairemizin bozma ilamında da bu yönde araştırma ve değerlendirme yapılması gerektiği belirtilmiştir....
Buna karşılık marka hükümsüzlüğü davası, aralarındaki bağlantı nedeni ile YİDK kararının iptali davası ile birlikte görülmekte ise de, esasen bu dava bağımsızlığını koruduğundan ve davalı tarafça süresi içinde kullanmama definde bulunulduğundan, marka hükümsüzlüğü davası yönünden davalının kullanmama definin incelenmesi zorunludur. Markaların karşılaştırılmasına gelindiğinde; dosyada mevcut bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere dava konusu başvurunun kapsamında yer alan 29. ve 30. sınıftaki mallarla davacının itirazına mesnet markanın kapsamında yer alan mallar, aynı/benzer olduklarından emtia benzerliğine ilişkin koşul gerçekleşmiştir. Marka işaretlerinin değerlendirilmesinde ise davacı markası "..." ibareli iken dava konusu başvuru ise "... ..." ibarelidir. Davalı başvurusunda, marka işareti büyük, standart, koyu harflerle yazılmış ve biri diğerine üstün olmamak üzere ilk bakışta bir bütün olarak algılanmaktadır....
+şekil" ibareli markaların tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden kullanmama nedenine dayalı olarak SMK'nın 9. Maddesi uyarınca iptali talep edilmiş olup, karşı davada davacının anılan markaların tescilli olduğu sınıflarda iptali talep etmekte hukuki yararı bulunduğu konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Karşı davanın konusunu oluşturan 99/018178 sayılı markanın 25. sınıf mallar , 2002/12322 sayılı markanın 10.,14.,18.,21.,24.,25.,27.,28.,34.,35.,37.,40.,41.,42.,43.,44.,45. sınıf mal ve hizmetler , 2004/01056 sayılı markanın 18.,25.,35. sınıf mal ve hizmetler 2004/02708 sayılı markanın 1'den 45' kadar olan tüm sınıflarda yer alan mal ve hizmetler, 2005/25619 sayılı markanın da 3.,9.,14.,18.,20.,24.,25.,26.35. sınıf mal ve hizmetler yönünden tescilli olduğu anlaşılmaktadır....
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalının markalarını tescil edildiği şekli ile kullanıldığını kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, markanın kullanılmama nedeniyle hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. Dava konusu markalar 29.05.2015 tarihinde devredilmiş olup mahkemece bu husus nazara alınmaksızın 09.09.2015 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava konusunun devri halinde davaya olduğu gibi devam edilmesi imkanı yoktur. Zira mahkeme hüküm devreden aleyhine verilmiş olsa bile, kesinleşecek hüküm devralan aleyhine de kesin hüküm teşkil edecektir....