FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ NUMARASI: 2022/65Esas, 18.03.2022 tarihli ara karar DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) KARAR TARİHİ: 29/09/2022 İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353....
olarak ileri sürebilecekleri, Türk Patent ve Marka Kurumundan (TPMK) davalının "Davetiye Dünyası" marka tescili başvurusunda bulunup bulunmadığı ve neticesinin sorulduğu, TPMK tarafından gönderilen bilgi ve belgeler incelendiğinde davalının 23.08.2010 tarih 2010/55002 nolu başvurusunun bulunduğu, neticelenmediği, yarıda bırakılmış olduğunun anlaşıldığı, davacı tarafından 2012/04528 tescil numaralı "Davetiye Dünyası" markasının, davalı tarafından tescilsiz olarak kullanıldığı ve kullanımının davacının tescilinden öncesine dayandığı, tescilsiz marka sahibinin tescilli marka sahibine karşı, dava konusu edilen markayı tescilsiz kullanmak sureti ile marka üzerinde öncelik hakkına sahip olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Doktrin ve çeşitli yargı kararları dikkkate alınıp bakıldığında KÖTÜNİYET kriteri "Marka sahibinin, markasını tescil ederken, markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacı gütmesi gibi hallerde, kötü niyetli marka tescilinden bahsedilir. Marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olabilmesi için, marka başvurusu sırasında kötü niyetli olarak markanın amacı ve temel işlevi dışında bir amaçla kullanılması gerekir. Dolayısıyla kötü niyetin kabulü için, marka için başvuruda bulunan kişi, markanın temel işlevleri olan ürünün işletmeye aidiyetini sağlama ve diğer ürünler karşısında ayırt edicilik sağlama fonksiyonu dışında bir amaçla veya marka üzerindeki gerçek hak sahibinin markadan yararlanmasını engellemek veya markanın ün ve şöhretinden yararlanmak suretiyle haksız çıkar edinme gibi bir amaçla hareket etmelidir." şeklinde görüşler yer almaktadır....
Davacı vekili 26/02/2020 tarihli dilekçesi ile, TPMK kayıtları incelendiğinde müvekkilinin ....... yazı unsurlu marka başvurularının davalı markasından önceki tarihli olduğunun görüleceğini, SMK md.5/1/b maddesine göre davaya konu ....... yazı unsurlu 3000 aşkın marka başvurusu ve tescili bulunmasına rağmen davalının bu ....... yazı unsuruna tanınmış marka tescili yaptığını, md.6/1 uyarınca müvekkili tarafından 04/11/2015 tarihinde saraypen marka başvurusunda bulunduğunu, bunun yanı sıra müvekkilinin 15/02/2016 tarihli sarayline, 27/02/2016 tarihli saraydoor marka başvurularının da davalı başvurularından önceki tarihli olup davalının başvurusunun müvekkilinin marka başvurusuyla benzerlik arz ettiğini, tüketici nezdinde iltibas yaratma ihtimalinin olabileceğini, dosyaya ibraz ettikleri bilirkişi raporundaki tespitlerden sonra yapmış olduğu marka tescilinde davalının kötüniyetle bu marka tescilini yaptığının anlaşıldığını, açıklanan nedenlerle davalı tarafa ait markanın hükümsüzlüğüne karar...
sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir. (8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir. (9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir." şeklindedir....
Marka hakkının kazanılması konusunda, iki temel sistem vardır; “ilk kullanım” ve “tescil”. Her iki sistemde de sicile tescil vardır, ancak tescilin sonuçları farklıdır. İlk kullanım sisteminde; marka hakkı, bir işaretin marka olarak seçilmesi ve kullanılması ile doğar, sicile yapılan tescil açıklayıcıdır. Tescil siteminde ise; marka hakkı, marka olarak seçilen işaretin sicile tescil edilmesi ile kazanılır, buradaki tescil kurucudur. Hukukumuzda asıl olarak tescil sistemi benimsenmiş, ancak tescilden önce gerçekleşen kullanıma da değer atfedilmiştir. Kural olarak tescil ile marka hakkı doğar, ancak söz konusu işaret ilk tescilden önce kullanılmak suretiyle piyasada maruf hale getirilmişse, marka hakkı sahibi, işareti tescilden önce kullanarak piyasada maruf hale getirendir. Bu kişiye “gerçek hak sahibi” denilir....
Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın ...'de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; ... sayılı kararında belirtildiği üzere, ...’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce ...’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir. (Aynı yönde ...) SMK m.6/5 hükmü uyarınca; önceki tarihli tescil edilmiş veya tescil başvurusu yapılmış olan bir marka, ...'de ulaştığı tanınmışlık düzeyi sebebiyle, aynı veya benzeri sonraki tarihli marka başvurusunun, aynı veya farklı nitelikteki mal ya da hizmetlere ilişkin tescil talebinin reddini talep edebilir. Bir markanın sadece tanınmış marka niteliğini haiz olması, otomatik olarak o markanın farklı türdeki mal veya hizmetlere ilişkin olarak sonraki tarihli marka başvurusunu engelleme hakkı bahşetmez....
(Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, 4.Baskı, İstanbul 2018, s.344-345) Bir markanın Paris Sözleşmesi anlamında tanınmış marka olarak kabul edilebilmesi için, bu markanın Türkiye'de tanınmış olmasının ya da kullanılmasının gerekip gerekmediği hususu bakımından; Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin 13.02.2019 tarih 2017/3943 Esas 2019/1154 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, Türkiye’de tescilli olmayan markalara tanınmış marka koruması sağlanabilmesi için, söz konusu markanın, itiraza konu marka başvuru tarihinden önce Türkiye’de ilgili sektörde tanınmış marka olduğunun dosyaya sunulan objektif delillerle ispat edilmesi gerekir....
SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir....
Marka hakkına tecavüz sayılan haller SMK'nın 7.maddesine de atıf yapılmak suretiyle 29.maddede düzenlenmiştir. Madde 7 (Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları) "(1) Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir. (2) Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir....