Mahkememizce dosyada bulunan bilgi ve belgeler, raporlar incelenmiş olup; kaza tarihi ve dava tarihi arasında geçen süre dikkate alındığında zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı, --- marka--- giriş çıkış --- trafik normal seyrinde iken arka arkaya şerit değiştirerek makas atarak gelmesi sağ şeritten orta şeride kontrolsüzce geçmek istemesi sonrasında --- sevk ve idaresindeki --- araca kendi aracının sol arka kısmı ile --- aracın sağ ön tarafına çarpması neticesinde kendisinin ve --- --- kendilerine çarparak durmasına zincirleme yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet vermekten --- ihlal ettiği, asli derecede kusura etkili olduğu, --- marka araç sürücüsü --- belirtilen herhangi bir madde ihlali bulunmadığı ve kazada etkili olmadığı, kazaya karışan diğer sürücüler dava dışı --- belirtilen herhangi bir madde ihlali bulunmadığı,--marka aracın değer kaybı --- olduğu, davalı sigortanın davacıya ---değer kaybı alacağının kaldığı görülmekle, davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde...
in davalılar aleyhine açtığı maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı...'in manevi tazminat davasının reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ...... vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı kazadan iki ay önce sıfır kilometre olarak aldığı 2011 model Hyundai marka aracında değer kaybı oluştuğunu iddia etmiştir. Değer kaybı, aracın olaydan önceki hali ile piyasa değeri ve hasarı onarıldıktan sonraki piyasa değeri arasındaki farktır.Ayrıca eksper raporunda davacı aracının eldeki davaya konu kazadan önce de, 26.11.2011 tarihinde kazaya karışarak hasarlandığı belirtilmiştir....
Esasen itibar tazminatı manevi bir tazminat değil, taklit ve kötü üretim veya pazarlama nedeniyle sınai mülkiyet hakkının değerini yitirmesi nedeniyle uzun vadede ekonomik geleceğin sarsılmasından kaynaklı maddi tazminat çeşididir. İtibar kaybına uğrayan hak sahibi değil, bizzat sınai mülkiyetin kendisidir. Hak sahibi bu itibar (değer) kaybı nedeniyle maddi zarara uğrayan kişidir. Somut olayda, Mahkemece marka hakkına tecavüzün varlığı yanında yukarı izah olunan koşullarında varlığı halinde itibar tazminatına hükmedilmesi gerekirken tek başına tecavün varlığına istinaden itibar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve bu husus davalı yararına bozmayı gerektirmiştir....
Davacı vekili --- tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat taleplerini ----yükselttiklerini beyan etmiştir. -------- maddesi marka sahibinin izni olmaksızın, tescilli olan marka ile aynı olan herhangi bir işaretin tescil kapsamına giren ------ kullanılması,----uyarınca markanın ---- ---- kullanılması marka hakkına tecavüz olarak tanımlanmıştır. --- maddesinde marka hakkına tecavüz edilen marka sahibinin fiili tecavüzün olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün durdurulmasını, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılmasını, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabileceği düzenlenmiştir....
Dava, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava konusu maddi hasara ilişkin değer kaybı ve kazanç kaybı olduğu kazanın aynı zamanda ölümlü ve yaralamalı kaza olduğundan KTK 109 maddesi ve uzamış ceza zamanaşımı geçerli olduğundan, dava kısmi dava olarak açılmış olsa da, kaza tarihi olan 13/01/2015 tarihi ile 17/11/2020 ıslah tarihinde 15 yıllık ceza zamanaşımı dolmadığı anlaşılmaktadır. (16. celsede ıslah dilekçesi tebliği üzerine süresinde defide bulunulmuş) Mahkemenin gerekçesinde davayı belirsiz alacak davası olarak görmesi ve buna göre değerlendirmesi doğru olmamış ise de sonuç itibariyle ıslah zamanaşımının reddine karar verilmiş olması nedeniyle davalı vekilinin bu yönden itirazı yerinde değildir....
Dava, ölümlü ve maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK'nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dava konusu maddi hasara ilişkin değer kaybı ve kazanç kaybı olduğu kazanın aynı zamanda ölümlü ve yaralamalı kaza olduğundan KTK 109 maddesi ve uzamış ceza zamanaşımı geçerli olduğundan, dava kısmi dava olarak açılmış olsa da, kaza tarihi olan 13/01/2015 tarihi ile 17/11/2020 ıslah tarihinde 15 yıllık ceza zamanaşımı dolmadığı anlaşılmaktadır. (16. celsede ıslah dilekçesi tebliği üzerine süresinde defide bulunulmuş) Mahkemenin gerekçesinde davayı belirsiz alacak davası olarak görmesi ve buna göre değerlendirmesi doğru olmamış ise de sonuç itibariyle ıslah zamanaşımının reddine karar verilmiş olması nedeniyle davalı vekilinin bu yönden itirazı yerinde değildir....
dava dilekçesinde müvekkilinin 23.06.2010-25.06.2015 tarihleri arasında gözaltında kalması nedeniyle değil tanımadığı 21 kişi ile birlikte gözaltına alınması ve diğer ağır suçlarla birlikte yargılanması nedeniyle ticari itibarının zedelendiğini, kazancında azalma meydana geldiğini ve bu olay nedeniyle ticari itibarının yanında kişilik haklarının da ihlal edilmiş olduğundan bahisle maddi ve tazminat isteminde bulunduğu anlaşıldığından; davacının tazminat talebinin yasal dayanağı 5271 sayılı CMK'nın 141. maddesinde düzenlenen koruma tedbirleri nedeniyle tazminat isteminin şartlarını taşımadığından bahisle davanın reddine hükmedildiği anlaşılmakla; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Ceza Muhakemesi Kanunun 141/1-e maddesi ile “Kanuna uygun olarak yakalandıktan sonra hakkında kovuşturmaya...
markasının itibarının zedelenmemesi için markanın nasıl ve ne şekilde kullanılacağının da anılı sözleşme ile ayrıntılı olarak belirlendiğini, ancak, davalının, markanın kullanımına ilişkin sınırların dışına çıktığını, kendisine ihtarname gönderilmesine rağmen eylemlerine devam Ettiğini, davalının eylemleri sebebi ile müvekkilin markasının itibarının zedelendiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlık da sözleşme ile kullanıma izin verilen markadan kaynaklanan bir uyuşmazlık olup, davada müvekkilin marka hakkına dayanıldığını, 6769 Sayılı SMK'nun 1. maddesinde, " Bu Kanunun amacı; marka, coğrafi işaret, tasarım, patent, faydalı model ile geleneksel ürün adlarına ilişkin hakların korunması ve bu suretle teknolojik, ekonomik ve sosyal ilerlemenin gerçekleştirilmesine katkı sağlamaktır"., aynı kanunun 24. maddesinde, " Lisans alanın, lisans sözleşmesinde yer alan şartlara uymak zorunda olduğu, aksi takdirde marka sahibinin, tescilli markadan doğan haklarını lisans alana karşı ileri sürebileceğinin...
Somut olayda tarafların kusur oranlarının ve davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybı ile davacının tamir süresince çalışamadığı günler için iş kaybı zararının belirlenmesi teknik ve özel bilgiyi gerektiren konulardandır....
maddi zarar limitini tamamlaması nedeniyle bakiye değer kaybı tazminatından sorumlu olmadığı gözetilerek, davalı sigorta şirketine karşı açılan davanın reddine karar verilmiş, diğer davalı ......