Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2020/461 Esas KARAR NO : 2022/651 DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) DAVA TARİHİ : 07/10/2020 KARAR TARİHİ : 21/09/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 01/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekilinin mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; 13/09/2018 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde davalı şirket nezdinde 371087818 poliçe ve 325441 acente numaralı sigortalı bulunan ... plakalı aracın, müvekkilinin ... plakalı aracına çarptığını, müvekkilinin aracının bu kaza neticesinde hasarlandığını, araçta değer kaybı yaşandığını, maddi tazminat talebine istinaden davalı sigortaya gerekli başvurular yapılmışsa da zararın karşılanmadığını bildirerek, müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybı karşılığı olarak 1.600,00 TL'nin davalıdan tahsiline hükmedilmesini mahkememizden...

    Şirketi vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... şirketi vekilinin aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinin talep sonucunda değer kaybı karşılığı olarak 5.000 TL tazminat talep etmiş, ayrıca hasar tazminatı talep etmemiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; davacıya ait ... plakalı araçta 3.836,38 TL tutarında hasar ile 3.250,00 TL değer kaybı olmak üzere toplam 7.086,00 TL tutarında zararın meydana geldiği tespit edilmiş; mahkemece değer kaybı ve hasar tazminatı olarak 5.000 TL hüküm altına alınmıştır. HMK'nın 26. maddesi gereğince, "hakim, tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez....

      FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA GEREKÇELİ KARAR ESAS NO : 2018/448 KARAR NO : 2021/169 DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü DAVA TARİHİ : 14/12/2018 KARAR TARİHİ : 27/05/2021 Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekil dava dilekçesiyle; davalının “... of fabrika” ibaresinin 35....

        Mahkemece iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın kabulü ile araç değer kaybı için 3.500,00 TL, ikame araç bedeli için 1.500,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL‘nin 09.09.2014 kaza tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ...... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ......... vekilinin yerinde görülmeyen aşağıdaki bendin dışında kalan diğer temyiz itirazları reddedilmiştir. 2-Dava, trafik kazası nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybı ve ikame araç bedelinin tazmini istemine ilişkindir. Hükme esas alınan 23.03.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda, araç hasar miktarı, marka, model, kilometresi gibi kriterlere göre araçtaki değer kaybının 3.500,00 TL olduğu belirtilmiştir....

          Bu hale göre, aracın marka, model yaşı ve kaza tarihine göre ikinci el piyasa değeri belirlenerek tamirinin ekonomik olup olmayacağı, aracın yaşı modeli ve kullanım şekline göre değişen parçalar nedeniyle kıymet kazanma tenzili uygulanıp uygulanmayacağı bilirkişi raporunda değerlendirilmemiş, kazanç kaybı belirlenirken, aracın zorunlu giderlerinden olan bakım onarım, yakıt, amortisman gibi giderlerin mahsubu ile net kazanç kaybı tespit edilmemiştir. Bu hali ile bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli ve yeterli değildir....

            Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında yazılı bir lisans sözleşmesi bulunmamakla birlikte başlangıçta ortaklık ilişkisi nedeniyle markanın kullandırıldığı,ancak marka kullanımına ilişkin verilen iznin her zaman geri alınabildiği,ortaklık ilişkileri bittikten sonra marka sahibi davacının rızası bulunduğuna ilişkin bir kanıt bulunmadığı, davacı marka sahibinin yoksun kaldığı kârın 01.07.2015-06.02.2017 tarihleri arasındaki dönem için 14.845,19 TL olarak hesaplandığı, davacı marka sahibinin zaman aşımı süresi dolmadan davasını açtığı,bu bakımdan davacının, uğradığı zarar veya yoksun kaldığı kârı süresinde talep ettiği, ancak davacının ortaklıktan ayrıldıktan sonra davalıya karşı 2 yıla yakın bir süre beklemeden men davası açabilecekken açmadığı, davacının harekete geçmekteki gecikmesinin ve davalının da kullanmayı sürdürmesinin kazanç tutarını arttırma yönünde etki ettiği, bu bakımdan hakkaniyet gereği maddi tazminat tutarında bir miktar...

              Sigorta A.Ş.nin, hukuki sorumluluğunun bulunduğu; davaya konu ... adına tescil edilmiş ... plakalı, ... model ... marka aracın hasara uğrayan parçalarının dava konusu trafik kazasında hasar görmesinin mümkün olduğu, davacının aracında toplam 23.624,62 TL hasar oluştuğu, araç değer kaybının 8.000,00 TL olacağı, 450,00 TL eksper ücretinin makul bir ücret olduğu, sigorta tarafından ödenmesi gerektiği, toplam tazminat bedelinin/zararının 32.074,62 TL olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir. Taraflarca kusura ve tazminat hesabına ilişkin bilirkişi raporuna herhangi bir itirazda bulunulmadığı görülmüştür....

                sonucu ayırt edici nitelik kazanmışsa bu markanın tescili birinci fıkranın (b), (c) ve (d) bentlerine göre reddedilemez. 6769 sayılı SMK.nun 6. maddesinde marka tescilinde nisbi red sebepleri aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir. (1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir. (2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. (3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse...

                  FSHHM'nin 2013/30 E. sayılı dosyasıyla görüldüğünü, aynı olay nedeniyle işbu davanın açıldığını, iki defa yargılama yapılamayacağını, davacının anılan davadaki davalı Reisler Madencilik Ltd. Şti.'ne 18.08.2010 tarihinden itibaren mal sattığını, dolayısıyla zımmen de olsa markanın kullanılmasına izin verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalı ...' nun marka kullanımına ilişkin somut bir delil sunulmadığı, diğer davalı hakkında Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi tarafından tecavüz yönünde tespitte bulunulmuşsa da söz konusu bu tespit tarihinin dava konusu yapılan tarih aralığına ilişkin olmadığı, Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin 2015/171 Esas ve 2013/30 Karar sayılı dosyasında görülen marka hakkına yönelik tecavüzün tespiti ve menine yönelik kararından sonra davalının marka hakkına yönelik tecavüzününün ispat edilemediği gerekçesiyle davalı ...'...

                    unvanlı şirket ile bir ilgisinin kalmadığını, davalıların şirketin unvanında değişiklik yapmaları gerektiği yerde, kötü niyetle sözkonusu tecavüz ve haksız rekabet fiillerini gerçekleştirdiklerini ileri sürerek, diğer davalı şirketin de aynı ibareli garanti belgesi aldığını, müvekkilinin sloganlarını kullandığını ileri sürerek ve ıslah isteminde bulunarak, davalıların müvekkilinin marka ve telif haklarından doğan haklarına tecavüz ile haksız rekabet teşkil eden fiillerinin tespitine ve önlenmesine, maddi durumun ortadan kaldırılmasına, davalı şirketin unvanından "..." ibaresinin çıkarılmasına, ... ve/veya ... ibarelerinin, garanti belgesi ve sair iş evraklarında davalılar tarafından kullanmasının durdurulması ile önlenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik, 100.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat ile 556 sayılı KHK’nın 68. maddesi gereğince markasının itibarının önemli bir ölçüde zarar görmüş olması sebebiyle ayrıca 10.000 TL itibar tazminatının...

                      UYAP Entegrasyonu