İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince verilen 28/05/2021 tarihli ara karar ile; "Davacılar vekilinin manevi tazminat için ihtiyati haciz talebi değerlendirildiğinde; manevi tazminat miktarı tümü ile ilk derece mahkemesi tarafından toplanılacak deliller ve yapılacak yargılama sonucunda takdir hakkı da kullanılmak suretiyle tespit edileceğinden bu aşamada, manevi tazminat olarak talep edilen miktar yönünden somut bir miktar belirlenmesinin mümkün olmadığı ve dolayısı ile ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır....
İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz kararı olan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden BK’nın 49'uncu maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). Haksız yere bir kimsenin mallarının haczettirilmesi, o kimsenin ticari itibarına saldırı teşkil eden ve BK'nın 49'uncu maddesi gereğince manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır. Somut olayda, 28/02/2014 tarihli çekin keşidecisinin dava dışı .... şirketi olduğu, lehdarının ise davacı ... olduğu, çekin ciro yoluyla davalıya devredildiği anlaşılmaktadır....
Bu itibarla mahkemece, ihtiyati haciz talebinin, alacaklı hamilin ciranta ve keşideciye karşı müracaat hakkının zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddine ilişkin kararı doğru olmamış kararın bu nedenle ihtiyati haciz isteyen yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda bentte açıklanan nedenle ihtiyati haciz isteyen vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle ihtiyati haciz isteyen yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden ihtiyati haciz isteyene iadesine, 20.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İlgili maddede bahsi geçen tazminat maddi tazminata ilişkin olup, manevi tazminatın haczine engel teşkil etmediği açıktır. Somut olayda, borçlu ...'ın alacaklı ... hakkında ... 2. İcra Dairesi'nin 2016/4316 Esas sayılı icra takip dosyası ile ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08.02.2016 Tarihli 2011/446 Esas, 2016/44 Karar sayılı ilamı ile hükmedilen manevi tazminat alacağına ilişkin takip başlattığı, alacaklı ...'ın da şikayetçi borçlu ... hakkında ... 2. İcra Müdürlüğü 2014/2231 Esas sayılı dosyası ile ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 29.05.2012 tarihli 2008/399 Esas, 2012/126 Karar sayılı ilamı ile ilamlı icra takibi başlattığı ve işbu dosya üzerinden 29.03.2016 tarihinde şikayetçinin alacaklı hakkında manevi tazminat alacağına ilişkin başlattığı ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2016/4316 Esas sayılı icra dosyasına müzekkere yazılarak dosya alacağına haciz konulduğu, ... 2....
Davacıların manevi tazminat talebi ise, aleyhlerine alınan ihtiyati haciz kararları üzerine başlatılan takiplerde uygulanan haciz işlemleri nedeni ile manevi zarar tazminine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesi "Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir." düzenlemesi ile kişilik haklarının zedelenmesi halinde başvurulabilecek tazminat yolunu düzenlemiştir. Bu kanun hükmünün uygulanması için kişilik hakkını zedeleyici bir davranış, manevi bir zarar ve bunlar arasında nedensellik bağının bulunması gerekir. Kural olarak, manevi tazminata hükmedilebilmesi için TMK'nın 25. maddesinde genel olarak tanımlandığı üzere kişilik haklarına bir saldırı bulunması ve olayda haksız fiil unsurlarından hukuka aykırılığı ortadan kaldıracak bir neden mevcut olmaması şarttır. Şirketlerin de gerçek kişiler gibi kişilik haklarının bulunduğu kuşkusuzdur....
Bununla birlikte hemen belirtmek gerekir ki, manevi tazminat miktarının takdirinin hâkime ait olduğu, hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı Kanunun 259'uncu maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği düşünülmüş, bu itibarla davacılar vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararına yönelik istinaf başvurusu, davalı T5'a karşı açılan manevi tazminat davaları yönünden kabulüyle HMK'nin 353/1- a/6'ncı maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair karar verilmesi gerekmiştir....
Öncelikle belirtmek gerekir ki; manevi tazminat istemi, zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılamaz. Bu sebeple davacının manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceği göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması, ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 sayılı HMK'nın 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....
olduğunu, hiçbir şekilde mal kaçırma amacında olmadığını, davacının ihtiyati haciz ile geçici hukuki koruma talep etmesi için somut durumda hukuki yararı bulunmadığını, 600.000,00 TL tutarında manevi tazminat için ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, %5 teminata hükmedilmesinin az bir miktar olduğunu, teminat miktarının yükseltilmesinin gerektiğini, davacının T.C. uyruklu olmadığını, dava şartı teminat hususunda karar verilmeden ihtiyati haciz için karar verilmesinin açıkça hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir....
Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür. Bu itibarla İDM'nce manevi tazminat miktarının maddi tazminat gibi objektif koşullara göre belirlenecek tazminat türü olmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir....