Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Somut olayda, davacı vekili dava dilekçesinde davalı taraf aracının çarparak davacının yaralanmasına neden olduğundan bahisle davacının maddi ve manevi tazminat alacağının tahsilini güvenceye almak için ihtiyati haciz talep etmiş, mahkemece 09.11.2021 tarihli ara kararı ile davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir....

    AŞ aleyhine 21/03/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız ihtiyati hacze dayalı maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; Mahkemece maddi tazminat isteminin kabulüne dair verilen 10/05/2016 günlü kararın Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı tarafından istenilmekle, daha önceden belirlenen 08/10/2019 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine taraflardan kimsenin gelmediği görüldü, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü. Dava, haksız ihtiyati haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü şeklinde hüküm kurulmuş; karar, taraflarca temyiz edilmiştir....

      İhtiyati haciz kararına karşı itiraz ise İİK’nın 265. maddesinde düzenlenmiş olup itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır.Borçlu,kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin, “dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı” itiraz edebilir. Somut uyuşmazıkta, ihtiyati haciz isteyen davacılar vekili, davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu aracın sebep olduğu kaza nedeniyle müvekkillerinin yaralandığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat ile ihtiyati haciz ve geçici ödeme talep etmiş olup yerel mahkemece 01/09/2022 tarihli tensip tutanağının 11/e bendindeki ara karar ile %15 teminat karşılığında ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiği, 06/10/2022 tarihli gerekçeli ara karar yazıldığı, aleyhine ihtiyati haciz istenenler vekilinin itirazı üzerine 03/11/2022 tarihli ara karar ile itirazın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı ihtiyati haciz isteyen davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur....

      Bu noktada davacının yaklaşık ispat koşulunu sağlayamadığı anlaşıldığından davacını maddi tazminat talebi için ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiş olmasında bir yanlışlık bulunmamaktadır Davacının manevi tazminat istemi bakımından ihtiyati haciz talebi bakımından yapılan değerlendirmede ise; Bilindiği üzere manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği bir tazminat türü olup, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamamaktadır....

      Haksız ihtiyati haciz nedeniyle tazminat istenebilmesi için ihtiyati haciz kararının icra edilmiş olması, kararın haksız olması, borçlunun zararının bulunması ve zarar ile haksız ihtiyati haciz kararı arasında illiyet bağının bulunması koşulları gerekmekte olup, maddi tazminat istemi yönünden haksız ihtiyati haciz koydurmuş olan alacaklı kusursuz olarak sorumludur. Manevi tazminat istemi yönünden ise, alacaklının kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak ihtiyati haciz kararı almış olması şarttır....

        İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa dahi alacaklının en azından kusurlu olması gerekmektedir. Haksız yere bir kimsenin mallarının ihtiyaten haczettirilmesi o kimsenin itibarına saldırı teşkil eden ve BK’nın 49. maddesi gereğince manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır....

          Bununla birlikte hemen belirtmek gerekir ki, manevi tazminat miktarının takdirinin hâkime ait olduğu, hâkimin yargılama sonunda hak ve nesafete uygun karar vereceği, böylece bu aşamada talep edilen miktarın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesinin doğru olmayacağı değerlendirilerek, mahkemece uygun görülecek miktar yönünden, yine aynı Kanunun 259'uncu maddesi uyarınca takdir edilecek teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır....

          DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Uyuşmazlık; trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemli davada, davalılara ait araç trafik kaydına İİK'nın 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz kararı verilebilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğine ilişkindir....

          Öncelikle belirtmek gerekir ki; manevi tazminat istemi, zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılamaz. Bu sebeple davacının manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceği göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması, ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 sayılı HMK'nın 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....

          İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz kararı olan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden BK’nın 49'uncu maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). Haksız yere bir kimsenin mallarının haczettirilmesi, o kimsenin ticari itibarına saldırı teşkil eden ve BK'nın 49'uncu maddesi gereğince manevi tazminat ile sorumlu tutulmayı gerektiren bir davranıştır. Somut olayda, 28/02/2014 tarihli çekin keşidecisinin dava dışı .... şirketi olduğu, lehdarının ise davacı ... olduğu, çekin ciro yoluyla davalıya devredildiği anlaşılmaktadır....

            UYAP Entegrasyonu