Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İhtiyati haciz için davaya ilişkin tüm koşulların gerçekleşmesinin beklenilmesi dava ile elde edilecek sonuçların alınamamasına yol açabileceğinden ve İİK’nun 281/2 maddesinde açıkca “iptale tabi tasarrufların konusu olan mallar hakkında” ibaresi kullanıldığından davacının ihtiyati haciz isteminin teminatlı veya teminatsız olarak kabulü mümkün olduğundan davalılar vekilinin ihtiyat-i haczin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine karar vermek gerekmiştir." şeklinde davacı vekilinin ihtiyat-i hacze yönelik yaptığı itirazının reddine, davacı vekilinin ihtiyat-i tedbir talebinin reddine, davalılar vekilinin ihtiyat-i haczin kaldırılmasına yönelik talebinin reddine dair hükmün kurulduğu anlaşılmıştır....

DAVALI CEVABININ ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu kaza sebebiyle müvekkilimizinde çok üzülmüş ve hatta psikolojisi bozulduğu, lakin talep edilen miktar müvekkillerimiz tarafından ödendiği takdir de müvekkillerimiz ekonomik açıdan çok zor duruma düşeceği hatta fakirleşeceğini, bu sebep ile davacı tarafın faiş manevi tazminat taleplerini kabul etmediklerini, haksız bir menfaat elde etmeye yönelik olduğunu düşündükleri, bu nedenlerle davacı tarafın manevi tazminat isteminin öncelikle reddine, mahkeme aksi kararda ise hak ve nesafet kuralları gözetilerek manevi tazminat istemlerini adalete uygun şekilde indirilmesi gerektiğini savunmuştur. İDM KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince geçici hukuki koruma tedbirinin incelenmesi üzerine verilen kararda özetle; ihtiyati haciz istem koşulları İİK'nun 257....

İhtiyati haciz isteyen vekili, itirazın reddini istemiştir. Mahkemece, ihtiyat haciz isteminin dayanağı bononun keşide tarihinin 17/06/2012 olduğu, bu nedenle uyuşmazlığa 6100 Sayılı HMK'nın uygulanması gerektiği, anılan Kanunun 17. maddesi uyarınca yetki sözleşmesi ile belirlenen yer mahkemesi kesin yetkili hale geldiği, bonodaki belirlenen yerin taraflar arasında yetki sözleşmesi yapıldığı anlamına geleceği, bonoda yetkili mahkemenin ... Mahkemeleri'nin olduğunun belirtildiği gerekçesiyle itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati haciz isteyen vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ihtiyati haciz isteyen (alacaklı) vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....

    Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.'nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK'nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz. Dosyadaki bilgi ve belgelerden; dava dışı borçlu hakkında alacağın tahsili amacıyla menkul haczinin düzenli adresi tespit edilemediği için yapılamadığı, dosya alacaklısının da haricen edindiği bilgiler doğrultusunda ve borçlunun ticaret odasında belirtilen adresi olduğu iddiasıyla davaya konu haciz işlemlerinin yapıldığı adrese menkul haczi için gittiği anlaşılmaktadır. ... 7....

      Fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla davacı T1 için 200.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 14/08/2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesinin özetle: "Davacının ihtiyat-i haciz talebinin İİK.257 maddedeki koşulları oluşmadığından ve İİK.nın 258/1 maddesi uyarınca alacak ve haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delil göstermediğinden reddine..." karar verdiği görülmüştür....

      Haksız eylem nedeniyle açılan manevi tazminat davalarında İİK’nın 257 vd. maddelerinde öngörülen ihtiyati haciz koşullarının gerçekleşmesi ve mahkemenin alacağın varlığı konusunda kanaat edinmiş olması halinde, somut olayın özelliklerine ve ölçülülük ilkesine uygun düşecek şekilde ihtiyati haciz kararı verilebilmesi mümkündür" şeklindedir....

      Somut olayda; davacılar vekili müvekkilleri ... ve ... için kaza nedeniyle uğradıkları maddi zararlara ilişkin olarak fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak ayrı ayrı 25.000,00'er TL maddi tazminat ve müvekkillerinin manevi zararları için toplam 350.000,00-TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir. Manevi tazminat kişinin kişilik haklarının ihlali, bu kapsamda huzur, güvenlik, sağlık ve benzeri haklarının saldırıya uğraması halinde miktarının, kapsamının ve koşullarının hakimin takdirine bağlı olarak belirlendiği, tazminat yükümlüsünün tutum ve davranışları olayın özelliği, kusurun varlığı, niteliği, ekonomik, sosyal çevre ve benzeri pek çok subjektif etkene göre belirlenen bir tazminat türü olup, maddi tazminat gibi miktarı objektif koşullara göre belirlenecek bir tazminat türü değildir. Bu nedenlerle alacağın muaccel olması yanında, ihtiyati hacze esas belirli bir miktar olması koşulu sağlanamamaktadır....

        Öte yandan, manevi tazminat isteminde zararın tekliği ve bölünmezliği ilkesi gereğince kısmi ve belirsiz alacak davası olarak açılmaya elverişli değildir. Bu sebeple davacıların manevi zararlarına karşılık ihtiyati haciz taleplerinin tamamının tek kalemde istenebileceğinden göz önünde tutularak ihtiyati haciz talebinin kabulü, hacizde ölçülülük ilkesi gereğince kısmen kabul-kısmen reddi veya reddine karar verilmiş olması ileride hükmedilecek olan manevi tazminat istemi için 6100 Sayılı HMK'nun 36/1- b bendi gereğince davada iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği halde görüşünü açıklamış olması niteliğinde görülemez. Diğer bir anlatımla, ihtiyati hacizde verilen karar ne olursa olsun buna bağlı olmaksızın nihai kararda 22/06/1966 tarihli 7/7 sayılı İBK'da göz önünde tutularak manevi tazminatın hüküm altına alınması mümkündür....

        Haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız haciz kararı olan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK’nın 49'ncu maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). Başka bir deyişle haksız haciz sebebiyle tazminat davasında manevi tazminata hükmedebilmek için davalı alacaklının icra takibinde kötü niyetli veya ağır kusurlu olması da gerekir....

          Haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız haciz kararı olan alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından geçerli olup, manevi tazminat yönünden TBK’nın 49'ncu maddesindeki koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması da gerekmektedir. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). Başka bir deyişle haksız haciz sebebiyle tazminat davasında manevi tazminata hükmedebilmek için davalı alacaklının icra takibinde kötü niyetli veya ağır kusurlu olması da gerekir....

          UYAP Entegrasyonu