Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre götürü bedelli işlerde işin tamamının yapılmamış olması halinde hakedilen bedelin yüklenici tarafından gerçekleştirilen imalâtın işin tamamına göre fiziki oranının tespit ve bu oranın götürü bedele uygulanarak hesaplanacağı kabul edilmektedir. Buna göre yapılan işin sözleşmedeki işe göre fiziki oranının tespit edilerek sözleşmedik bedele oranlanması neticesinde bulunacak bedel hüküm altına alınmalıdır. Öte yandan sözleşmenin feshi halinde haklılık durumuna göre taraflar uğramış oldukları menfi zararların tazminini talep edebilirler. Yüklenici sözleşmenin haksız feshi nedeniyle sözleşmenin ifa olunacağına güvenerek yaptığı masraflar ile mahrum bırakıldığı kâr kaybı zararını isteyebilmektedir....
Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanun’un 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi, verilenlerin iadesi istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu 7....
Somut olayda sözleşmenin süresinden önce davalı tarafından feshi nedeniyle uğranılan zararların tazmini istenebilecek olup, davalının karşılamakla sorumlu olduğu zarar, alacaklının müspet zararıdır, davacı menfi zararını isteyemez. Dolayısıyla sözleşmenin kurulması için yapılan giderlerden olan damga vergisi menfi zarar kapsamında olup talep edilmesi yerinde değildir. Bu suretle, davacının sözleşmenin düzenlenmesi sırasında verilen damga vergisinin davalıdan tahsili talebi ile bir kısım araçlarını piyasa fiyatları altında satmasından kaynaklanan tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki asıl davada sözleşmenin feshi nedeniyle menfi tespit, istirdat ve zarar tazmini, birleşen davada sözleşmenin tasfiyesi ve iadesi, bedel davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne yönelik verilen hüküm asıl davada davacı birleşen davada davalı vekilince duruşmasız, asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilince duruşmalı temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. 14.12.2022 gününde duruşmalı temyiz talebinde bulunan asıl davada davalı - birleşen davada davacı vekili Avukat ... ile temyiz talebinde bulunan asıl davada davacı - birleşen davada davalı vekili Avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
tarihinde tebliğ edildiği, ihtarname tebliğ tarihinden itibaren 5 günlük satın alma opsiyon hakkını kullanma ve kiralananın mülkiyetini devralma süresi bitim tarihinin ve sözleşme fesih tarihinin 07.12.2020 tarihi olduğunu, dolayısıyla Sözleşmenin feshi ile satın alma opsiyon hakkı kullanılmayan finansal kiralamaya konu malların iade edilmesi ile tüm finansal kiralama borçlarının ödeme süresinin de 07.12.2020 tarihinde dolduğunu, davacı yanın talep ettiği Finansal Kiralama Sözleşmesine ve finansal kiralamaya konu malların iadesi, aynen teslimi ve iadesi mümkün olmayan mal bedelinin tahsiliyle ilgili kararların mahkemenin takdirinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir....
Maddesine göre sözleşmenin feshi halinde idarenin ödemeyi durdurabileceği hüküm altına alınmıştır. Şu halde idare sözleşmeyi feshetmiş olduğuna ve bundan dolayı teminat mektubunu irat kaydetmiş olmasına ve mahkemece de yukarıda belirtildiği üzere bu bedelin iadesi talebi reddedildiğine göre idarenin ödemeyi durdurma konusunda kendisine sözleşme ile tanınmış yetkisini kullandığı açıktır. Diğer taraftan yine sözleşmenin 12.2.3. Maddesine göre idarenin mali durumuna göre 15 ila 90 gün arasında ödeme yapacağı da belirlendiğine göre faizin dava ve ıslah tarihinden itibaren işletilmesinden hukuka aykırı bir yön görülmemiştir. Tüm bu nedenlerle de davacının istinaf başvurusunun esastan reddi gereklidir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ve nedenlerle; 1- Davacı vekilinin Iğdır 2....
GEREKÇE :Dava, acentelik sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle denkleştirme tazminatı, maddi ve manevi tazminat ile sözleşme süresince kesintisi yapılan bedellerinin iadesi istemine ilişkindir.Davacı, davalı ile aralarındaki acentelik sözleşmesinin davalı tarafından süresinden önce haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek; haksız fesih nedeniyle kar kaybı, denkleştirme tazminatı, tahsil komisyonu tazminatı, vadesi geçmiş alacak yansıtmaları, tahsilatı yapılamayan müşteri yansıtmaları, personel için kesilen tazminatlar, personelin fazla mesai yansıtması, ölçüm tartım yansıtması, el terminali tamir bedeli yansıtması, maktu evrak, kırtasiye, personel giysi yansıtma, haksız uygulanan cezalar, yoksun kalınan kar, haksız katsayı uygulamasından kaynaklanan maddi zarar, haksız iade faturası yansıtmaları adı altında sözleşmenin haksız feshi nedeniyle maddi ve manevi tazminat ve davalı tarafından haksız yere yansıtılan bedellerin iadesi isteminde bulunmakta olup, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda...
Maddesinde dava çeşitlerinden terditli dava düzenlenmiş buna göre, mahkeme davacının asli talebinin reddine karar vermedikçe, fer i talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz. Yukarıda yer verilen yasa maddeleri göz önüne alınarak yapılan somut olay değerlendirmesinde davacının öncelikli talebinin devremülk sözleşmesine dayalı olarak tapu iptal ve tescil talebi olmasına karşın, davacının bu talebine yönelik açık bir hüküm kurulmadan davacının tali talebi olan sözleşmenin feshi ve bedel iadesine karar verilmesi yasanın açık hükmüne aykırı olup, yine davacının tapu harcına ilişkin yapmış olduğu ödemenin iadesine ilişkin talebi yönünden gerekçede herhangi bir sebep belirtilmeden hüküm fıkrasıyla talebin reddine karar verilmesi nedeniyle de, kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir....
Bu ilke sözleşmenin imzası, ifası ve feshi aşamalarının hepsinde gözetilmesi gereken ilke olması nedeniyle mahkemece, sözleşmenin davacı aleyhine hükümler içermesine rağmen bu durumu kabul eden tacir davacının sözleşme serbestisi ilkesi ile sözleşme hükmü nazara alındığında tazminat, bedel vb. herhangi bir talepte bulunamayacağı belirtilmiştir. Bu gerekçe ilke olarak doğru ise de, imzalanmış sözleşmenin yürütümü sırasında da hukukun genel ilkelerinden olan TMK'nın 2. maddesi gereğince de, hak ve borçların kullanımı ve ifasında da iyiniyet kurallarına uyulması gerekmektedir. Bir hakkın sırf başkasını zarara sokacak şekilde kötüye kullanılmasını kanun himaye etmez. Uyuşmazlık konusu sözleşme hükmü bu açıdan değerlendirildiğinde bu sözleşme maddesinin davalıya keyfi olarak nitelendirilebilecek mutlak bir hak bahşetmediğinin kabulü gerekir....
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR: Taraflar arasındaki uyuşmazlık, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı, kararın eksik incelemeye ve/veya yanılgılı değerlendirmeye dayalı olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ile tazminat talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır....