WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu durumda, davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alınıp, bozdurulduğunu ispat yükü altındadır. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....

    temerrüt faizinin bu zararı karşılamaya yetmeyeceğini, somut olay ve yerel mahkemenin ret gerekçesi itibariyle, davacının ödenen para ve faizi ile dava konusu ziynet eşyalarını (altınları) alamadığını, bu şartlarda davacının zararlarının kanıtlamış olduklarının kabulü gerektiğini, davalının dava konusu ziynet eşyalarını iade etmeyerek en geç ziynet eşyası alacağı davasının dava tarihi olan 21/12/2017 tarihinde temerrüte düştüğünü, kesinleşmiş ziynet eşyası davasının da bunu gösterdiğini, yani davalının borcunu tam olarak ifa etmek için ya dava konusu altınların bedelini temerrüt tarihinde ödemiş ya da ziynet eşyalarını aynen iade etmiş olması gerektiğini, eğer borçlunun temerrüt tarihinde ziynet eşyası bedelini ödemiş olsaydı davacının bir zararı olmayacağını, yerel mahkemenin ve dayanağı Samsun BAM 4....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; mal rejiminin tasfiyesi yönünden bir hüküm kurulmadığını, tefrik kararı da verilmediğini, ziynet alacağının reddinin hatalı olduğunu belirterek kararın ziynet alacağı ve mal rejimi yönlerinden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1- 2. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma; karşı dava ise, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166/1- 2. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine dayalı boşanma ve fer'ileri, ziynet alacağı ve mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilerek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

    Bundan ayrı; davacı vekili boşanma dosyasına verdiği dilekçede, ziynet eşyaları olarak; 50 adet çeyrek, 2 adet yarım, 2 adet Cumhuriyet, 2 adet 40 gr'lık bilezik, 300 EU ve 5100 TL olarak bildirmesine karşılık, eldeki dosyayla birleşen dava dosyasına verdiği dilekçede, 300 EU, 5100 TL, 65 adet çeyrek, 5 adet Cumhuriyet, 5 adet yarım altın, 3 adet 20 gr'lık bilezik, 3 adet 10 gr'lık bilezik ve 1 adet 55 gr'lık setten oluşan ziynet eşyası olarak bildirilmiş, mahkemece birleşen dosyadaki talep miktarı ile bilirkişi raporu dikkate alınarak karar verilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere, davacının boşanma dosyasına verdiği dilekçedeki talep miktarı ile birleşen dosyadaki ziynet eşyası miktarı arasında açıkça çelişki bulunmaktadır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile muris'in 12/11/1976 yılında evlendikleri, mal rejiminin murisin ölüm tarihi olan 01/01/2020 tarihi itibariyle sona erdiği, dava konusu taşınmazın arsa olarak 03/04/2002 tarihinde davalı adına satın alma sureti ile edinildiği, üzerinde bulunan evin inşaat ruhsatının ağustos 2002 yılında alınarak evin inşasına başlandığı, dolayısıyla arsa ve üzerindeki evin edinilmiş mallara katılma rejimine tabii olduğu, davalının arsa alınırken ve ev yapılırken düğünde takılan ziynetleri ve evlilik birliği içinde çalışması karşılığında kazandığı para ile birikim olarak aldığı altınların kullanıldığını iddia ettiği, evlilik birliği içinde çalışma karşılığı elde edilen para ile alınan altının kişisel mal olmayacağı, zira çalışma karşılığı elde edilen kazancın edinilmiş mal olup, onunla alınan altının da edinilmiş mal olması nedeni ile davalı lehine denkleştirme alacağı hesaplanmasına gerek olmayacağı, ancak davalının arsa alınırken ve ev yapılırken...

      Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Hayat deneyimlerine göre olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bu durumda, davacı kadın, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evlilik birliği içinde elinden zorla alınıp, bozdurulduğunu ispat yükü altındadır. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....

        Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı kadının ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasına yönelik temyiz itirazlarının hasren yapılan incelemesinde; Davalı-karşı davacı kadın tarafından talep edilen ziynet ve çeyiz eşyası bedeli karar tarihindeki kesinlik sınırı 41,530 TL'yi aşmadığından Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362/l-a maddesi gereğince temyiz sınırının altında kaldığı için kesindir. Açıklanan nedenle, davalı karşı davacı kadının ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davalı-karşı davacı kadının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....

          Aile Mahkemesi'nin 20/03/2019 tarih, 2019/201 E.-2019/204 K. sayılı boşanma kararında tarafların birbirlerinden ziynet eşyası talebinin olmadığı hususunun açık olduğunun belirtildiğini, sadece ziynet eşyası değil, tüm malvarlığı ve alacak borç ilişkisi bakımından da tarafların birbirinden bir isteğinin kalmadığını, buna karşılık davalının tarafların evlilik Samsun İcra Müdürlüğü'nün 2020/78794 Esas sayılı takip dosyası ile icra takibinin kötüniyetli olarak başlatıldığını belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          İleri sürülen istinaf nedenlerine, kamu düzenine ilişkin hususlara ve ilk derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ile asıl ve birleşen boşanma davaları usul ve yasaya aykırılık bulunmamakla davalı-karşı davacının vekalet ücretlerine ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı, dava dilekçesinde ziynet eşyasının tarafına verilmesini talep ederek ziynet eşyası yönünden tam eda davası açmıştır. Davacı vekili tarafından dosyaya ibraz edilen ziynet eşyalarına ilişkin açıklamada ziynet eşyası alacağı davasını belirsiz alacak davası olarak açtıklarını beyan etmiş ise de dava türü ıslah ile değiştirilemez. Davacı vekilinin ziynet eşyalarını açıkladığı dilekçe de altınların değeri 10.000,00_TL belirlenmiş olup bilirkişi raporunda belirlenen ziynet eşyaları bedellerinden fazla olduğu görülmüştür ....

          Çoğunluk ile azınlık arasında uyuşmazlık konusunu teşkil eden nokta “…eşya ve mal…” tabirinin mal rejimine konu yapılan araç ve taşınmazı kapsayıp kapsamadığına ilişkindir. Gerek araç ve gerekse uyuşmazlık konusu bağımsız bölüm yasal mal rejiminin eşler arasında geçerli olduğu dönemde 2008 yılında alınmışlardır. Bu nedenle istek edinilmiş mallara katılma alacağına yöneliktir. Eşler aralarında mal rejimi konusunda herhangi bir yazılı anlaşma yapmamışlardır. Ancak, Şişli 2. Aile Mahkemesine ait 2009/975 Esas sayılı boşanma dosyasının 20.7.2010 tarihli oturumunda, alınan beyanlarında az yukarıda açıklandığı biçimde maddi ve manevi tazminat, tedbir ve yoksulluk nafakası ile eşya ve mal talebi, ayrıca masraf ve vekalet ücreti talebimiz yoktur, cümlesi içerisinde yer alan “eşya ve mal” ibaresinin araç ve taşınmazı da kapsayıp kapsamadığı konusunun açıklığa kavuşturulması gerekir....

            UYAP Entegrasyonu