, davalı-birleşen davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, kararın gerekçesiz olduğunu, dilekçelerde ve yargılamanın tüm aşamalarında yazılı ve sözlü olarak dile getirdikleri itirazların ve taleplerinin dikkate alınmadığını, neden dikkate alınmadığına dair kararda hiçbir açıklama ve gerekçe belirtilmediğini, bilirkişi raporları arasında çelişki olduğunu, çelişkinin giderilmediğini, karşı davalarının reddinin de hukuka aykırı olduğunu, tarafların tüm evlilikleri süresince müvekkilinin kişisel malı olan taşınmazda ikamet ettiklerini, dolayısıyla müvekkilinin bu taşınmazın ilk evlilik tarihinden boşanmanın kesinleşmesine kadar olan rayiç kira getirisi kadar tasfiyeye konu mal varlığına kazanç sağladığını, edinilmiş mal kabul edilen kazanım kapsamında bulunan bu ekonomik değerin hesaplanması ve mal rejiminin tasfiyesine dahil edilmesinin gerektiğini, davalarının reddinin hatalı olduğunu, ziynet alacağı yönünden kendi tanık...
O halde mahkemece yapılacak iş, taraf tanıklarından eşler arasında ziynet eşyalarına yönelik bir anlaşma veya bu konuda yerel bir adet olup olmadığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılması, tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmeye çalışılması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, kadına özgü olan ziynet eşyalarının kişisel mal olmadığının davalı koca, kadına özgü olmayan ziynet eşyalarının kişisel mal olduğunun ise davacı kadın tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlanması halinde sonucuna göre, aksi halde kadına özgü olmayan ziynet eşyalarının eşlerin paylı mülkiyetinde olduğu kabul edilerek ziynet alacağı ve ziynetlerle ödenen konut kredisi nedeniyle artık değere katılma alacağının belirlenmesi olmalıdır....
Davacı vekilinin istinaf başvurusuna ilişkin olarak; davacı kadın tarafından boşanma davası ile birlikte evlenmeden önce sahip olduğu ev eşyası ile düğünde takılan 2 adet 22 ayar bileziğe ilişkin ziynet alacağı talebinde bulunulduğu ve tazminat alacakları ile ziynet ve ev eşyası alacaklarının güvence altına alınabilmesi amacıyla ihtiyati tedbir talep edildiği, ilk derece mahkemesince davacı kadının ziynet ve ev eşyası alacağının boşanma dosyasından tefrik edilmesine karar verildiği, ancak hukuki nitelendirmenin katılma alacağı olarak yapıldığı yine bu dosyayla ilgili olarak yapılan 14/07/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında da "davacının mal rejiminden kaynaklanan katkı payı alacağı talebinin çekişmeli bulunduğu" şeklinde uyuşmazlık tespitinin yapıldığı, davacının davasının ziynet alacağı ve ev eşyası alacağı olarak değerlendirilmesi neticesinde ilk derece mahkemesi tarafından verilen 09/12/2022 tarihli ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin kararın dava konusunun mal rejiminden kaynaklı...
İlk derece mahkemesince Davanın kabulüne, ziynet eşyalarının aynen iade talebinin davacı vekilince eksik harcı tamamlamaması ve davasını ıslah etmemesi nedeni ile reddine, 25.000 TL ziynet eşyası alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı sadece davalı erkek kabul edilen kısım yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK md. 6. ve HMK md.190/1). Davacı kadın ziynet eşyalarının varlığını, vasıflarını ve iade edilmek üzere erkeğe verdiğini ispat yükü altındadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı tarafından, kusur belirlemesi, manevi tazminat, nafaka ve ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalı tarafından Türk Medeni Kanununun 166/4. maddesi uyarınca boşanma talep edildiği ve bu yönde karar verildiği halde, hüküm sonucunda Türk Medeni Kanununun 166/3. maddesi yazılmasının maddi hataya dayalı olduğunun ve mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunduğunun anlaşılmasına göre, davacı-karşı davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-karşı davacı, ziynetlerinin bedelini talep etmiştir....
Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Ziynet eşyası davalarında, ispat hukuku yönünden öncelikli kural; davacı kadın eş tarafından dava konusu edilen ziynet eşyalarının, cins, sayı, nitelik ve miktar olarak varlığının kanıtlanmış olması gerekliliğine ilişkindir. Ziynetlerin varlığını bu şekilde ispatlayan kadın eşin ikinci olarak ise; bu ziynetlerin evlilik birliği içinde kendisinden alındığını ve tekrar iade edilmediğini veya bu şekilde elinden alındığına dair bir iddiası yoksa evden ayrılırken bu eşyaları yanında götürmesinin mümkün olmadığını ispat etmesi gerekir. Diğer bir ifadeyle ziynet alacağı hakkı olduğunu iddia eden kadın eş, varlığını kanıtladığı dava konusu ziynetlerin kendinde olmadığını şüpheye yer vermeyecek şekilde kanıtlanmakla yükümlüdür....
- 600 bin liralık para ve ziynet eşyası takıldığını ancak düğünden kısa bir süre sonra şahsın babası bu takıları rızası olmadan alıp sattığını ve İstanbuldan arsa aldığını, ayrıca bir kısmıyla da Suşehrinde inşaat yapmaya başladığını, Sadece nişan da kendisine takılan 6 adet bilezik kaldığını, şiddet uygulayan T3 boşanmak istediğini, Düğündeki takılarından ve müşterek ikametindeki eşyalardan hissesine düşen mal varlığının verilmesini, mahkemece takdir edilecek nafakamın tarafıma bağlanmasını, bu kadar kısa sürede bu kadar şiddet uygulayıp onurunu ve namusunu rencide ettiği, kendisini evden kovduğu ve boşanmaya mecbur bıraktığı için de 250.000 TL tazminat talep ettiğini beyan, talep ve dava etmiştir....
237,89TL,1 adet altın zincire takılı zümrüt ve elmas işlemeli kolye ve yüzük değeri 1.250,00TL'nin toplam bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesinin gerektiği, doğumda müşterek çocuğun yastığına takılı bulunan 1 adet altın bilezik, 1 adet Cumhuriyet altını ve 10 adet çeyrek altının ise müşterek çocuk için takıldığı dolayısıyla çocuğun malı olup davacı kadının ziynet eşyası olarak değerlendirilmesinin gerektiği, yine davacı tarafça sünnette takıldığı iddia edilen ziynet eşyaları yönünden bir ispat bulunmadığı gibi davacı kadının ziynet eşyası olarak değerlendirilmesinin mümkün bulunmadığı bu nedenlerle davanın kısmen kabulü ile 42.926,36TL ziynet eşyası bedelinin ıslah tarihi olan 08/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine fazla ilişkin 15.073,64TL talebin reddine karar verilmesi, bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ziynet eşyasına yönelik kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle davalı vekilinin istinaf...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı- Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından reddedilen boşanma davası, ziynet alacağı ve mal rejiminden kaynaklanan alacak taleplerine ilişkin hüküm kurulmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının boşanma davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadının ziynet alacağı talebi, boşanmanın eki niteliğinde bulunmayıp, ayrıca nispi harca tabidir. Dava dilekçesinden alınan başvurma harcı bu dilekçe içindeki tüm istekleri kapsar....
aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf kanun yoluna başvurulduğu, ziynet eşyası yönünden verilen karara ve ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmadığı anlaşılmıştır....