Tarafların, 24.04.1998 tarihli satış vaadine konu yaptıkları 1777,68 m2 miktarın davalının verasette iştirak rejimine tabi olarak maliki bulunduğu hususunda bir çekişmeleri yoktur. Davada, davalıya ait payın tamamının iptal ve tescili istendiğinden, dava da kısmen kabul edildiğinden, reddolunan bölüm için davalı yararına avukatlık ücreti takdirinde de bir yanılgı bulunmamaktadır. Ancak; HUMK’nun 389.maddesi uyarınca, hükümde taraflara yükletilen hak ve borçların açık biçimde yazılması gerekir. Aksi takdirde, hüküm infaz edilemez ve taraflar yeni bazı çekişmeler içine düşer. Yukarıda belirtildiği üzere, 2507 sayılı parselin mülkiyeti elbirliği rejimine tabidir. Elbirliği mülkiyetinde, hiçbir ortak için tasarruf edebilecek pay söz konusu değildir. Elbirliği ortaklığı, tüzel kişiliği olmayan bir ortaklıktır. Mal üzerinde ortakların doğrudan doğruya hakları yoktur. Mülkiyetin sahibi, tüzel kişiliği bulunmayan ortaklık yani ortakların bütünüdür....
, işbu sebeple bu malların edinilmiş mallara katılma rejimine göre tasfiye edilmesi gerektiğini, edinilmiş mallara katılma rejimine göre, her eş diğer eşin evlilik içinde “edinilmiş mal” niteliğindeki mallarının yarısının değeri üzerinde alacak hakkına sahip olduğunu, işbu sebeple "katılma alacağı" olarak tanımlanan müvekkilinin alacak hakkının huzurdaki davanın görülmesi neticesinde hukuken gerçekleştirilmesi gerektiğini, söz konusu katılma alacağına ilişkin miktarın korunması açısından da ilgili taşınmazlar hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, söz konusu taşınmazlar, yasal karine gereği "edinilmiş mal" olarak kabul edilmesi, bunun aksinin TMK'nun 222. maddesi gereğince davalı tarafça ispatlanması gerektiğini bildirerek davalının dava süresince uhdesinde bulunan taşınmazları devretmesi halinde telafisi imkansız zararlar doğacağından, davalı adına dava tarihi itibariyle tespit edilen ve bildirdikleri taşınmazlar ile yargılama aşamasında tespit edilecek diğer taşınmazları...
ise de, 4721 sayılı Kanun'un 221 inci maddesi gereğince, eşlerin mal rejimi sözleşmesi ile bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebi ile doğan edinilmiş mallara dahil olması gereken mal varlığı değerlerinin kişisel mal sayılacağını kabul edebileceklerinin düzenlendiği, dolayısıyla madde lafzından da anlaşılacağı üzere bu araçların davalının işletmesinin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mal olduğu, taraflar arasında bu araçların kişisel mal sayılacağına dair herhangi bir sözleşme yapıldığının iddia edilmemesi karşısında araçların edinilmiş mal kabul edilmek suretiyle, 27.07.2022 tarihi itibariyle belirlenen değerleri üzerinden tasfiye alacağına hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı kabul edildiği, dava konusu Akşehir İlçesi 795 ada 400 parselde bulunan 3 nolu mesken niteliğindeki bağımsız bölüm ile 8 nolu garaj niteliğindeki bağımsız bölümün 04.10.2007 tarihinde davalı adına edinildiği, edinilmiş mallara katılma rejimine tabii olduğu, işbu dava açıldıktan sonra davalı tarafından...
Aile Mahkemesince ise; "Her ne kadar Asliye Hukuk Mahkemesince uyuşmazlık konusunun eşler arasındaki mal rejiminin tasfiyesine dayalı alacak isteminden kaynaklanması nedeniyle görevsizlik kararının verildiği, somut dava dosyasında, davacı alacaklı, müşterek çocuk adına kayıtlı araç nedeniyle ödemiş olduğu paranın, aracın tesciline yanaşılmaması nedeniyle tarafına ödenmesi yönünde icra takibinde bulunulduğu, icra takibine yapılan itiraz üzerine 6098 sayılı Borçlar Kanununda yer alan sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı alacak istemli itirazın iptali davasının açıldığı, Davacı alacaklı, eşler arasında 4721 sayılı TMK.'nın 202 vd....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/605 ESAS DAVA KONUSU : Mal KARAR : Taraflar arasındaki mal rejimine dayalı alacak davasında; ihtiyati tedbir talebinin kısmen reddine ilişkin verilen 15.12.2020 tarihli ara kararın istinafen incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içerisinde istenmiş olmakla; İDDİA KONUSU : Davacı kadın vekilli dava dilekçesinde özetle; dava konusu davalı üzerine kayıtlı 34 XX 814 plakalı araç üzerine, Muğla İli Milas İlçesi 267 ada 1 parsel nolu taşınmaz üzerine, Bozoğlu Sanayi ve Ticareti A.Ş.’ bulunan şirket hissesi üzerine; tespit edilen banka hesaplarının yarısına ve banka kasasına; teminatsız olarak tedbir konulmasına, davalı ile müvekkil arasında evlilik süresi içerisinde devam eden mal rejiminin tasfiye edilerek evlilik süresi içerisinde edinilen malların tasfiye zamanındaki değerinden yargılama sırasında yapılacak araştırma ve incelemeler sonucunda ortaya çıkacak gerçek alacak miktarını talep etme hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik...
Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu taşınmaz ve araç, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde davalı eş adına tescil edilmiştir. Sigorta şirketlerinden davalıya yapılan bir ödeme bulunmamaktadır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179). -//- Zina veya hayata kast nedeniyle boşanma halinde hakim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebilir (TMK m. 236/2)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın eşler arasındaki mal rejimine ilişkin davada verilen ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkin olmasına göre, dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 16.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) Uyuşmazlığın mal rejimine ilişkin bulunmasına göre, temyiz inceleme görevi Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu kararı uyarınca Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine 16/06/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK'nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın tadilat gördüğü iddia edilen tarih itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK'nun 170. maddesi uyarınca "mal ayrılığı" rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir. TMK'nun 5.maddesine göre, Borçlar Kanunu'nun genel nitelikli hükümleri uygun düştüğü ölçüde tüm özel hukuk ilişkilerine uygulanır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646.maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 544.maddesi) de Borçlar Kanunu'nu MK.nun mütemmimi kabul etmiştir....
Kural olarak davacı-davalı erkek adına kayıtlı dava konusu taşınmaz mal ayrılığı rejimine, davalı-davacı kadın adına kayıtlı taşınmaz ise; mal ayrılığı ve edinilmiş mallara katılma rejimine tabi iken yapılan sözleşme ile her iki taşınmaz edinilmiş mal kabul edilmiş olup taraflar arasında evlenme tarihinden itibaren edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Her ne kadar davacı-davalı erkek kendi adına kayıtlı birleşen davaya konu taşınmazın babası tarafından satın alınıp, kişisel malı olduğunu iddia etmiş ise de; bu iddiasını soyut tanık beyanları dışında ispat edemediği gibi yapılan sözleşmede kişisel mallar sözleşme kapsamı dışında bırakılmadığından taşınmazın öncesinin kişisel mal olmasının da bir önemi bulunmamaktadır....