Bundan sonra, irat şeklindeki günlük ödeme miktarı, mal rejiminin sona erdiği tarihten sonraki kalan günler ile çarpılarak, bulunacak bu miktarın peşin sermayeye çevrilmiş değeri hesaplanır. Mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden ödemenin açıklanan yöntemle hesaplanan peşin sermaye çevrilmiş değeri, emekli olan eşin kişisel malı sayılır. Ödenen toplam emeklilik ikramiyesinden, kişisel mal sayılan bu miktar (mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden günlük irat şeklindeki toplam ödemelerin peşin sermayeye çevrilmiş değeri) çıkarıldıktan sonra, kalan miktar edinilmiş mal (artık değer) kabul edilerek tasfiye sırasında göz önünde bulundurulur. Emeklilik ikramiyesinin tasfiyeye konu edilmesi için mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olması (TMK mad.235/1) ya da bu para kullanılarak başka bir mal varlığına sahip olunmalıdır. Söz konusu gelir, kullanılarak satın alınan mal varlıkların tasfiyesinde de aynı kurallar geçerli olacaktır....
İstinaf başvurusunda bulunan davalı Kübra Koç vekili istinaf dilekçesinde özetle: mahkemece verilen kararın hak ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından açılan katılım alacağı ve katkı payı davasının derdest olduğunu, henüz geçerli bir alacak mevcut olmadığından mahkemece dava sonucu beklenmeden hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, Türk Borçlar Kanunu'nun 19.maddesine göre açılmış muvazaa hukuksal nedenine dayalı iptal talebine ilişkindir. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda; Davacı T1 ile davalı borçlu T3 arasında görülen boşanma davası tarafların boşanmasıyla sonuçlanmış olup, dosya kapsamından Gaziantep 1.Aile Mahkemesinde 2016/474E.sayısıyla görülen mal rejimine ilişkin davanın halen derdest olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece bu davanın sonucu beklenmeden karar verilmesi hatalı olmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.10.2003 gününde verilen dilekçe ile noter satış vaadi sözleşmesi ve muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 26.7.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ...,... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine dayalı tescil istemine ilişkindir. Mahkemece dava, davacılar tarafından takip edilerek ispatlanmadığından bahisle red edilmiş, hükmü davacılar temyiz etmiştir. Dava ... mirasçılarından ...,... tarafından açılmıştır. Mirasçılık belgesine göre 14.9.1973 tarihinde ölen ... 'in davacılar dışında başkaca mirasçıları da bulunmaktadır. Tereke ise elbirliği mülkiyet rejimine tabidir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejimi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından; 11.06.2018 tarihli ek karar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm mal rejimine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 30.01.2019 tarih 2019/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 28.03.2019 (Prş.)...
Dava, evlilik birliğinin boşanmayla sona ermesi nedenine dayalı mal rejiminden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, TMK.nun 218. maddesinde edinilmiş mallara katılma rejiminin edinilmiş mallar ile her eşin kişisel mallarını kapsadığı, 219. maddesi 1. fıkrasında edinilmiş malların her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleri olduğu, 222. maddesinde belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimsenin iddiasını ispatla yükümlü olduğu hükmü düzenlenmiştir. Taraflar 14/11/2008 tarihinde evlenmiş, 22/01/2014 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin kararın boşanma yönünden 03/01/2019 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermiştir (TMK.nun 225/2. M.)...
Kooperatif ödemelerin 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 170.maddesi gereğince mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden önceki dönemde tamamlanması durumunda eşler lehine katkı payı alacağı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 202/1. maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 01.01.2002 tarihinden sonraki dönemde tamamlanmasında ise değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak hakkı doğabilecektir. Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal ayrılığı bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde yapılmasında; mal ayrılığı dönemindeki ödemelere her bir eşin yaptığı katkı oranı, daha sonra geçerli olacak edinilmiş mallara katılma rejimine kişisel mal olarak geçeceği kabul edilmektedir....
Eşler arasındaki mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir (TMK m.225/son). Bu açıklamalarla birlikte somut olaya bakıldığında; davacı tarafından dava dilekçesinde söz konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinildiğinin bildirilerek taşınmazın edinilmiş mallara katılma ile ilgili mal rejimine göre değerinin tespiti ile paylaştırılmasının talep edildiği, dava dilekçesinde değer artış payı talep edilmediği, ziynet eşyaları ile ilgili talep olmadığı gözetilerek buna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır....
TMK.nun 179.maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Dava konusu taşınmaz 20.08.1984 tarihinde davalı adına satın alma nedeniyle tescil edilmiştir. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 1.1.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202.maddesine göre yasal edinilmiş mallara katılma rejimine tabidirler. Davacı tarafından katkının yapıldığı ve taşınmazın satın alındığı tarih (1984) itibariyle eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir....
Hukuk Dairesinin 24/02/2016 tarihli emsal kararı gereğince mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli asliye hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş olmakla; tasarrufun iptali yönünden açılan dava bakımından bu dosya üzerinde karar verilmesine yer olmadığına, arsalar yönünden mal rejimine yönelik açılan davanın yukarıda açıklanan gerekçeye dayalı olarak reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı-birleşen davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, kısa kararda “ 1/Tasarrufun iptali yönünden açılan dava bu davadan tefrik edilmiş, mahkememiz esasına kayıt edilmiş olmakla 8. Hukuk Dairesinin emsal kararı gereğince o dosya üzerinden o konu ile ilgili değerlendirme duruşma gününde yapılacağından dava edilen taşınmaza yönelik katkı payı ve katılma alacağı istemi bakımından bozma kararındaki açıklama doğrultusunda gerekli inceleme ve değerlendirilmesi için dosyanın 8....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.03.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.12.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, 22.02.1979 tarihli satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar, zamanaşımı def'inde bulunmuşlar, esas hakkında ise taşınmazın elbirliği mülkiyeti rejimine tabi olduğunu, sözleşmenin vaat borçlusu olan ... ...’in ehliyeti olmadığını, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece dava kabul edilmiş; 112 sayılı parselde satış vaadine konu 9/48 payın davacı adına tesciline karar verilmiştir....