İLGİLİ MEVZUAT: 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 3. maddesinin 16. fıkrasında, gümrük beyanının eşyanın bir gümrük rejimine tabi tutulması talebinde bulunulmasını ifade edeceği, 17. fıkrasında, beyan sahibinin, kendi adına beyanda bulunan kişi veya adına beyanda bulunulan kişi olduğu; 20. maddesinin 5911 sayılı Kanun ile değişik (a) bendinde; "rejim hak sahibi" deyiminin, kendi adına ve hesabına gümrük beyanını yapan veya hesabına gümrük beyanı yapılan kişi veya bu kişilere ait bir gümrük rejimi ile ilgili hakların veya yükümlülüklerin devredildiği kişiyi ifade ettiği, (b) bendinde, transit rejiminde rejim hak sahibine "asıl sorumlu" denileceği; 86. maddesinin 1. fıkrasında, asıl sorumlunun eşyayı öngörülen süre içerisinde ve gümrük idareleri tarafından ayniyetinin tespiti amacıyla alınan önlemlere uymak suretiyle, varış gümrük idaresine sağlam ve noksansız olarak sunmak ve transit rejime ilişkin hükümlere uymakla yükümlü olduğu; 235. maddesinin 5. fıkrasının (b) bendinde ise, Türkiye Gümrük...
İLGİLİ MEVZUAT: 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 3. maddesinin 16. fıkrasında, gümrük beyanının eşyanın bir gümrük rejimine tabi tutulması talebinde bulunulmasını ifade edeceği, 17. fıkrasında, beyan sahibinin, kendi adına beyanda bulunan kişi veya adına beyanda bulunulan kişi olduğu; 20. maddesinin 5911 sayılı Kanun ile değişik (a) bendinde; "rejim hak sahibi" deyiminin, kendi adına ve hesabına gümrük beyanını yapan veya hesabına gümrük beyanı yapılan kişi veya bu kişilere ait bir gümrük rejimi ile ilgili hakların veya yükümlülüklerin devredildiği kişiyi ifade ettiği, (b) bendinde, transit rejiminde rejim hak sahibine "asıl sorumlu" denileceği; 86. maddesinin 1. fıkrasında, asıl sorumlunun eşyayı öngörülen süre içerisinde ve gümrük idareleri tarafından ayniyetinin tespiti amacıyla alınan önlemlere uymak suretiyle, varış gümrük idaresine sağlam ve noksansız olarak sunmak ve transit rejime ilişkin hükümlere uymakla yükümlü olduğu; 235. maddesinin 5. fıkrasının (b) bendinde ise, Türkiye Gümrük...
Davalılar T3 ve T2 vekili cevap dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir yönünden tenkis isteği alacak niteliğinde olduğunu, buna ilişkin Yargıtay kararlarının mevcut olduğunu, bahsedilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminde yer alan ilkelerden biri de, bu rejimin kural olarak nispi hak tanıması ilkesi olduğunu, başka bir deyişle, rejim süresince edinilen mallara dair eşlerin bir alacak hakkı yani şahsi bir hakkı söz konusu olduğunu, yoksa rejim suresince edinilen mallarda eşler ayni hak sahibi olmadıklarını, yapılan devrin katılma alacağını azaltmak amacıyla yapıldığı sabit olsa bile tasfiyede bedeli hesaba katılacağından; tapunun iptal ve tesciline kararı verilemeyeceğini, mahkeme 26.07.2022 günlü tensip zaptında taşınmazın davalılar veya muris adına kayıtlı olması halinde ihtiyati tedbir konulmasına karar verdiğini, taşınmaz 3.bir şahıs adına kayıtlı olmasına karşın ihtiyati tedbir tapu kaydına işlendiğini, telafisi güç zarara neden olabileceğinden tensip zaptına aykırı...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davanın katılma alacağına ilişkin olduğu, tarafların 25.11.2019 kesinleşme tarihli boşanma ilamı boşandıkları, tarafların başkaca bir rejim seçmedikleri görülmekle yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabii oldukları, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 219 uncu maddesi gereğince bir eşin karşılığını vererek elde ettiği malvarlığının edinilmiş mal sayıldığı, aynı Kanun'un 236 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince diğer eşin edinilmiş mal grubundaki mallar üzerinde katılma alacağı hakkı bulunup, söz konusu malın edinilmesine maddi ve somut bir katkısının aranmadığı, edinilmiş mallara katılma rejiminde evlilik birliği içinde edinilen malların karine olarak edinilmiş mal olduğu, bir malın kişisel malı olduğunu iddia eden tarafın 222 nci maddenin birinci fıkrası gereğince ispatla yükümlü olduğu, davalı kadının tanık beyanlarıyla dava konusu malların...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 13/09/2022 NUMARASI : 2018/605 ESAS, 2022/612 KARAR DAVA KONUSU : MAL REJİM KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; tarafların 05/11/1995 tarihinde evlendiklerini, aralarındaki boşanma davasının Düzce 2. Aile Mahkemesi'nin 2018/606 E....
Asliye Ceza Mahkemesinin 2001/1122 esas sayılı ilamı esas alınarak mükerrirlere özgü rejim ile infazına” şeklinde değiştirilmesi tekerrürün infazında süre konusunda CMK'nin 326/son maddesi gereği kazanılmış hakkının korunmasına ve diğer kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.02.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Sulh Ceza Mahkemesinin 16/09/2008 günlü 2006/65 E, 2008/658 K. sayılı kararı ile verilen sanık hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararın tekerrüre esas olmayacağı, sanığın suç tarihi itibari ile de adli sicil kaydında başkaca bir mahkumiyet kaydının bulunmadığı gözetilmeden, sanığın tekerrüre esas mahkumiyeti bulunduğu gerekçesiyle, 5237 sayılı TCK’nun 58/6-7 .maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 1412 Sayılı CMUK'nun 321.maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, aynı yasanın 322.maddesi uyarınca "TCK'nun 58 maddesi gereği sanığa verilen cezanın mükerrilere özgü rejim ile infazına,” ilişkin bölümün hüküm fıkrasından çıkarılmasına karar verilmek suretiyle diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 12/03/2013 gününde oybirliğiyle...
Mahkemece yapılacak iş; suların en az olduğu mevsimde Jeoloji ve zirai bilirkişiler marifetiyle yeniden keşif ve inceleme yapılarak, dava konusu suların debisi tespit edilmeli, tarafların ihtiyaç durumları saptanmalı, davalının yaptığı müdahalenin, davacının suyunu etkileyip etkilemediği, dolayısıyla tecavüzün varlığı uygulama yapılmak suretiyle belirlenmeli, tecavüzün varlığı anlaşılırsa; tarafların öncelikli kullanım ve ... hakları belirlenip, tarafların ... hakkı da gözetilerek tarafların ihtiyaçları oranında uygun bir rejim kurulması gerekirken yanlış gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 2.11.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 5607 sayılı kanuna muhalefet HÜKÜM : Beraat Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; Transit rejime tabi eşyaları taşıyan ve hakkında Kazan Cumhuriyet Başsavcılığı' nın 2010/1241 soruşturma numaralı dosyası ile kaçakçılık suçundan işlem yapılan ...' nin, 13.08.2010 tarihli fezlekede şüpheli sıfatıyla ismi geçen ... ile birlikte transit eşyayı rejim hükümlerine aykırı olarak, diğer şüpheli ...'...
Diğer bir anlatımla; telafi edici vergi dahilde işleme rejimi hükümlerinin ihlal edilmesi nedeniyle değil, anılan rejim kapsamında ithal edilen serbest dolaşıma girmemiş üçüncü ülke menşeli eşyanın Avrupa Birliğine üye ülkelere ihracı sırasında doğmakta, anılan verginin ödenmesi vergi mevzuatı açısından zorunluluk olsa da, ihracat sırasında ödenmemiş olması rejim şartlarının ihlali sonucunu doğurmamaktadır. Bu bakımdan, telafi edici verginin ödenmemiş olması, dahilde işleme rejimi koşullarının ihlal edildiği anlamına gelmeyeceğinden, rejim koşullarının ihlal edildiğinden bahisle tesis edilen dava konusu işlemlerin iptali yolundaki mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine dair kararda sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamaktadır....