WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tutar hakkında Savcılığa şikayette bulunmuş ve Cumhuriyet Savcılığındaki ifadesinde aynen “... abim olur, miras ve mal paylaşımı nedeniyle aramızda problemler vardı. Oturduğumuz binanın alt katındaki gömlek imalathanesini birlikte çalıştırmaktayız. 16.3.2007 tarihinde benim yatırmam gereken 19.000 TL SSK borcunu yatıramadım. ... işyerinin 2011/4960-15779 önünde beni bu nedenle ölümle tehdit etti” şeklinde beyanda bulunmuştur. Dosya arasında bulunan “... konfeksiyon- ... ’a ait şahıs işletmesinin bütün aktif ve pasifi ile ... ... ’a devir sözleşmesi “ile davalının savcılıktaki beyanı birlikte değerlendirildiğinde, davalının savcılıktaki beyanın dava konusu iddiaya yönelik harici ikrar (Mahkeme dışı ikrar) niteliğinde bulunduğunun kabulü zorunludur. Davalı dava konusu iddia hakkında harici ikrarda bulunduğu içinde davacının iddiasını tanıkda dahil diğer yan delillerle ispatlama imkanı bulunmaktadır....

    ı kasten yaralama suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Taraflar arasında olay günü mal paylaşımı ile ilgili çıkan tartışmada sanığın babası olan katılan ...'ı ittirerek yaralanmasına neden olduğuna dair dosyada her türlü şüpheden uzak, somut ve yeterli delilin bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemenin sanık hakkında beraat kararı ve gerekçesinde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamenin bu husustaki bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir....

      Davacılar vekili, murislerinden intikal eden 6 adet taşınmaz ile xxxxxxxxx plakalı araçlar ve... isimli teknelerin paylaşımı noktasında tarafların anlaşamaması nedeniyle ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir....

        in sağken bir kısım gayrimenkulleri katılanın üzerine geçirmesi nedeniyle sanıklarla katılan arasında mal paylaşımı nedeniyle ihtilaf çıktığı, sanıkların katılanı borçlu göstermek suretiyle suça konu olan alacaklısı ..., borçlusu ... olarak gösterilmiş 01/02/2007 tanzim ve 01/06/2007 ödeme tarihli 1.000.000 TL bedelli senedi sahte olarak tanzim etmek sureti ile .......

          in öz anne oğul oldukları, katılanın eşinin öldüğü, evlatları arasında mal paylaşımı sırasında anlaşmazlık çıktığı, sanık ...'nin katılandan aldığı, imzalı 3 adet bononun 1 tanesini 20/06/2007 tanzim tarihli 20/06/2010 vade tarihli 250.000 TL bedelle doldurup, alacaklısı haline getirerek, beraber yaşadığı sanık ...'a verdiği, adı geçenin de sanık ... ile müşterek çocukları Melis Cansu Suveren'e velayeten Ankara 19....

            Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında taşıtan-taşıyan ilişkisini içeren bir taşıma sözleşmesinin bulunmadığı, her iki tarafında nakliye işini yapan şirketler olduğu, 3. kişilere ait mal nakliyesinin yurtdışı taşımasını davacı firmanın, yurtiçindeki taşımayı ise davalı firmanın yaptığı, kâr paylaşımı esasına göre paylaşımın yapıldığı, bu nedenle TTK anlamında taraflar arasında taşıma sözleşmesi bulunmadığından davalının zaman aşımı def'inin yerinde olmadığı, takip tarihi itibari ile davacının alacağının 50.375,93...ı olduğu, verilen yasal süre içinde davalı tarafın depo kararında belirtilen miktarın mahkeme veznesine yatırıldığı, iflas davasının konusu kalmadığı gerekçesiyle, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve davalının davanın açılmasına sebebiyet verdiği gerekçesiyle, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir....

              ın eşi olduğunu, murisleri Şehriye'nin, mirasçılarından mal kaçırmak maksadıyla hareket ettiğini, görünürdeki satış sözleşmesinin tarafların gerçek iradelerini yansıtmadığını, gizlenen bağış sözleşmesinin ise yasanın aradığı şekil şartlarına uymadığı için geçersiz olduğunu belirterek dava konusu bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile kendi adına miras payı oranında tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı, muris Şehriye ile 24/08/1990 tarihinde yapmış oldukları satış sözleşmesinin gerçek olduğunu, murisin o tarihlerde dava konusu evden hariç Kağıthane ilçesinde de bir dairesinin bulunduğunu, murisin Kağıthane ilçesindeki dairesi ile dava konusu daireyi satarak Bostancı semtinde bulunan daireyi satın aldığını, davacının söz konusu Bostancı semtindeki dairenin paylaşımı konusunda kendisini zora sokmak amacıyla eldeki davayı açtığını, yine dava konusu daireyi 1988 yılında satın alma konusunda anlaşmalarına rağmen murise olan borcunu ödedikten sonra dairenin 1990...

                Mal rejiminin tasfiyesi tamamlandıktan sonra terekenin paylaşımı söz konusu olabileceği, Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda davacı açısından belirlenecek katılma alacağı (varsa) terekeye ait borç olabileceği, Dolayısıyla da tüm borçların, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerekeceği, Bu ödeme yapıldıktan sonra da, terekeye ait borcun ödenmesinden sonra kalan miktar tüm mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılabileceği , davacının açmış olduğu dava katılma alacağına ilişkin açılmış kısmi bir dava olduğu, davacının ve diğer mirasçıların terekesinin belli olabilmesi mal rejiminin tasfiyesine bağlı olduğundan, katılma alacağı davası mal rejiminin tamamının tasfiyesine yönelik olabileceği, Terekenin net miktarının bulunması için öncelikle sağ kalan davacının katılma alacağının belirlenmesi gerektiğinden, terekenin tasfiyesi amacıyla açılacak dava mal rejiminin tasfiyesi davasının sonucu bekleyeceği, Davacının miras hakkının belirlenmesinde ölenin eş ve mirasçı olmasından...

                Mal rejiminin tasfiyesi tamamlandıktan sonra terekenin paylaşımı söz konusu olabileceği, Mal rejiminin tasfiyesi sonucunda davacı açısından belirlenecek katılma alacağı (varsa) terekeye ait borç olabileceği, Dolayısıyla da tüm borçların, mirasçıların miras paylaşımından önce ödenmesi gerekeceği, Bu ödeme yapıldıktan sonra da, terekeye ait borcun ödenmesinden sonra kalan miktar tüm mirasçılar arasında miras payları oranında paylaşılabileceği , davacının açmış olduğu dava katılma alacağına ilişkin açılmış kısmi bir dava olduğu, davacının ve diğer mirasçıların terekesinin belli olabilmesi mal rejiminin tasfiyesine bağlı olduğundan, katılma alacağı davası mal rejiminin tamamının tasfiyesine yönelik olabileceği, Terekenin net miktarının bulunması için öncelikle sağ kalan davacının katılma alacağının belirlenmesi gerektiğinden, terekenin tasfiyesi amacıyla açılacak dava mal rejiminin tasfiyesi davasının sonucu bekleyeceği, Davacının miras hakkının belirlenmesinde ölenin eş ve mirasçı olmasından...

                Davalılar, 21.03.2014 tarihinde evvela mal ayrılığı sözleşmesi, bilahare ise mal rejimine ilişkin hükümler çerçevesinde yapılan paylaşımı gerekçe göstererek hisse devir sözleşmesi yapmışlardır. Davacılar, mal ayrılığı sözleşmesinin de muvazaalı olduğu gerekçesiyle iptalini ayrıca dava etmişler ise de 8. Hukuk Dairesi’nin “.... davalılar arasında yapılan mal ayrılığı sözleşmesinin yapıldğı tarihten sonrası için geçerli olup.... davacıların haklarını etkilemesinin söz konusu olmadığı ve bu nedenle hukuki yarar yokluğundan davanın reddi gerektiği” gerekçesiyle bozulması sonrasında dava rededilerek karar kesinleşmiştir. Bu durumda, mal ayrılığı sözleşmesinin yapıldığı tarihten sonrası için geçerli olduğu hususu kesinleşmiştir. TMK yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejimini kabul etmiş ise de eşlerin her zaman usulüne göre yapacakları sözleşme ile başka bir kanuni mal rejimine geçmeleri mümkündür. (TMK. 202-203 md.)...

                  UYAP Entegrasyonu