Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık ilişkisi olduğu davacıya ait evin yarı hissesinin yapacağı sermaye katılımı için davalıya teminat olarak verildiği, davalının dairedeki ortaklığın giderilmesi için dava açmasının davacıya sözleşmeyi fesih etme hakkını vermediği, asıl davanın reddi nedeniyle birleşen dosyada hukuki menfaat kalmadığı, kaldı ki eda talep etme hakkı varken tesbit talep etmekle hukuki menfaat bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Taraflar arasında düzenlenen 25.8.2008 tarihli sözleşmede, tarafların inşaat yapımından doğan şirket kârının paylaşımı sistemiyle ortak oldukları, davacı ...’nin, davalı ...’ın şirkete koyduğu paralara karşılık evin %50 hissesini koyduğu sermaye karşılığında...a devrettiği, ihaleyle alınan ... teslimi sona erdiğinde ve taraflar arasında kâr paylaşımı gerçekleştikten ve aralarında herhangi bir alacak borç ilişkisi kalmadığında eve ait %50 hissesinin tekrar...
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile özetle; davalının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını, bahse konu aracın mal paylaşımı davasının konusunu oluşturduğunu, ayrıca aracın çocukların ihtiyaçlarına özgülendiğini, mahkeme kararının hatalı olduğunu bildirerek istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçeye, mevcut delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davaya konu otomobilin aynen taksiminin mümkün olmadığına, mal paylaşımına ilişkin davalarda, davaya konu otomobil üzerinde tedbir konulmadığının anlaşılmasına göre, mahkemece satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvuru isteminin esastan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; Dosya kapsamına, toplanan delillere, Eskişehir 2....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29.03.2023 Tarihli Ara Karar NUMARASI : 2023/229 ESAS DAVA KONUSU : Boşanma ve Mal Paylaşımı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı kadın tarafından evlilik birliğinin sarsılması (TMK md. 166/1,2) nedenine dayalı boşanma davası ve fer'ileri ile mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan katkı payı ve katılma alacağı istemlerine ilişkin açılan davada, davacı kadın vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı adına kayıtlı bulunan Antalya ili, Döşemealtı ilçesi, Karaveliler mahallesi, 107 ada, 93 parselde kayıtlı taşınmaz ile 34 XX 418 plakalı araç üzerine teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına, ayrıca davalının aktif ve pasif tapu ve araç kayıtlarının sorgulanarak, varsa onların kayıtlarına ve tüm banka hesaplarına ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep etmiştir....
İİK'nın 6352 sayılı Kanun ile değişik 106. maddesi, "Alacaklı haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir." hükmünü; İİK'nın 110. maddesi, " Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya icra müdürü tarafından verilecek karar gereği gerekli gider onbeş gün içinde depo edilmezse veya talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar. " hükmünü içermektedir. Haciz düşse dahi icra takibi ayakta kalmaya devam eder. Somut olayda, şikayet olunanın alacaklı olduğu ... 1....
deki hak ve alacaklarının paylaşımı için düzenlenen ....04.2011 tarihli sıra cetvelinde garameten pay ayrılan davalının alacağının, gerçek bir alacak olmadığını, yapılan borçlanma işleminin muvazaalı ve diğer alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek, müvekkilinin dosya alacağının yargılama giderleri de dahil, davalıya ayrılan garame payından ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin uzun yıllardır tanıdığı dava dışı borçlu şirketin yetkilisi ....'a 300.000,00 TL borç verdiğini ve karşılığında da dört adet bono düzenlendiğini, dava dışı borçlu şirketin de bonolara kefil olduğunu, muvazaalı bir durum olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....
Davalı - karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında herhangi bir mal rejimi seçimi olmadığı için yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimine tabi olduklarını, evlilikleri süresince edindikleri tüm mallar da davacı - karşı davalının üzerinde olup halihazırda müvekkil üzerine hiçbir mal bulunmadığını, mal paylaşımı noktasında davacı - karşı davalının müvekkile yöneltebileceği hiçbir alacağı da bulunmadığını, zira müvekkil aleyhine açılan bu davaya konu olabilecek bir mal olmadığını belirterek edinilen malların tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak şimdilik Boğazlıyan/Bahariye 193 ada, parsel'de kayıtlı E-2 Blok Bağımsız Bölüm:12'deki taşınmaza ilişkin ve mahkeme kanalı ile tespit edilecek diğer taşınmazlardan kaynaklı edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklı alacak hakları için 2.500 TL, 34 XX 432 plakalı araç ve mahkeme kanalı ile sonradan tespit edilecek diğer araçlara ilişkin edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklı...
Asıl davada; davacı --- davalı ------haklı nedenle çıkmak istediği, ayrılma akçesinin gerçek değere uygun olarak hesaplanarak kendisine ödenmesini talep ettiği, davacının şirketin diğer ortağı olan ----- hisse devri karşılığı mal paylaşımı sözleşmesindeki edimlerini ifa etmemiş olması nedeniyle ortaklığın bu aşamadan sonra çekilmez hale geldiğini, bu aşamadan sonra ortaklığın sağlıklı bir şekilde sürdürülemeyeceğini beyan ettiği görülmüştür. Birleşen dosyada ----davacılar ----- davalı -----karşı dava açarak, devir sözleşmesinin gerekli yasal koşulları sağlamadığından geçersiz olması nedeniyle, sözleşmedeki mal paylaşımına göre davalı ------- aldığı makinelerin iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedelinin iadesi amacıyla şimdilik ---- talep edildiği görülmüştür....
İlk Derece Mahkemesinin davacı tarafın cevaba cevap dilekçesinde değer artış payı ve katılma alacağı talebiyle mal rejiminin tasfiyesini istemesi üzerine, talebin dosyadan tefrik ederek ayrı bir esasa kaydedildiği ve bu esastan yürütülen yargılama sırasında, davacı tarafın ziynet alacağı dışında mal rejimine ilişkin talebi bulunmadığını açıkça beyan etmesi üzerine karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulduğu, davalı lehine vekalet ücretine hükmedildiği ve harç ikmaline karar verildiği görülmüştür. Davacının dava dilekçesinde mal rejiminin tasfiyesi konusunda bir davası bulunmamaktadır. Bu durumda davacı tarafından cevaba cevap dilekçesi ile mal rejiminin tasfiyesi talebinde bulunulup, bu istek için harç yatırılması isteği dava haline getirmez....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davacı ile … İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş. arasında "… Mahalle, … Ada, … Parsel Sayılı Taşınmazın Arsa Satışı Karşılığı Hasılat Paylaşımı Yöntemiyle Satılması İşi Sözleşmesi" imzalandığı, sözleşme hükümleri çerçevesinde inşaatın yapılması kapsamında arsanın yüklenici firmaya tevdii edildiği, daha sonra davacı tarafından konuyla ilgili kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyetine ilişkin özelge talep edildiği, idarece özelgeye verilen cevabi yazıda, tapuda davacı adına kayıtlı arsa üzerinden yürütülen inşaat faaliyetinin hasılat paylaşımı sözleşmesine istinaden icra edilmesinin ticari organizasyonun varlığına karine teşkil ettiği, söz konusu faaliyetin ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi ve faaliyet nedeniyle iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerektiğinin belirtildiği, bunun üzerine davacı tarafından 2020 yılına...
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; dosyanın incelenmesinden, davacı ile … İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş. arasında "… Mahalle, … Ada, … Parsel Sayılı Taşınmazın Arsa Satışı Karşılığı Hasılat Paylaşımı Yöntemiyle Satılması İşi Sözleşmesi" imzalandığı, sözleşme hükümleri çerçevesinde inşaatın yapılması kapsamında arsanın yüklenici firmaya tevdii edildiği, daha sonra davacı tarafından konuyla ilgili kurumlar vergisi ve katma değer vergisi mükellefiyetine ilişkin özelge talep edildiği, idarece özelgeye verilen cevabi yazıda, tapuda davacı adına kayıtlı arsa üzerinden yürütülen inşaat faaliyetinin hasılat paylaşımı sözleşmesine istinaden icra edilmesinin ticari organizasyonun varlığına karine teşkil ettiği, söz konusu faaliyetin ticari faaliyet olarak değerlendirilmesi ve faaliyet nedeniyle iktisadi kamu kuruluşu nezdinde kurumlar vergisi mükellefiyeti tesis edilmesi gerektiğinin belirtildiği, bunun üzerine davacı tarafından 2020 yılına...