WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/330 Esas sayılı dosyasıyla davacı aleyhine açmış olduğu mal paylaşımı davasında ... adına kayıtlı taşınmazlar dava konusu etmiş olmasına rağmen evlilik birliği içinde edinilen ve eldeki davanın davalısı Melahat adına kayıtlı 1663 parselin dava konusu edilmemiş olduğunu açıklayarak davalı adına kayıtlı taşınmazın tapusunun iptali ile 1/2 payın davacı adına tesciline, mümkün olmaması halinde davacıya düşen hissenin değerinin tespiti ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini 171.000,00 TL'ye yükseltmiştir. Davalı usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermediği gibi yargılama oturumlarına iştirak etmemiş ve temsilci vasıtası ile de kendisini temsil ettirmemiştir....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece bir kısım tedbir taleplerinin reddine ilişkin verilen ara kararların usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece öncelikle mal rejiminin tasfiyesi davasının tefrik edilerek tedbir taleplerinin mal paylaşımı dosyası açısından değerlendirilmesi gerektiğini, taleplerinin katılma alacağı talebi olup katılma alacağının kanundan kaynaklanan bir hak olduğunu, bu davaların belirsiz alacak davası olup davacının haklı çıkması durumunda yaklaşık alabileceği miktar değerlendirilerek davacının hakkını tehlikeye düşürmemek için tamamının ya da 1/2 si üzerine tedbir konulması gerektiğini, taşınmazların davalı tarafından devredilmesi halinde müvekkilinin telafisi mümkün olmayan zararlara uğrayacağını, davalının Almanya'da iş adamı olup henüz davalının banka bilgileri ve Almanya'daki taşınmaz ve diğer mal varlıklarına ilişkin bilgilerin mahkemece araştırılmadığını, bu mal varlıklarının da ortaya çıkması ile davalının mal varlığı tam olarak tespit edilebileceğinden...

    İcra Müdürlüğünün 2016/32584 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiğini ve borçlunun murisi Aysel Yügen adına kayıtlı İstanbul ili, Büyükçekmece ilçesi, Mimarsinan Mahallesi 0 ada 3574 parselde bulunan taşınmazdaki borçlu T3'e ait hisse üzerine 28.02.2022 tarihinde haciz konulduğunu, davalı / borçlu mevcut malvarlığının borçlarını karşılamaya yetmediğini bilerek, sırf alacaklılarına zarar vermek kastı ile mirası reddettiğini, mirası reddeden mirasçının kendisine miras yolu ile geçecek kıymetler dışında kişisel malvarlığı borçlarını ödemeye yetmediğini, bu durumun icra dosyası içeriği ile sabit olduğunu, müvekkilinin borçlunun mirası reddetmesi dolayısıyla zarara uğradığını, miras reddedilmemiş olsaydı miras paylaşımı sonucu mirasçının payına düşen mal varlığından alacağının tamamının veya bir kısmını alabilecekken bu alacağından mahrum kaldığını, bu sebeplerle mirasın reddinin iptali için işbu dava açıldığını ve miras paylaşımı sonucu mirasçının payına düşen mal varlığı müvekkilinin...

    Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; dava konusu gayrimenkulün davacı şirketin ve devralınan şirketin aktifinde 2 yılı aşkın süre kaldığı, şirketin bu gayrimenkulü hasılat paylaşımı esası ile sattığı, Kanun'da hasılat paylaşımı esası ile yapılan satışların istisna kapsamında olmadığına dair bir hüküm bulunmadığı anlaşıldığından, taşınmazların hasılat paylaşımı esası ile satışından elde edilen hasılatın katma değer vergisi yönünden istisna kapsamında kaldığının kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir....

      Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından verilen karar hukuka aykırı bir karar olup, hakim tarafından yorum yapılarak verilmiş bir karar olduğunu, uygulamada ve kanunda mal rejimini sona erdiren sebepler arasında ölüm de sayıldığını, mirasçıların miras bırakanın davasını takip edebileceği gibi miras bırakandan sonra da mal rejimi davası açma ehliyetleri olduğunu, ek olarak sundukları vergi dairesinin özelgesi ve içerisinde belirtilen Yargıtay kararında da görüleceği üzere mirasçılara karşı mal paylaşımı davası açılabileceği gibi mirasçılarda bu davayı açma ehliyetine sahip olduğunu bildirerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve iddianın ileri sürülüş şekline göre dava, muris Mehmet Salih Çetin mirasçısı oğlu T1 tarafından, murisin eşi T3'e karşı açılan ölüm nedeniyle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir....

      "İçtihat Metni" Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal paylaşımı .. ve .. aralarındaki mal paylaşımı davasının kabulüne dair . Aile Mahkemesi'nden verilen 27.01.2014 gün ve 73/75 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekilleri ve davalı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.01.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat ..., davacı vekili Avukat ...ve Avukat ... geldiler....

        Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın eki niteliğinde olmadığından, anlaşma gerekli değildir. Ancak anlaşma olduğu takdirde boşanmayla birlikte hüküm altına alınmasına yasal bir engel yoktur. Kural olarak, anlaşmalı boşanma davasında taraflar arasında akdedilmiş olan boşanma protokolünde yer alan mal rejimi hukukundan kaynaklanan anlaşma maddelerinin mahkeme kararında yer alması veya protokolün mahkemece onaylanması gerekir. Mal rejiminden kaynaklanan talepler boşanmanın ferilerinden olmadığından ayrıca dava konusu edilebilirler. Somut olayda; taraflar 02/05/2016 tarihinde evlenmiş, 24/09/2018 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 04/12/2018 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m.225/son)....

        Ancak, mahkemece, dava konusu taşınmazların tarafların miras bırakanı ...’dan intikal ettiği, mirasçılar arasında mal paylaşımı yapılmadığı kabul edildiği halde Dairemizin geri çevirme kararı ile dosya arasına getirtilen aile nüfus kayıt tablosuna göre hükmü temyiz eden davalılardan ...’ın da 1944 yılında bekar olarak vefat eden ...’ın oğlu ...’ın mirasçısı olduğu anlaşılmasına rağmen davalı ...’a miras payının verilmemiş olması isabetsiz olup, davalılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          la mal paylaşımı nedeni ile arasında anlaşmazlık bulunan sanığın, bu anlaşmazlık nedeni ile 27/02/2009 tarihinde şikayetçi ...,'a ait dükkana giderek camlarını kırması, 02/03/2009 tarihinde aynı işyeri önünde bulunan plastik sandalye ve züccaciye malzemelerini eline alıp yere atarak zarar vermesi şeklinde gerçekleşen olayda “mala zarar verme” suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, Ancak; Nüfus kayıt örneğine göre müşteki ...ile kardeş olup aynı konutta beraber yaşamayan sanık ...'...

            KARAR Davacı, davalının ortaklığa konu mal ve alacaklarının paylaşımı konusunda taraflar arasında tanzim edilen 23.11.2002 tarihli protokolün 1.maddesine göre tahsil kabiliyeti olan 24.209.650.000 TL'sının davalıca tahsil edilip kendisine ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilşkin haklarını saklı tutmak suretiyle şimdilik 9.912 YTL nın tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının aynı konuda aynı alacağa dayalı olarak itirazın iptali davası açtığını,davanın derdest olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının davalıdan talepte bulunmadan önce veresiye satışlardan doğan alacağını öncelikle dava dışı borçlulara müracaat etmesi, tahsil olanağının bulunmaması halinde davalıdan istemesi gerektiği, davacının bu yöndeki önkoşulu yerine getirmediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında görülen ......

              UYAP Entegrasyonu