e karşı hukuka uygun olmadığı ileri sürülen Genel Kurul toplantısının ve burada alınan kararın yok hükmünde olduğunun tespiti ile iptalinde derneğin yararı bulunduğundan; davaya devamla taraf delilleri toplanıp sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi yerine, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi geregince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
ve derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine ve tasfiyesine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olup yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir....
(Anayasa Mahkemesinin 14.07.1993 tarihli, 92/1-93/1 sayılı kararı) Açıklanan bu olgular gözetildiğinde davalı derneğin feshine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile kabulü doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 01.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
(Anayasa Mahkemesinin 14.07.1993 tarihli, 92/1-93/1 sayılı kararı) Açıklanan bu olgular gözetildiğinde davalı derneğin kapatılma istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 21.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
(Anayasa Mahkemesinin 14.07.1993 tarihli, 92/1-93/1 sayılı kararı) Açıklanan bu olgular gözetildiğinde davalı derneğin kapatılma istemine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçe ile kabulü doğru görülmemiştir. SONUÇ: Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 16.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda; davalı derneğin feshedilerek kütük kaydının silindiği, bu nedenle davalı taraf ehliyetinde noksanlık bulunduğu, bu durumun davayı görmeye engel teşkil ettiği anlaşıldığından, davacı vekiline, davalı derneğin iş bu dava bakımından ihya edilmesi davası açmak üzere 2 hafta kesin süre verilmesine, aksi halde HMK m.114/1-d ve m.115/2 hükümleri gereği dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddedileceğine ilişkin ihtarat yapıldığı, davacı vekilinin 11/05/2022 havale tarihli talep dilekçesi ile; mahkemenin 11.5.2022 tarihli duruşmasında davalı derneğin tüzel kişiliğinin dava açıldıktan sonraki tarihte fesihle son bulması sebebiyle, taraf ehliyetinin sağlanması açısından taraflarına derneğin ihyası ile ilgili dava açmaları hususunda süre verilmiş olduğunu, açtıkları dava konusu dikkate alındığında, fesih edilmiş derneğin ihyasının bir fayda sağlamayacağının açık olduğunu, zaten davalı derneğin de bu dava üzerine fesih kararı alarak tüzel kişiliğini sona erdirmiş olduğunu...
Yaptırma ve Yaşatma Derneğinin tüzük değişikliği ile ismini değiştirerek "..." ismini aldığı, 09.12.2005 tarihli dernek genel kurulunda derneğin feshine karar verildiği ve tasfiye kurulu olarak da ..... görevlendirildikleri, yine 09.12.2005 tarihli tasfiye tutanağında ise derneğin malı, alacağı ve borcunun bulunmadığının belirtildiği, eldeki davada mahkemece duruşma açmadan dosya üzerinden davalı derneğin taraf ehliyeti bulunmadığı ve davacı tarafın davalı derneğin son yönetim kurulunu verilen süreye rağmen davaya dahil etmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. 5253 sayılı Dernekler Kanunu'nun 18/1. maddesinde “bu Kanunla ilgili olarak hukuk mahkemelerinde bakılacak davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü yer almaktadır.... 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 317. maddesinde; davalıya tebligat yapılması gerektiği, 320/1. maddesinde ise; “Mahkeme, mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden...
Kaymakamlığı İlçe Dernek Büro Şefliğinden gelen 23/11/2016 tarih 4967 sayılı müzekkere cevabından da anlaşılacağı üzere 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında kapatıldığı, 675 sayılı KHK’nin 16. maddesine göre; kapatılan kurum ve kuruluşlar ile bunların sahibi gerçek ve tüzel kişiler aleyhine 17/08/2016 tarihinden önce açılan davaların dava şartı yokluğu nedeni ile reddine dair verilen kararlar kesin olup temyiz yolu açık olmadığından, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.04.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....
(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2013/874 E. , 2013/5914 K."İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davalı derneğin 30.07.2011 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısının iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalı derneğin üyesi olduklarını, 30.07.2011 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurul toplantısının kanun ve tüzük hükümlerine aykırı gerçekleştirildiğini ileri sürerek genel kurul toplantısının iptalini istemiştir. Mahkemece davalı derneğin vekilinin davayı kabul ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir....
Bir derneğin feshedilebilmesi için o derneğin suç sayılan eylemlerin kaynağı haline geldiğinin süregelen ve birden çok eylemin varlığının tespiti halinde mümkün olup ancak o takdirde dernek kurucularının asıl amaçlarının dernek faaliyeti yürütmek olmayıp dernek adı altında suç işlemeye veya ahlaka aykırı çalışmalar yapmaya yasal zemin hazırlamak olduğundan söz edilebilir. Dernekte ilk kez yapılan aramada ele geçirilen suç unsurunun varlığı veya dernek başkan ve üyelerinin bireysel nitelikte suç işlemeleri derneğin feshi için yeterli neden kabul edilemez. Öte yandan bir tüzel kişi olan dernekler, ancak organları olarak hareket eden gerçek kişilerin fiillerinden sorumludurlar. Somut olayda ise; 08.03.2015 tarihinde davalı dernekte yapılan aramada, kumar oynandığı gerekçesiyle tutanak düzenlendiği anlaşılmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgeler ile suça konu tek eylem davalı derneğin bu suçun "kaynağı" haline geldiğini göstermeye yeterli nitelikte kabul edilemez....