Bu karar ipotekle temin edilen alacakla ilgili maddi anlamda kesin hüküm oluşturmasa da takip hukuku yönünden alacaklı hakkında hüküm ve sonuç doğurur. İcra mahkemesi alacaklının takibe konu alacağını İİK 150/ı maddesi koşullarında ispatlayamaması nedeniyle takibin iptaline karar vermiş olup bu karar usule değil esasa ilişkindir. Bu nedenle alacaklının aynı alacak ve ipoteğe dayalı olarak ipotek veren yeni maliki de borçlu ile birlikte takipte taraf göstermek sureti ile yeniden mükerrer olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapması mümkün değildir. İcra mahkemesinin ipoteğe konu alacakla ilgili bu kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğinden ipoteğe konu alacakla ilgili olarak genel mahkemelerden karar alarak borçlu aleyhinde takip başlatabilir. İkinci kez başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takibin, ipotek veren yeni malikin şikayeti üzerine iptaline karar verilmesi bu nedenlerle sonucu itibariyle doğrudur....
aleyhinde limit ipoteği ve hesap katı ihtarına dayalı olarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılmış, örnek 6 numaralı icra emri borçlu ... Tebligat Kanununun 21. maddesine göre 03.09.2012 tarihinde tebliğ edilmiştir. Borçlu yasal 7 günlük süreyi geçirerek 05.12.2012 tarihinde icra mahkemesine şikayete gelmiştir. İİK.nun 149/a maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı yasanın 33.maddesi gereğince, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, limit aşımı şikayeti dışındaki şikayetler yedi günlük hak düşürücü süreye tabidir....
Taahhüdü ihlal eylemine ilişkin 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi ile, "111. madde mucibince veya alacaklının muvafakatı ile icra dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlu, alacaklının şikayeti üzerine İcra Mahkemesi tarafından bir aydan üç aya kadar hafif hapis cezası ile cezalandırılır,” şeklindeki düzenleme ile yaptırım altına alınmış iken, 01.06.2005 tarihli mükerrer sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5358 sayılı Yasa'nın 11.maddesi ile değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 340. maddesi, “111. madde mucibince veya alacaklının muvafakatı ile İcra Dairesinde kararlaştırılan borcu ödeme şartını, makbul bir sebep olmaksızın ihlal eden borçlunun, alacaklının şikayeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir....
Davalının şikayeti üzerine yetkisizlik sonrası Diyarbakır CBS'nın 2017/57162 nolu soruşturma dosyasında içlerinde Kalender iletişim çalışanlarının da olduğu sanıklar hakkında bilişim sistemleri, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık tacir veya şirket yöneticileri ile kooperatif yöneticilerinin dolandırıcılığı suçlamalarıyla 26 şüpheli hakkında 507 müştekinin şikayeti ile dava açıldığı 452.sırada iş bu davanın davalısının müşteki sıfatıyla bulunduğu, Bakırköy 8. İcra Müdürlüğünün 2018/9198 sayılı takip dosyasında 5926,93 TL fatura tutarı, 497,86 TL işlemiş faiz, 29,48 TL gecikme bedeli olmak üzere toplam 6454,27 TL yönünden ilamsız takip yapıldığı ve itiraz üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmıştır....
Bir kısım suçların re'sen takibi öngörülmüş ise de, diğer bir kısım suçların takibi şikayet koşuluna bağlanmış, bu husus suç tanımının yer aldığı maddelerde, "Bu suçlar alacaklının şikayeti üzerine takip olunur", "alacaklının şikayeti üzerine", "ilgilinin şikayeti üzerine", "zarar gören alacaklının şikayeti üzerine" ibareleriyle açıkça belirtilmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2021/905 Esas sayılı dosyasında başlatılan takibin iptalini istediği, her ne kadar şikayetçi taraf davalının İİK 270.maddesi gereğince hapis hakkı uygulayarak rehinin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlattıktan sonra İİK 147/2 maddeye aykırı şekilde rehinli takipten vazgeçmeksizin yeni takip başlatmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de davalı takip alacaklısı tarafın rehinin paraya çevrilmesi yoluyla başlatmış olduğu şikayete konu ilk takipten vazgeçtiğine dair herhangi bir beyanının bulunmadığı, bu nedenle şikayetin konusunun mükerrer takip şikayeti niteliğinde olduğu ve ilk derece mahkemesi kararının gerekçesinde de belirtildiği üzere ilk başlatılan takibin iptali istenemeyeceğinden ayrıca cevap dilekçesi veren davalı lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi de yasaya uygun olduğu anlaşılmakla istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar alacaklının müteselsil borçlulardan yalnızca birine takip yapması mümkün ise de; her iki müteselsil borçluya ayrı ayrı takip yapılması halinde mükerrer tahsil söz konusu olabileceği ve infazda sorun olabileceği, öte yandan Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 2014/5221 Esas, 2015/5534 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere alacaklının aynı ilama dayanarak tek takiple birden fazla borçluya karşı takip yapma olanağı varken hukuki yararı bulunmamasına rağmen ayrı takip başlatmasının Medeni Kanunun 2 nci maddesine aykırılık teşkil edeceği gibi aynı ilamdan dolayı birden fazla icra vekalet ücreti tahsil edeceğinden sebepsiz zenginleşmeye yol açacağı gerekçesi ile şikayetin kabulüne, İstanbul ... 12. İcra Müdürlüğü'nün 2021/9995 E. sayılı takip dosyasından yürütülen takibin iptaline karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde ileri süreülen zamanaşımı şikayeti İİK’nun 71. maddesine göre süresiz olarak ileri sürülebir ve 6762 Sayılı TTK.'nun 726. maddesinde çek için düzenlenen zamanaşımı süresi altı ay iken, 03.02.2012 tarih ve 28193 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6273 Sayılı Kanun'un 7. maddesiyle bu süre üç yıla çıkarılmıştır. Ancak takibe konu 30.04.2009 keşide tarihli çek 6273 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce olduğundan, anılan çeke altı aylık zamanaşımı süresinin uygulanması gerekir. Somut olayda mahkemece; zamanaşımı itirazının İİK.nun 71. maddesi kapsamında değerlendirilmesi sırasında, takibin kesinleşmesinden sonra 10.01.2012- 30.10.2012 tarihleri arasında zamanaşımını kesen takip işlemi yapılmadığından zamanaşımının gerçekleştiği belirtilmiş ise de; 24.05.2012 tarihinde borçlu adresinde haciz işlemi yapıldığı belirlenmiş olup, bu işlem zamanaşımını keser....
Borçlunun şikayeti takip dayanağı ilamda brüt alacağa hükmedildiği, bu alacağın net miktarlar üzerinden istenebileceği halde, bu lazimeye uyulmadan takip başlatıldığı yönünde ilama aykırılık şikayeti olup, İİK'nun 33,33/a maddelerinde düzenlenen imhal, itfa ve zamanaşımı itirazı değildir. Bu durumda şikayetin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK b. 297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karış 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
verildiği görülmüştür. 30.12.2013 tarihli ve 28867 Sayılı Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanarak yürürlüğe giren Harçlar Kanunu Genel Tebliğinin icra harçları kısmının 3. maddesinin e) fıkrasında, takip talebi bulunmayan alacaklılara, İcra ve İflas Kanunu'nun 125. maddesinin 3. fıkrası gereğince ödenen paralardan %2,27 oranında harç alınacağı belirtilmiştir....