Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı/borçlunun itiraz dilekçesinde zamanaşımının oluştuğunu iddia ettiği zaman dilimi 13/07/2010- 13/03/2017 tarihleri olup; örnek no:10 ödeme emrinin ise davacı/borçluya 20/03/2017 tarihinde tebliğ edildiğinden eldeki başvuru İİK'nın 168/5. maddesine göre takibin kesinleşmesinden önceki döneme ilişkin zamanaşımı itirazıdır. Davacı/borçlunun dava dilekçesinde ödeme emrinin usulsüzlüğüne yönelik bir şikayeti de bulunmadığına göre, 17/06/2019 tarihinde yapılan başvuru yasal 5 günlük süre içerisinde değildir. Bu nedenle mahkemece zamanaşımı itirazının süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın takibin kesinleşmesinden sonraki devreye ilişkin zamanaşımı şikayeti olarak değerlendirilip işin esası incelenerek davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir....

a, Banka kanalıyla ödendiğini, ödemelerin yapılmasından sonra adı geçenlerin ortağı olan davacı adına ... tarafından düzenlenen ve imzalanan faturanın gönderildiğini, sorulduğunda bu kişilerin ortak olduklarının, işyerinin davacı adına kayıtlı olması nedeniyle faturanın bu şekilde düzenlendiğinin açıklandığını, malların alınıp, ödemenin de yapılması sebebiyle duyulan güvenle faturanın muhasebe kaydına işlendiğini, akabinde davacının fatura ile aleyhe icra takibine başladığını, mükerrer tahsilat yapılmaya çalışıldığını, davacının ortaklarının ceza soruşturmasındaki beyanlarında bu durumu doğruladıklarını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma icra dosyası sipariş fişleri, davalının şikayeti üzerine Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan yargılamada sanık olan ..., ..., ...'in savunma beyanları, ceza dosyası kapsamı ile toplanan delillere göre; temlik eden ... ile dava dışı ...'...

    nin taleplerinin kabulüne karar verildiğini, davalının, davaya konu ödemeleri müvekkili şirketin müdürü olduğu dönemde bizzat yaptığını iddia ederek dosyaya belgeler sunmuş ise de, mahkemece belgelerin hukuken geçersiz olduğunun belirtildiğini, ... tarafından anılan mahkeme ilamlarının icraya konulması üzerine müvekkilinin ödeme yapmak zorunda kaldığını, davalının müvekkilini zarara uğrattığını, aleyhine başlatılan icra takibine de haksız ve kötüniyetle itiraz ederek takibi durdurduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir....

      takibin devamına karar verilmiştir....

      takibin devamına karar verilmiştir....

      İcra Müdürlüğünün 2019/3299 E. sayılı dosyasından aynı hükmü takibe koyduğu, bu nedenle şikayet konusu takibin mükerrer olduğu, ayrıca dayanak ilamda birleşen dosya yönünden gemi üzerinde rehin hakkının tanınmasına ve tespitine karar verilmediği ileri sürülerek takibin iptalinin talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince, takibin mükerrer olduğu gerekçesi ile şikayetin kabulüne ve takibin iptaline karar verildiği, alacaklı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince, 2009/11532 E. sayılı dosyasının esasının “2009” olsa da bu dosyadan ihtiyati haczin infazının istendiği, daha sonra takibin ise 14.03.2019 tarihinde başlatıldığı, 2019/3299 E. sayılı takibin ise 12.03.2019 tarihinde başlatıldığı, şikayet konusu iptali istenen takibin daha önce başlatıldığı, takibin mükerrerliğe dayalı olarak iptal edilemeyeceği, İlk Derece Mahkemesi kararının bu nedenle yerinde olmadığı, dayanak ilamda birleşen dosyada kanuni rehin hakkının tanınmasına ve tespitine dair bir hükmün...

        DAVA Şikayetçi borçlu vekili dava dilekçesinde; faizin fahiş talep edildiği, hesap kat ihtarı tebliğinin usulsüz olduğu ve aynı alacağın tahsili amacıyla kambiyo senedine dayalı ilamsız takip başlatıldığını, mevcut takibin mükerrer nitelikte olduğu iddiası ile takibin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı banka vekili cevap dilekçesinde; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şikayete konu takibin davacı hakkında kambiyo senedi ile talepte bulunulmasından sonra yine aynı borçlu hakkında mükerrer olarak başlatıldığı gerekçesiyle şikayetin kabulü ile davacı borçlu açısından takibin iptaline karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. B....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. ... gelmiş, diğer taraftan kimse gelmemiş olduğundan onun yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, 01.05.2001 tanzim ve 30.09.2001 vadeli 10.000 TL’lik bonoya istinaden müvekkilinin yaptığı icra takibinin davalının şikayeti üzerine icra mahkemesi tarafından iptal edildiğini, ancak ......

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili; davalılar aleyhine 4 adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığını, davalıların şikayeti üzerine Sakarya 1....

              Somut olayda ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takibe karşı, şikayetçi malikin; tüketici kredisi borcu teminatı olan ipoteğin paraya çevrilmesinde, İİK'nun 150/ı maddesi hükmüne dayanılarak icra emri düzenlenemeyeceği, ancak ödeme emri düzenlenebileceği şikayeti üzerine mahkemece; alacağın muaccel olup olmadığının ve miktarının 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında tartışılması ve yargılanması gerektiğinden bahisle takibin iptaline karar verilmiştir. Mahkemenin gerekçesi 4077 sayılı Kanunu'nun 10/B maddesi kapsamına göre yerinde ise de, şikayetçi talebi icra emrinin iptali yönünde olduğu halde, HMK'nun yukarıda yazılı hükmüne aykırı olarak talep aşılarak takibin iptali yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. Anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, hükmün düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu