İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulü ile; Davalılar T7 ve T8 dava konusu Kocaeli İli, Kandıra İlçesi, Akdurak Mahallesi 106 ada 17 ve 106 ada 18 parsel sayılı taşınmazlara olan EL ATMASININ ÖNLENMESİNE, Kocaeli İli, Kandıra İlçesi, Akdurak Mahallesi 106 ada 17 ve 106 ada 18 parsel sayılı taşınmazlardan geçen fen bilirkişisi Mehmet Dede'nin 06/02/2020 tarihli rapor ve ekli krokisinde gösterilen toplam 142.36 metre uzunluğunda bulunan su borusu ve vanalarının müdahale edilen kısımdan KALDIRILMASINA, Fen bilirkişisi Mehmet Dede'nin 06/02/2020 tarihli raporunun hükmün eki sayılmasına, Karar tarihi itibariyle alınması gereken 25.849,18 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 6.591,09 TL harçtan mahsubuyla eksik kalan 19.258,09 TL harcın davalılardan alınarak Hazine'ye irat kaydına, Davacılar tarafından yapılan 6.591,09 TL harç masrafı ile 1.099,75 TL posta ve keşif masrafı olmak üzere toplam 7.690,84 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak...
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki hususları tekrar ederek, miras taksim sözleşmesinin ancak el birliği mülkiyetine konu taşınmazlarda yapılmasının mümkün olduğunu, taraflar arasındaki taksim sözleşmesine konu taşınmazların, daha miras taksim sözleşmesinin gereği yerine getirilmeden tapuda yapılan işlem ile hükümsüz hale geldiğini, taksim sözleşmesinin gereği yerine getirilmeden, davacıların, diğer mahkemelerde devam eden davalar sırasındaki beyan ve savunmaları ile tapuda taraflar arasında elbirliği mülkiyeti hükümlerine göre kayıtlı olan taşınmazların paylı mülkiyete dönüşmesini sağladıklarını, böylelikle taşınmazların miras malı olmaktan çıkıp miras taksim sözleşmesinin geçersiz hale geldiğini, yine kesinleşmiş mahkeme kararı ile de sabit olduğu üzere davacıların dava konusu taşınmazlarda fiili hakimiyetlerinin bulunmadığını, taksim sözleşmesinin uygulanması için öngörülen 10 yıllık sürenin de geçtiğini belirterek, kararın...
vefat etmesi ile sözleşme gereği mirasçıları olan davacılara kaldığını, ancak davalıların davaya konu yere haksız olarak kiraya vermek suretiyle el attıklarını ileri sürerek, davalıların haksız el atmasının önlenmesi ile tapusuz taşınmazın zilliyetlik ve mülkiyet haklarının davacılara ait bulunduğunun tespitine karar verilmesi istemiyle dava açmışlardır. Davalılar, öncelikle binanın bulunduğu yerin Hazine adına orman olarak tapuda kayıtlı olduğunu, binanın menkul hükmünde sayılacağını kaçak olarak yapıldığını, kaçak binada mülkiyet ve zilliyetlik iddiasında bulunamayacağını, 02.10.1997 tarihli sözleşmenin geçerli olmadığını, davalı ... ... ... sözleşmenin yapıldığı tarihte yurt dışında bulunması nedeniyle, sözleşmenin geçerli olmadığını bildirerek davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece davanın KABULÜNE, dava konusu ... ......
Şöyle ki; Bozma öncesi verilen karar, köy tüzel kişiliğinin kamulaştırma yetkisi olduğu gibi, köy tüzel kişiliğince 30.06.2005 günkü köy karar defterinde belirtildiği şekilde yol temizliği çalışmaları sırasında davacılara ait taşınmazlara kısmen el atıldığı ve ağaçların zarar gördüğü anlaşıldığından ve Kamulaştırma Kanununun 14. maddesi uyarınca "iştirak halinde" veya "müşterek mülkiyette" paydaşların tek başına dava hakları olduğundan, mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş olup, mahkemece bozmaya uyulduğu halde, köy tüzel kişiliğinin taraf sıfatı bulunmadığından bahisle, davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 22/06/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Dairemizce yargılamanın esası hakkında yapılan incelemede; -Dava konusu taşınmaz için davacı tarafından davalı idarelerce el atıldığından bahisle dava açıldığından, 6487 sayılı Yasa'nın yürürlüğe girdiği 11.06.2013 tarihinden sonra açılan davalarda el atma 09.10.1956 ile 04.11.1983 tarihleri arasında yapılmış ise; uzlaşma dava şartı olarak kabul edileceğinden, dava konusu taşınmaza davalı idareler tarafından hangi tarihte el atıldığı davalı kurumlara sorularak, gerekirse tanık da dinlenmek suretiyle el atma tarihinin kesin olarak tespit edilmesi gerekmektedir. -Ayrıca, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun değiştirilen geçici 6. maddesi uyarınca 09/10/1956 tarihi ile 04/11/1983 tarihleri arasında fiilen el atılan taşınmazlara ilişkin olarak açılan kamulaştırmasız el atma davalarında taşınmazın el atma tarihindeki nitelikleri esas alınarak dava tarihindeki değerinin tespit edilmesi gerekir....
, Adana ili Ceyhan ilçesi Kuzucak mahallesi 105 ada 2 parselde 05/02/2020 tarihli fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 4.867,15 m2 ve B harfi ile gösterilen 8.950,96 m2'lik alana vaki davalının el atmasının davacıların T8 hariç) payı olan 160/19200 oranında önlenmesine, Adana ili Ceyhan ilçesi Kuzucak mahallesi 104 ada 1 parselde 05/02/2020 tarihli fen bilirkişi raporunda A harfi ile gösterilen 831,67 m2'lik alana vaki davalının el atmasının davacıların T8 hariç) payı olan 160/19200 oranında ÖNLENMESİNE, 05/02/2020 tarihli fen bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına, Ecrimisil talebinin REDDİNE, yönelik karar verilmiştir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazın bedelinin yüksek belirlendiğini, lehlerine vekalet ücretine hükmedilmemesinin isabetsiz olduğunu beyanla istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davacının davası davaya konu taşınmazlara kamulaştırmasız olarak el atılmasından kaynaklanan tazminat davasıdır. Dosya kapsamındaki tüm belgelerden davaya konu taşınmazlardan bir bölümünün tamamına, bir bölümünün ise belli bir kısmına kamulaştırmasız olarak el atıldığı anlaşılmıştır. 2942 sayılı kamulaştırma kanununun bedel belirlemeye yönelik esasları kamulaştırmasız el atma davalarında da tazminat miktarının belirlenmesinde de kıyasen uygulanır. Davaya konu taşınmazların belediye sınırları içinde ve belediye imar planı dahilinde olduğundan, bu taşınmazın arsa vasfında olduğu değerlendirilmiştir....
Davalı ... cevap dilekçesinde; vasiyetçinin hissesi bulunan davaya konu taşınmaz içerisindeki vasiyetçiye ait hisselerinin tamamının vasiyet edilmediğini, vasiyetnamenin tenfizi talebinin sadece vasiyetçinin oturduğu kısım için geçerli olacağını, kiraya verilen üst kata ilişkin olarak tenfiz isteminin reddi gerektiğini, yine hisseli taşınmazdaki bu vasiyetnamenin infazının da yasal olarak mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davaya konu taşınmazda vasiyete konu kısmın ifrazının keşif yapıldığı tarih itibariyle olanaklı bulunmaması, vasiyete konu taşınmazın müşterek mülkiyete konu hisseli taşınmaz olması ve murise düşen hissenin zeminde belirli olmaması, davacı tarafça ortaklığın giderilmesine yönelik davanın açılmamış olmaması gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı tarafça temyiz edilmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/401 Esasında kayıtlı iken tefrik edilerek 2014/587, 590, 593 ve 596 Esas sayısını alan “2/B çalışmaları sırasında hatalı uygulama yapılarak halen orman niteliğini taşıyan yerlerin orman sınırları dışına çıkarıldığı gerekçesiyle taşınmazlara ait 2/B çalışmalarının yok hükmünde sayılması, taşınmazların vasfının orman olarak düzeltilmesi istemi ile” açılan ve derdest olan davalar bulunduğu anlaşılmaktadır. Kullanım kadastrosuna ilişkin davanın görülebilmesi için, taşınmazın 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun, başka bir ifade ile mülkiyet durumunun kesinleşmesi zorunludur....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, muristen kalan banka hesabındaki para üzerinde iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesi istemine ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise, 6100 sayılı HMK'nın 4/1-b bendinde taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ilişkin davaların sulh hukuk mahkemesinde görüleceğinin düzenlendiği, TMK’nın 644. maddesinde de elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminin sulh hâkimince değerlendirileceğinin belirtildiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....