WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/968 Esas - 2019/838 Karar sayılı dosyası üzerinden istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dairemize intikal eden dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Antalya ili Serik ilçesi Zaimler köyü 105, 151, 60 ve 74 parsellerde tapu maliki olan Durmuş kızı Güssün'ün gerçekte nüfusta ismi Gülsüm soy ismi Işık (kızlık soyismi Yıldız) olmasına rağmen tapuda yanlış yazıldığını, 98 parselde ise isminin Gülsüm olarak doğru yazılmasına rağmen baba adı olan Durmuş ve soy ismi olan Işık'ın yazılmadığını, Serik ilçesi Zaimler köyü 105, 151, 60 ve 74 parsellerde tapu maliki olan Durmuş oğlu Hüsnü'nün Nüfusta soy ismi Yıldız olmasına rağmen tapuda yazılmadığını, Serik ilçesi Zaimler köyü 105, 151, 60 ve 74 parsellerde tapu maliki olan Durmuş kızı Ayşe'nin gerçekte nüfusta soy ismi Durgun (kızlık soy ismi Yıldız) olmasına rağmen tapuda yazılmadığını, 98 parselde ise hem baba adı olan Durmuş'un hem de soy ismi olan Durgun'un yazılmadığını...

Aile Mahkemesinin 2009/882 Esas ve 2010/915 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, ilgili boşanma kararı ile birlikte müşterek çocuk Sena Nur'un velayetinin davacıya verildiğini, küçük Sena Nur ile davacının baba evi olan Konya İli Derbent İlçesi Saraypınar Köyünde ikamet ettiğini, Sena Nur'un okula başladığını, okul arkadaşları tarafından kendisi ile alay edildiğini, bu nedenle her gün annesi ve dedesine gelerek soyadının neden Nohutçu olmadığını ağlayarak sorduğunu, bu durumun küçüğün psikolojisini etkilediğini, bu nedenlerle küçük Sena Nur'un soyadının annesinin soyadı olan Nohutçu olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Cevap dilekçesi: Davalılar dosyaya cevap dilekçesi sunmamışlardır. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; Davanın kabulü ile; Sena Nur Konukcu' nun ''Konukcu'' olan soy isminin annesinin soy ismi olan '' Nohutcu '' olarak değiştirilmesine karar verilmiştir....

Bununla beraber bir kişiye sosyal çevresinde soy ismi ile hitap edilmesi toplumumuzda yaygın bir alışkanlık olup bu durumu, kişinin çevresinde kendi isminden veya soy isminden başka bir isimle tanınıp çağrılıyor olmasından ayırmak gerekir. Zira kişinin çevresinde soy ismi ile bilinip çağrılıyor olması o kişinin belirli bir özelliğinden dolayı kendisine takılan bir lakap (takma ad) ile çağrılması ya da bilinmesi ile benzer bir nitelik gösterip kişinin zaten kayden taşıdığı soy ismini isim olarak da taşıması ve değiştirmesi konusunda haklı neden oluşturmadığı gibi, davacının talebinin kabulü halinde isim ve soy isminin aynı olmasının toplumda gülünç karşılanması olasılığı ile sosyal hayatta ve resmi işlemlerde karışıklığa yol açması ihtimaline binaen davacının mezkur talebinin haklı bir nedene dayanmadığı ve yerinde olmadığı değerlendirilerek aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesi ile davanın reddi yönünde karar verildiği anlaşılmıştır....

E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, nüfusta adın ve soy adının değiştirilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, adın değiştirilmesi davasının kabulüne, soy adı değişikliği talebinin reddine karar verilmiş, red kararı davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Somut olayda, davacının 30/10/2000 doğumlu olduğu, anne babasının 11/04/2006 tarihinde boşandıkları, davacının annesinin kızlık soyadının "Simit" olduğu, davacının dava dilekçesinde ve duruşmada alınan beyanında babasını uzun zamandır görmediğini, annesinin zoruyla bir kez görüşmeye gittiğini, kendisi ile ilgilenmediğini, eski korkularını hatırladığını, Pakize adıyla dalga geçildiğini, buna üzüldüğünü, babasının kendisine şiddet uyguladığını annesinden duyduğunu, babasının soy adını taşımak istemediğini, kendisi ile annesinin ilgilendiğini ve büyüttüğünü, annesinin soy adını almak istediğini beyan ettiği görülmüştür....

Somut Olay" ile "Hüküm" bölümlerinde, "...... ve ... hakkında; sanıkların darbeye iştirak etmek kastlarının bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olunmasında isabetsizlik görülmemiştir." şeklindeki ifade ile sanık ...'ın soy ismi hakkında beraat kararı verilen "...." yerine mahkumiyet verilen "..." olarak yazılmak suretiyle, dosya kapsamındaki diğer sanık isimleri de gözetildiğinde hüküm içerisinde çelişki oluşturur düzeyde; yine hükmün bütünlüğü içerisinde doğru halleri belirlenebilir olsa da, sanık ...'ın ön isminin "..., ...'ın soy isminin "Tutmak", ...'nin soy isminin "...,...ş isminin "...", ...'nun soy isminin ise "..." şeklinde yazıldığı belirtilerek 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesinin son cümlesi uyarınca Dairemizin sözü edilen ilamındaki maddi hatanın düzeltilmesi talep edilmiştir....

    , gerçek bir resmi belgenin başkalarını aldatacak şekilde değiştirilmesi veya sahte resmi belgenin kullanılması söz konusu olmadığından resmi belgede sahtecilik suçuna vücut vermeyeceği, nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suretiyle çocuğun soy bağının değiştirilmesi nedeniyle hem TCK'nin 231/1. maddesinde düzenlenen çocuğun soy bağının değiştirilmesi, hem de 206. maddesinde düzenlenen resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 67/1. maddesinde hüküm altına alınan nüfus müdürlüğüne gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçlarının oluştuğundan söz etmek mümkün ise de; TCK'nin 206. maddesinde genel olarak her türlü yalan beyanın, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu‘nun 67/1. maddesinde bundan daha özel biçimde nüfus işlemlerinde yalan beyanın, TCK'nin 231/1. maddesinde ise sadece çocuğun soy bağı konusundaki yalan beyanın yaptırım altına alındığı nazara alındığında, TCK'nin 231/1. maddesinin her iki düzenlemeye göre de "özel norm" niteliğinde...

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; annesi ile babasının resmi olarak ayrı yaşadığını, babasının soy ismi olan Kırış soy ismini kullanmak istemediğini, annesinin kızlık soy ismi olan Bülbül soy ismini kullanmak istediğini ve soy isminin Bülbül olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı temsilcisi ilk derece mahkemesi duruşmasındaki beyanında özetle; davacının davasını ispatlamasını istemiştir....

      ile çocuk arasında tanıma ve babalık hükmü ile soybağı kurulsa dahi çocuğun anasının soyadını alması gerektiğini beyanla çocuğun nüfusta "Ümmühan Şimşek" olan ad ve soyadının "Belinay Işık" olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      T2 ailesi ile yaşadıklarından dolayı Köksal soy ismi kullanmasının kendisi ve T2'ı rahatsız ettiğini, Köksal soy isminden kendisi ve nüfus kaydında gözüken aile fertlerinin aşırı derece rahatsızlık duyduklarını, bazı zamanlar psikolojilerini dahi etkilediğini, davalı T2 da çocuklarının soy isimlerinin değiştirilmesini kabul ettiğini, bu nedenlerle kendisinin ve çocuklarının soy isimlerinin nüfus kayıtlarında Gözübenli olarak değiştirilmesi talebi ile Osmaniye Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine dava açıldığı görülmüştür....

      kişilerin sürekli yanına gelip kendisini rahatsız ettiklerini, bunun nedeninin ise tamamı ile anne, baba ve kardeşlerinin olur olmadık kişilere ismini vererek kendisini ve sosyal yaşamını kötü bir şekilde etkilediklerini, bu yüzden isminin değişmesini ve bir daha bu olaylar başına gelmemesi için ve ailesinin başkalarına ismini yaymaması için isminin değiştirilmesini ve onun gizli kalmasını ve ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kararın bozularak yeniden yargılama yapmasını ve ismi ve soy isminin değiştirilerek "ASLI KAYA" olmasını talep etmiştir....

      UYAP Entegrasyonu