müşterek malik olan İsmihan Caner’in ismi eksiksiz olarak yazılmış iken T6’in soy isminin kayıtlara işlenmediğini ve "Mehmet Ali oğlu Salih" olarak yer aldığını, Silivri Sulh Hukuk Mahkemesi’nde görülmekte olan ortaklığın giderilmesi talepli davada, "Salih" ibaresine malikin soy isminin de tapu siciline kaydedilmesi için taraflarına yetki verildiğini, yetki belgesine istinaden yaptıkları başvuru neticesinde TST 75. maddesinin uygulanması için yazı yazılamadığından bahisle taleplerinin reddedildiğini, tapu kütük kayıtlarından da anlaşılacağı üzere, müşterek malikler İsmihan Caner ve T6 olduğu, Mehmet Ali oğlu Salih’in İsmihan Caner’in eşi olduğunun açık olduğunu, tapulama tutanağında "…1/10 hissesi Mehmet Ali oğlu Salih’in ve 1/10 hissesi de Salih karısı Esma’nın müştereken tapulu malları olup…" ve yine "Salih karısı Esma ölüdür" şeklinde beyanlar mevcut olup Esma'nın isminin Silivri Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1998/531 Esas 1998/684 Karar sayılı ilamı ile tashih edilerek İsmihan ismi tapu...
ın kayden maliki olduğu 617 ve 621 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydında soy isminin sehven "...." olarak yazıldığını, kayden paydaşı olduğu 618 ve 619 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında ise mirasbırakanın soy adı ve baba adının yazılmadığını, nüfus kayıtları uyarınca mirasbırakanının soy adının " ..." , baba adının ise ".... olduğunu, nüfus kayıtları ile tapu kayıtlarının uyumlu hale getirilerek 617 ve 621 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında ise mirasbırakanının soy ismi olan "..." ile baba ismi olan "...." nin eklenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddianın ispatlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
Davacı, ...... köyü ......undan 1986 yılında 4 numaralı diploma ile mezun olduğunu, soy isminin nüfus kayıtlarına göre ...... olduğunu, ancak, diploma kayıtlarında soy isminin o tarihte babası ile resmi nikahı bulunmayan annesinin kızlık soy ismi olan Baytak olduğunu belirterek, ...... diplomasındaki kişinin kendisi olduğunun tespitine karar verilmesini istemiş, davalı ise, iddianın kanıtlanması gerektiğini ileri sürmüştür. Yerel mahkemece, istemin kabulü ile anılan diplomadaki kişi ile davacının aynı kişi olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kural olarak adli yargı yerinde idareyi belirli yönde işlem yapmaya zorlayıcı karar verilemez. Davada asıl istenen soy isme ilişkin diplomadaki yanlış kaydın iptalidir. Davacının her iki soy ismin aynı kişiye ait olduğunun tespitini istemiş olması asıl istemini ortadan kaldırmaz....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/716 KARAR NO : 2021/768 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/01/2020 NUMARASI : 2020/4 ESAS 2020/2 KARAR DAVA KONUSU : Nüfus (Ad Ve Soyadı Düzeltilmesi İstemli) KARAR : KARAR TARİHİ :21/06/2021 KARAR YAZIM TARİHİ :21/06/2021 Tarafların İddia Ve Savunmalarının Özeti:Davacı dava dilekçesinde özetle; arkadaş, aile ve çevresinde Ecrin ismiyle tanındığını, görünen görünen ismi açısından zorluklar ve olumsuzluklar yaşadığını, Dursun isminin daha çok erkek ismi olarak kullandığını, eşinden ayrı yaşadığını, müşterek birlikteliğin bulunmadığını, eşinin soy ismi olan Kurt soy ismini kullanmak istemediğini, yine soy isminin Çakır olarak bilindiğini beyan ederek Dursun Kurt olan İsim ve soy ismini Ecrin Çakır olarak olarak düzeltilmesini talep ettiği, yapılan yargılama sonucunda Denizli 5....
Bu nedenle de davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." şeklindeki gerekçe ile "1- davacının soy ismini değiştirmeye yönelik davanın reddine. 2- Davacının isminin değiştirilmesi amacı ile açmış olduğu usulüne uygun dava bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir....
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 5901 sayılı Türk Vatandaşlığı Kanununun 12. maddesi uyarınca Türk Vatandaşlığına kabul edildiğini, evvelinde ise Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, vatandaşlığa kabul süresi içerisinde müvekkilinin soy isminin değiştiğini, bu nedenle mağdur durumda bulunduğunu, müvekkilinin eski soy ismi Almoukdad olduğunu, bu soy ismini kullanmak istediğini, müvekkilinin babası T5 eski soy isimi ile ticaret unvanına sahip şirketinin bulunduğunu ve bu durumun ticari hayatını olumsuz etkilediğini, bu hususta İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2020/180 esas numarası ile yürütülen dosyasında ailesinin soy isminin değiştirilmesi için dava açıldığını belirterek müvekkilinin soy isminin Almoukdad olarak değiştirilmesini, dosyanın İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/180 esas numaralı dosya ile birleştirilmesini, vekalet ücreti ve tüm yargılama masraflarının davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Ancak dava dilekçemiz incelendiğinde görüleceği üzere müvekkilinin soy isminin çevrede "KORKMAZ" olarak bilindiğine dair herhangi bir iddiamız bulunmadığını, müvekkilinin soy ismini değiştirmekteki haklı nedeni mevcut soy ismi nedeniyle toplum tarafından dışlanması olduğunu, ayrıca ifade etmek gerekir ki, ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında müvekkilin mevcut soy isminin gülünç ve itici olmadığı kanaatine varmışsa da Mahkemenin objektif görüşlerine binaen müvekkilin soy isim değişikliğine ilişkin taleplerinin reddedilmesi kabul edilemeyeceğini, mahkemenin kendi görüşlerinden ziyade müvekkilin özel durumu, tercihi değerlendirilerek bir karar verdiği takdirde ancak adil yargılamadan söz edilebileceğini, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur....
Ancak dava dilekçemiz incelendiğinde görüleceği üzere müvekkilinin soy isminin çevrede "KORKMAZ" olarak bilindiğine dair herhangi bir iddiamız bulunmadığını, müvekkilinin soy ismini değiştirmekteki haklı nedeni mevcut soy ismi nedeniyle toplum tarafından dışlanması olduğunu, ayrıca ifade etmek gerekir ki, ilk derece mahkemesi gerekçeli kararında müvekkilin mevcut soy isminin gülünç ve itici olmadığı kanaatine varmışsa da Mahkemenin objektif görüşlerine binaen müvekkilin soy isim değişikliğine ilişkin taleplerinin reddedilmesi kabul edilemeyeceğini, mahkemenin kendi görüşlerinden ziyade müvekkilin özel durumu, tercihi değerlendirilerek bir karar verdiği takdirde ancak adil yargılamadan söz edilebileceğini, bu nedenle kararın kaldırılması için istinaf talebinde bulunmuştur....
Dava, velayetin değiştirilmesi talebine ilişkindir. (TMK'nun 348. vd.m.leri) Davacı vekilinin istinaf başvruusun incelenmesinde; TMK'nun 282 m.sine göre, çocuk ile ana arasında soy bağı doğumlu kurulur. Çocuk ile baba arasında soy bağı, ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Soy bağı ayrıca evlat edinme yoluyla da kurulur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece yapılan yargılama neticesinde, davacının "Şaban" olan adını benimsemediği, kendisi ile özdeşleştirmediği, davacıyı bu isim ile yaşamını sürdürmeye zorlamada hiçbir toplumsal yarar olmadığı gerekçesiyle davacının adının değiştirilmesine, soy isminin değişmesine sebep olarak gösterilen gerekçelerin "haklı neden" oluşturmadığından soyisim değişikliği talebinin reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde, kendisinin "Aslan" soy ismini sevip benimsediğini, nüfusta kayıtlı anne ve babasının kendisine küçük yaştan beri sahiplenmeyip sahip çıkmadıklarını, 8 yıldır ailesiyle bağlarının fiilen koptuğunu, bu nedenle anne ve babasının soy ismini taşımak istemediğini, soy isminin "Aslan" olarak değiştirilmesi talep etmiş, kararın bu yönde kaldırılması talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, soy isim değişikliği istemine ilişkindir....