Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; davacıya 506 sayılı yasanın Geçici 81/A maddesine göre 01.09.2003 tarihinde yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının 17.10.1996 yılında limited şirket ortağı olduğu ve limited şirket ortaklığının 18.06.2014 tarihinde sona erdiği, şirketin 26.11.1999 itibariyle vergi kaydının resen terk ettirildiği, davacının ticari faaliyette bulunması nedeniyle 28.1.2004 tarihi itibarı ile SGDP kapsamında tescilinin yapıldığı ve SGDP borcu olduğunun davacıya bildirildiği anlaşılmaktadır. 5510 sayılı Yasa'nın 9. maddesi sigortalılığın sona ermesi hallerini düzenlemiş olup, anılan maddenin 3. fıkrası "....limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devri yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin...

    O halde, davacının limited şirket ortaklığının devam edip etmediği ve zorunlu sigortalı sayılıp sayılmayacağı ve çakışan sigortalılık sorununun çözüme kavuşturulması gerekmektedir....

      Öte yandan 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde, limited şirket ortaklarının bu kanun kapsamında sigortalı sayılacağı, yine aynı yasanın sigortalılığın bitimini düzenleyen 25/1-c maddesinde şirketlerle ilgisi kalmayanların, çalışmalarına son verdikleri veya ilgilerinin kesildiği tarihten, 25/1-e bendinde ise, iflasına karar verilmiş olan tasfiye halindeki şirket ortaklarının, mahkemece tasfiyesine karar verildiği tarihten bir gün önce sigortalılığın sona ereceği düzenlenmiştir. ./.....

        Noterliğinin 09/05/2011 tarihli ve 09813 yevmiye sayılı Limited Şirket Hisse Devir Sözleşmesinin imzalandığı, limited şirketlerde her bir ortağın üstlendiği esas sermaye payı ve bilgilerin ticaret sicilinde tescil ve ilan zorunluluğunun bulunduğu, tescil ve ilan edilmeyen hususların 3. şahıslar nezdinde hukuki sonuç doğurmayacağı, davacı tarafından dosyaya sunulan ... Ticaret ve Sanayi Odasının 18/09/2013 tarihli yazısına göre de davacının şirket ortağı olmadığı, 3. Şahıs konumundaki davalı idarenin yapılan devir ilan edilinceye kadar davacıya şirket ortağı sıfatıyla ödeme emri tanzim etmesinin hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının 38 adet ödeme emri nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde, dava dışı.... ve San. Ltd....

          Şti. ortaklığının sona erdiği tarihin tespiti için şirket ticaret sicil kayıtları ve ortaklar kurulu kararı celp edilerek sonucuna göre karar verilmelidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            nun katılımı ile kurulan şirketin markası olarak kullanıldığını, daha önce aynı işi ferdi olarak yapan şirket mesul temsilcisi Hidayet Demircioğlu'nun tescil ettirmiş bulunduğu kırmızı zemin üzerine el yazısı ve normal harflerle yazılı marka logosunun 1965 yılında ticaret siciline kaydedildiği, tescil sahibi ....'nun yeni kurulan ve kurucusu olduğu .... Gıda ve Et Sanayi A.Ş. içinde aynı markayı tescil ettirdiğini, bir süre sonra şirket ile ortaklardan ... arasında ticari ihtilaf çıkınca ...'nun oğlu olan diğer davalının Hendek ilçesinde aynı ad ve marka ile imalathane ve şirket kurduğunu, babasının ilk şirkete ortaklığının devam ettiğini,... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/484 esas sayılı dosyasında markanın tescilli sahibi tarafından açılan davanın kabul edildiğini, aradan uzun bir süre geçtikten sonra davalıların.......

              Başka bir deyişle bu temel, ya şirket sözleşmesinin ortağa şirketten tek yanlı irade ile çıkma hakkı veren bir hükmü ya da kanunun ortaklara belirli koşullarda çıkma hakkı tanıyan düzenlemesidir. 6762 sayılı TTK’nin 551/1. (6102 sayılı TTK’nin 638/1.) maddesi “şirket mukavelesiyle ortaklara şirketten çıkma hakkı verilebileceği gibi bu hakkın kullanılması muayyen şartlara da tabi tutulabilir” şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre, limited şirket sözleşmesi ile ortaklara şirketten çıkma hakkının tanınması veya bu hakkın kullanılmasının belirli şartlara bağlanması mümkündür. Ayrıca bu hakkın kullanılması için sözleşme özgürlüğü kapsamı içinde bazı şartların varlığı da gerekli kılınabilir. Şirket sözleşmesi ile ortaklara tanınan çıkma hakkı, hukuki açıdan onlara tanınmış bozucu yenilik doğuran bir haktır. Ortak bu hakkını kullanıp çıkma iradesini ortaklığa ulaştırdığında çıkma gerçekleşir, ayrıca bu beyanın şirket tarafından kabulüne gerek yoktur....

                Yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında dava değerlendirildiğinde, limited şirket ortaklığı süregelen davacının durumunun değinilen maddeler kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirgin bulunmakla birlikte limited şirket ortaklığının devam ettiği sürece sosyal güvenlik destek primlerinin kesilme işleminin yerinde olacağı da gözetilerek, yapılandırma kapsamında ödenen prim borçlarının da kapsadığı dönem belirlenerek, varılacak sonuca göre kara verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 19.12.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  Hal böyle olunca, 5510 sayılı Yasa'nın 9. maddesi uyarınca davacının halen limited şirket ortağı olduğu anlaşılmakla, 1479 sayılı Yasanın 24/I-d maddesi uyarınca da limited şirket ortakları kanun gereği zorunlu sigortalı sayılacağından davacının 28.02.2011 tarihine kadar esnaf bağ-kur sigortalısı olduğu açıktır. Ancak, davacının 14.03.1990- 31.08.2008 tarihleri arasındaki sigortalılık süresine ait borcunu ödediği, 31.08.2008 tarihinden sonraki sigortalılığı için ise 6645 sayılı yasa ile 5510 sayılı yasaya eklenen geçici 63. maddesi gereği 31.08.2008-10.05.2012 tarihleri arası esnaf ... sigortalılığı kapsamında 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunduğundan bu süreye ilişkin esnaf ... sigortalılığının durdurularak 31.08.2008 tarihinden sonraki .... hizmetlerinin geçerli olduğu kabul edilerek yaşlılık aylığı koşullarının irdelenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

                    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacıya 01.08.2000 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlandığı, davacının kurucu ortağı olduğu 04.10.2004 tarihinde tescil edilen ... unvanlı şirketteki ortaklığının devam ettiği, davacının ortağı olduğu şirketin vergi mükellefiyetinin 04.10.2004 tarihinde başladığı, yükümlülüğü yerinde getirmediğinden 30.06.2008 tarihinde re'sen terk ettirildiği, davacının yaşlılık aylığından 04.10.2004 tarihinden itibaren sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapıldığı anlaşılmaktadır. Somut olayda, 5510 sayılı...ve ...Sigortası Kanunu'nun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanaklarından olan 1479 sayılı Kanunun 24/I-d maddesine göre, limited şirketlerin ortakları... sigortalısı sayılmışlardır. Davacının 1479 sayılı Yasa'ya tabi zorunlu sigortalılığının limited şirket ortaklığına istinaden devam etmesi nedeniyle yaşlılık aylığından... kesilmesi yerindedir....

                      UYAP Entegrasyonu