İstinaf Sebepleri Davacı/ipotekli taşınmaz maliki vekili; mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda, davaya konu taşınmazın değerinin 22.03.2022 tarihi itibariyle 2.414.819,39 TL olarak belirlendiğini, düşük kıymet takdiri üzerinden ihaleye çıkıldığının bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, mahkemece taşınmazın ihale tarihine en yakın tarihteki değer yerine, fiili haciz tarihindeki değerin esas alarak kıymet takdirine itirazı yerinde görmemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılması ile ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesi'nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kıymet takdirine itiraz üzerine İstanbul ... 13....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, müvekkilinin borçlu şikayet edilen ... aleyhine 35.000,00 TL ve fer’ilerinin tahsili amacıyla başlattığı icra takibi sırasında, borçlu şikayet edilenin taşınmazına 08.08.2007 tarihinde haciz koydurduğunu, bu haciz işlemi sonrasında taşınmazın kıymet takdirini yaptırarak satışını sağladıklarını, icra müdürlüğünce düzenlenen sıra cetveli ile şikayetçi haczinin iki yıllık sürede taşınmazın satışının istenmediğinden bahisle şikayetçiye pay verilmediğini, oysa satılan taşınmaz bedelinin 13.000,00 TL olup, şikayetçi alacağına yetmediğini ve şikayetçinin alacağına mahsuben taşınmazı satın aldığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptali ile ihalede şikayetçinin satın aldığı borçlu şikayet edilen taşınmazının şikayetçi adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet edilen, şikayete cevap vermemiştir....
Eldeki davada; şikayetçi borçluya kıymet takdir raporunun 15/08/2019 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine, borçlunun süresinde (yani 20/08/2019 tarihinde) kıymet takdirine itiraz şikayetinde bulunduğu,Hayrabolu İcra Hukuk Mahkemesi'nin 01/11/2019 tarih ve 2019/45 E. 2019/66 K. sayılı kararı ile; kıymet takdirine itirazın kabulüne karar verildiği ve dolayısıyla icra müdürlüğünce aldırılan kıymet takdir raporunun usulüne uygun olarak kesinleştiği,dava dilekçesinde borçlunun kıymet takdir raporunun kendisine 15/08/2019 tebliğ edildiğini beyan ettiği anlaşılmaktadır. Şikayetçi borçluya satış ilanının 09/12/2019 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşılmıştır....
Ancak, talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılmış ise, bu halde anılan hacizle ilgili şikayet, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince incelenir. Bir başka deyişle, böyle hallerde İİK'nın 79. maddesi hükmü uygulanamaz....
YANIT : Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle, dava konusu taşınmazların İİK'nın 129. maddesinin emredici düzenlemesi gereği, muhammen satış bedelinin %50’si ve satış ve paylaştırma masraflarının toplamını geçtiğinden davacı için herhangi bir zarar unsurundan bahsedilemeyeceğini, ihalenin başlangıç ve bitiş saatlerine uyulduğunu, tebligatların usulüne uygun olduğunu, davacının bir kısım taşınmazlar yönünden kıymet takdirine itiraz etmediğini ve kıymet takdirinin kesinleştiğini, artık bu hususun ihalenin feshi nedeni olarak ileri sürülemeyeceğini, KDV oranlarının yasaya uygun olarak belirlendiğini, şikayet konusu yapılmayan KDV oranına ilişkin itirazın ihalenin feshi davasında öne sürülemeyeceğini, borçlunun kendisine yapılan tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin bir iddia ileri sürmediğini bildirerek davanın reddine, davacının ihale bedelinin %10’undan az olmamak üzere para cezası ödemeye mahkûm edilmesine karar verilmesini istemiştir....
İlk derece Mahkemesi; kıymet takdiri raporu ve satış ilanının davacıya usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, süresi içinde kıymet takdirine itiraz davası açmadığı, bu sebeple artık icra dairesince belirlenen kıymet takdirine yönelik şikayetlerin ihalenin feshi davasında dinlenilmesinin olanağı bulunmadığı, Basın İlan Kurumu'na müzekkere yazılarak ilanın yayımlandığı gazetenin tirajının sorulduğu, gelen müzekkere cevabında 26/03/2021 tarihli ihale için satış ilanının Yeni Şafak Gazetesinde yayımlandığı ve Yeni Şafak Gazetesi'nin günlük fiili net satış ortalamasının 102.964 olduğu bilgisi verildiği, şikayet edenin bu iddiasının haklı görülmediği, Çorlu 4....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince ''10.09.2021 tarihli bilirkişi raporunun 28.09.2021 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının kıymet takdir raporu tebliğ işleminin usulsüzlüğünü şikayet konusu yapmadığı dolayısıyla anılan tarih itibariyle borçlunun takibe muttali olduğu ve yedi günlük şikayet süresinin geçirildiği anlaşıldığından şikayetin reddine'' dair karar verildiği görülmüştür....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; şikayetçi borçluya satış ilanının 19.01.2022 tarihinde tebliğ edildiği ve bu tebliğe yönelik usulsüzlük iddiasının bulunmadığı, dolayısıyla kıymet takdirinden en geç satış ilanının tebliği ile haberdar olan davacının süresi içerisinde şikayet hakkını kullanmadığı, kıymet takdirine yönelik itirazların ihalenin feshi aşamasında ileri sürülmesine olanak bulunmadığı, ihale bedelinin taşınırın muhammen bedelinin üzerinde ihale edilmesi nedeniyle zarar unsurunun gerçekleşmediği, yasal süresi içerisinde kıymet takdirine yönelik şikayet hakkını kullanmayan davacının eldeki şikayeti yapmakta hukuki yararının bulunmadığı, ihalede fesada yönelik bir iddianın da ileri sürülmediği gerekçeleriyle şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeni reddi ile davacı aleyhine para cezasına hükmolunmasına yer olmadığına karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Kıymet takdirine itiraz davalarında verilen kararlar kesin nitelikte olup, kanun yolu incelemesi mümkün bulunmadığından, davanın süresi içerisinde olup olmadığı incelenmelidir. İcra dosyasının ve kıymet takdirine itiraz dava dosyasının birlikte tetkiki neticesinde davacı borçlu asile ve vekiline ayrı ayrı kıymet takdir raporlarının tebliğ edildiği, vekil ile takibi yapılan iş ve işlemlerde esas olanın vekile yapılan tebligat olması sebebiyle vekile yapılan kıymet takdir raporu tebliğ tarihinin dava açma süresinde dikkate alınması gerektiği vekile tebligatın 18/09/2019 tarihinde yapıldığı davanın ise yasal 7 günlük süre geçirildikten sonra 26/09/2019 tarihinde açıldığı bu haliyle davanın süresinde açılmadığından reddine dair kararın doğru olduğu anlaşılmıştır. Bu durum karşısında süresinde ileri sürülmeyen kıymet takdirine dair itiraz sebeplerinin artık ihalenin feshi davasında da ileri sürülemeyeceği görülmüştür. Davacının buna ilişkin istinaf sebebi de yerinde değildir....
Kıymet takdirine itiraz davaları hakkında kesin olarak karar verildiği gibi, kıymet takdiri yapılan taşınmazın kıymet takdirine itiraz yoluna başvurulan yerde de bulunmadığı, bu nedenle de kıymet takdirine itiraz konusundaki başvurunun da yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353- 1- b-1. maddesi gereğince esastan reddi gerekmiş ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur....