Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Karar sayılı dosyasından (kıymet takdir raporuna itiraz) verilen kararın şikayet edene usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğini beyan ederek, ihalenin feshine karar verilmesini talep etmiştir....

(I)Dosya kapsamında satış ilanının borçlu asile 10/07/2020 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, tebligatın usul ve yasaya uygun olduğu, bu haliyle şikayet eden borçlunun satış ilanına kadar cereyan eden tüm tebligatları en geç bu tarihte öğrendiği bu tarihten itibaren tebligatların usulsüzlüğüne ilişkin şikayet hakkını kullanabileceği dikkate alındığında, şikayet edenin bu yöndeki fesih ve istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. (II)Satış yapılacak yerin belirlenmesi ve satış süresi, satış ilanında açıkça yer almıştır. Satış ilanının şikayet eden borçluya tebliğ edildiği düşünüldüğünde, bu hususların satış ilanının tebliğinden itibaren ileri sürülmesi gerektiği, bu aşamada ihalenin feshine sebep olarak görülmeyeceği, bu yöndeki istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı anlaşılmıştır. (III)Taşınmazın KDV bedeli satış ilanında yer almakta olup, borçlunun satış ilanına süresinde itiraz etmemesi sebebiyle bu yöndeki istinaf sebebi de yerinde görülmemiştir....

(Yargıtay 12.H.D'nin 2020/7983- 10518 E.K sayılı içtihatı) Dava konusu taşınmaza ilişkin kıymet takdiri Ezine İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/18 Esas- 2020/22 Karar sayılı ilamı ile itiraz sonucu kesinleşmiş olup, davacı borçlu ihaleden önce kesinleşen hususlara ve satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayette bulunulmadıkça, sonradan bu hususlar ihalenin feshi sebebi olarak ileri sürülemez. Davacı taraf, kıymet takdir itirazın kesinleşmesi beklenmeden satış yapılmasının ihalenin feshi sebebi olduğunu beyan etmişse de, kıymet taktirine itiraz davasında verilmiş bir satışın durdurulmasına dair tedbir kararı bulunmadığı anlaşılmaktadır. İİK'nun 114/2. maddesi uyarınca; “İlanın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılmayacağı icra memurluğunca alakadarların menfaatlerine en muvafık geleni nazarı dikkate alınarak tayin olunur.”...

Kıymet takdirine itiraz yargılaması neticesinde Osmaniye İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/379 E 2020/40 K sayılı kararı ile şikayet konu taşınmazların her birinin muhammen bedelinin 160.868,00 TL olduğu belirlenmiştir. Taşınmazların ihale bedelleri ise 168.000,00 TL ve 173.000,00 TL dir. Buna göre ihale bedellerinin muhammen bedelden fazla olduğu görülmektedir. Her ne kadar şikayetçi tarafça taşınmazların değerinin düşük belirlendiğinden bahisle kıymet takdirine itiraz edilmiş ve bu itirazlar fesih sebebi olarak da ileri sürülmüş ise de, Osmaniye İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/379 E sayılı dosyasından yapılan kıymet takdirine itiraz yargılamasında hükme esas alınan bilirkişi raporunun şikayetçi asile ve vekiline tebliğ edildiği, anılan yargılamada bilirkişi raporuna itiraz edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin yerleşik içtihatları uyarınca kıymet takdirine itirazlar fesih sebebi olarak ileri sürülemeyecektir....

Somut olayda, istinaf konusu şikayet, kıymet takdir raporunun usulsüz tebliği şikayeti ve kıymet takdirine itiraz talebiyle icra mahkemesine başvuru olup, bu şikayet üzerine verilen karar yukarıda anılan yasa hükümleri uyarınca kesin olduğu, istinaf yoluna başvurulabilecek kararlardan olmadığı anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun İİK'nun 363, 365/son maddeleri gereğince reddine karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. ( 12 HD esas no: 2020/8492 karar no: 2021/3818) HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; İstanbul 10....

Taşınmazın içine girilmeksizin taşınmazın özellikleri yerinde tespit edilmeksizin yapılan kıymet takdirine ilişkin değerlendirme yerinde olmadığından ve satışa esas alınan taşınmazın kıymet takdirinin yöntemine uygun olarak belirlenmediği halde bu iddianın süresinde rapora itirazla da ileri sürülmesine rağmen kıymet takdirine itiraz dosyasında yeniden taşınmazın değeri yöntemine uygun olarak tespit edilmediğinden ve kıymet takdirine itiraz üzerine verilen karar kesin olduğundan bu nedene dayalı olarak ihalenin feshi talebinde bulunulması halinde ihalenin feshi davasında taşınmazın kıymetine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. Bu nedenle 26 no'lu taşınmaz yönünden açılan davanın tefriki ile dairemizin 2022/2157 Esas numarasına kaydedilmesine ve bu taşınmaz yönünden istinaf talebi yerinde olmakla istinaf talebinin kabulü ile 26 nolu taşınmaz yönünden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

Temyiz Sebepleri Davalı vekili; davacı tarafın kararı istinafında, TK'nın 35. maddesine göre yapılan tebligatın geçersiz olduğu ileri sürülmediği, mahkemece bu konuda değerlendirme yapılmasının hatalı olduğunu, kıymet takdiri ve satış ilanı tebliğinin TK'nın 35. maddesine göre usulüne uygun tebliğ edildiği, kıymet takdirinin kesnleştiği kıymet takdirine süresinde itiraz etmeyen davacı, kıymet takdirine itiraz nedenlerini öne sürerek ihalenin feshini isteyemeyeceği, şikayetçi tarafından usulünce kıymet taktirine itiraz edilmediği durumlarda "zarar unsuru" gerçekleşmemiş olduğundan ihalenin feshini istemekte hukuki yararı bulunmayan davacının isteminin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulması istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, usul ve yasaya aykırı yapılan ihalenin feshi istemine ilişkindir. 2....

    Hukuk Dairesi'nin 2021/2645 E 2021/4070 K sayılı kararı) Somut olayda, Mersin ili, Mezitli ilçesi, 3369 parsel, B blok, zemin kat, 22 ve 23 no lu bağımsız bölümlere ilişkin ihale bedellerinin, muhammen bedellerin üzerinde olduğu görülmekte ise de, şikayetçi Fuat Soylu tarafından şikayet dilekçesinde ve istinaf başvuru dilekçesinde kıymet takdir raporu tebliğinin usulsüz olduğu, bu nedenle kıymet takdirine itiraz edilemediği ileri sürülmüş olup, yukarıdaki tespitler ve izahatlara göre şikayetçi Fuat Soylu'ya yapılan kıymet takdir raporu tebliğinin usulsüz olduğu da belirlenmiştir. O halde, mahkemece Mersin ili, Mezitli ilçesi, 3369 parsel, B blok, zemin kat, 22 ve 23 no lu bağımsız bölüm sayılı taşınmazlar başında keşif yapılarak, icra müdürlüğünce yapılan kıymet takdiri işlemindeki değerlendirme tarihi esas alınarak taşınmazların değerinin belirlenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir....

    Şikayetçiye kıymet takdiri raporunun 17/11/2020 tarihinde bizzat tebliğ edildiği kıymet takdirine itiraz edilmediği anlaşılmıştır. Davacının covid 19 salgını nedeniyle dışarı çıkamadığı bu nedenle bilirkişi raporuna itiraz edemediğine dair itirazları ise kıymet takdiri raporunun tebliğ tarihi 17/11/2020 tarihi ile satış ilanının tebliği tarih i olan 21/01/2021 arasında genelgeler kapsamındaki yargı ve icra sürelerinin durdurulması dönemi olmadığı, davacının 65 yaş üzeri olmadığı, kısıtlama süreçleri haricinde her vatandaş gibi sokağa çıkabileceği resmi dairelere de giriş yapabileceğinden Covid 19 nedeniyle bilirkişi raporuna itiraz edemediğine dair iddialarına itibar olunmamıştır....

    Davalı-alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin itirazsız kesinleşerek satış işlemlerine başlandığını, ihale konusu olan taşınmaz üzerinde 1.derecede ve 1.sırada ipotek alacaklısı olduklarını, kıymet takdir raporunun davacı borçluya ve tapu sicildeki ilgililere usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, 19/01/2022 tarihinde de borçlu asile tebligat yapıldığını, süresi içinde kıymet takdir raporuna itiraz edilmediğini, taşınmazın son durumunu gösterir tapu kaydı ve son imar durumunun tapu müdürlüğü ve ilgili belediyeden istenilerek icra dosyasına eklendiğini, kıymet takdirine itiraz edilmediğinden kesinleşen kıymet takdiri üzerinden satış işlemlerinin gerçekleştirildiğini, satış ilanının hem gazetede ilan edilip hem de tüm ilgililerine usulüne uygun tebliğ edildiğini, davacı-borçlu vekilinin UETS hesabına da satış ilanının 22/06/2022 tarihinde e-tebligat yolu ile tebliğ edildiğini, taşınmaza 950.000,00 TL değer takdir edilmiş olup, 1.650.000,00...

    UYAP Entegrasyonu