Mahkemece aldırılan 20/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda keşif yapılması gerekiği belirtilmiş kusur değerlendirmesi yapılmadığı görülmüştür.12/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda 3 olasılıklı olarak kusur değerlendirilmesi yapılmıştır. Mahkemece kusur bilirkişisine yerinde inceleme yetkisi verilmiş 05/07/2021 tarihli düzenlenen bilirkişi raporunda yayanın %100 kusurlu sürücünün kusursuz olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi tarafından tespit edilen kaza mahallinin kaza tespit tutanağı bulunmadığı için denetlemesi yapılamamaktadır. Mahkeme huzurunda keşif yapılıp kaza mahalli tespiti yapılmamıştır. Tarafların kusur durumunun tespiti için çarpma noktasının tam ve eksiksiz tespiti önem taşımaktadır. Davalı tarafından çarpma noktasının tespitine itiraz edilmiş olması karşısında mahkemece çarpma noktası tam olarak saptanmadan eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır....
Mahkemece aldırılan 20/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda keşif yapılması gerekiği belirtilmiş kusur değerlendirmesi yapılmadığı görülmüştür.12/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda 3 olasılıklı olarak kusur değerlendirilmesi yapılmıştır. Mahkemece kusur bilirkişisine yerinde inceleme yetkisi verilmiş 05/07/2021 tarihli düzenlenen bilirkişi raporunda yayanın %100 kusurlu sürücünün kusursuz olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi tarafından tespit edilen kaza mahallinin kaza tespit tutanağı bulunmadığı için denetlemesi yapılamamaktadır. Mahkeme huzurunda keşif yapılıp kaza mahalli tespiti yapılmamıştır. Tarafların kusur durumunun tespiti için çarpma noktasının tam ve eksiksiz tespiti önem taşımaktadır. Davalı tarafından çarpma noktasının tespitine itiraz edilmiş olması karşısında mahkemece çarpma noktası tam olarak saptanmadan eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamıştır....
Davacının mirasçıları 19.11.2021 tarihli dilekçe ile davacı erkeğin karardan sonra 15.11.2021 tarihinde vefat ettiğini bildirerek kusur yönünden davayı takip etmek istediklerini beyan etmişlerdir. Dosyanın yapılan incelemesinden; davalı erkeğin nüfus kaydına göre 15.11.2021 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Davacı erkek, boşanma kararı kesinleşmeden öldüğüne göre, evlilik birliği ölümle sona ermiştir. Davacı mirasçılarının Türk Medeni Kanunu'nun 181/2 inci maddesi uyarınca kusur belirlemesine yönelik olarak davaya devam edeceklerini bildirmesi üzerine davanın kusur tespiti davasına dönüştüğü ve boşanma davasının konusuz kaldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece davacı erkeğin boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vermek ve davacı erkeğin mirasçıları, kusur tespiti açısından (TMK m. 181/2) davaya devam edeceklerini bildirdiklerinden bu yönde bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir....
Bunun üzerine tarafımızca davalı sigorta şirketine başvurmak için değer kaybı ve hasar tamir masrafları ve kusur durumunun tespiti için delil tespiti davası açılmıştır. ---dosyası üzerinden verilen kararda kusur durumunun tespitine ilişkin talebimiz reddedilmiş, tamir masrafları ve değer kaybı bakımından hesaplama yapılmıştır. İşbu raporda müvekkil aracı değer kaybı ve tamir masrafları toplamda 4680TL olarak hesaplanmıştır. Ayrıca değişik iş dosyası kapsamında da müvekkil harç ve avans harcamaları yapmıştır. Bunlar da 800TL'dir. Özetle; müvekkilin maddi zararı araç değer kaybı ve tamir masrafları ile değişik iş dosyasında yapılan harç ve masraf harcamalarıdır. İşbu zararın davalı tarafça ödenmesi gerekmektedir. Kanaatimizce davalı şirket sigortalısı taraf meydana gelen kazada tam kusurludur....
İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır. Eldeki davada ise; Mahkemece kusur oran ve aidiyetinin tespiti amacıyla alınan ve hükme esas kılınan 15.07.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda davalı işverenin %30, kazalı işçinin ise %70 oranında kusurlu oldukları, belirtilmişse de kusur oran ve aidiyetlerinin maddî olayla uyum içinde olması, ayrıntılı gerekçelerle tespiti gerekir. Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Bu durumda mahkemece, kusur oranlarının kaza tespit tutanağında belirlenmiş olduğu, kaza tespit tutanağında izafe edilen kusur oranının kabul edilmemesi sebebiyle tarafların kusur durumlarının tespiti hususunda tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı, eda davası açılması gereken hallerde tespit davası açılamayacağı göz önünde tutularak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru değildir. Ancak temyize davacı geldiğinden aleyhe bozma yasağı kuralı gereğince hükmün onanması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile ile hükmün ONANMASINA, aşağıda dökümü yazılı 21,15 TL peşin harcın onama harcına mahsubuna 18.12.2012 günü oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; işçinin işten ayrıldığı tarihteki maluliyet oranı olarak %5,59 üzerinden kusur tespiti ile hesaplama yapıldığını; 18.07.2017 tarih, 004262 sayılı Kocatepe SGM Sağlık Kurulu Kararı’nda sigortalının maluliyet oranının %12,3 olarak belirtildiğini hesaplamanın bu oranlamalar dikkate alınarak yapılması gerektiğini; kusur tespiti ve hesaplama olarak iki ayrı uzmanlık gerektiren her iki alan için aynı ve tek bir bilirkişinin kusur tespiti ve hesaplama yapmasının hatalı olduğunu; raporda kaçınılmazlık oranının %100 tespit edilerek davalı işverene %0 kusur atfedilmesinin sigortalı işçinin yakalandığı meslek hastalığı olgusu ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, işverene hiçbir kusur atfedilmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 15/03/2019 tarihli rapora karşı itiraz ettiklerini yeniden rapor aldırılması talep ettiklerini ve varsa SGK’dan ilgili müfettişlik raporunun celbi taleplerinin de yerine getirilmediğini...
İş Mahkemesi Dava, davacının 20/11/2012 tarihinde maruz kaldığı iş kazası nedeniyle maluliyet oranının tespiti ile işverenlerin kusur oranının belirlenmesi istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davalı ... hakkındaki davanın pasif husumet yönünden reddine, maluliyet oranının tespiti talebi yönünden davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kusur oranının tespiti talebi yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine dair verilen karara karşı davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10....
Mahkemece yapılan inceleme sonucunda; delil tespiti isteyenin talebinin reddine karar verilmiştir.Talep eden vekili, istinaf başvuru dilekçesi ile; müvekkilinin kusur tespiti istemekte hukuki yararının bulunduğunu, taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, delil tespiti taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Talep, HMK'nın 400. vd. maddelerinde düzenlenen delil tespiti istemine ilişkindir. HMK'nın 341.maddesine göre, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir....
Bunun yanında davaya konu talep incelendiğinde herhangi bir kusur tespitini içeren istem bulunmamasına karşın iş kazasına ait kusur incelemesi ve kusur oranı tespiti yapılması da isabetsiz olduğu gibi iş kazası tespiti istemi ile birlikte kusur tespiti istenmesinde hukuki yarar bulunmadığından bozmayı gerektirir. O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan İsaş İnş. Gıda Akaryakıt Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti.'ne iadesine, 27.12.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....