İş Mahkemesi No : 2015/225-2016/521 Dava, Kurum işlemini iptali ile borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki birleştirilen istirdat-menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av.... ile davalı vek.Av....'in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -KARAR- Asıl ve birleşen dava ödeme nedeniyle icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ve fazla ödemenin istirdatı istemine ilişkindir. Davalı vekili, her iki davaya konu icra takibinin kesinleştiğini, müvekkilinin davacı şirketten alacaklı olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
Mahkemece yapılan yargılama ve alınan Adli Tıp Kurumu Raporuna göre, çekteki imzanın davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediği, dava sırasında borcun icra tehdidi altında ödenerek davanın istirdat davasına dönüştüğü gerekçesiyle davanın kabulüne icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile yapılan ödemenin istirdatına karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, çeke dayalı menfi tespit davası olup davacı vekili dava konusu çekteki ciranta imzasının müvekkiline ait olmadığını ileri sürmüştür. Mahkemece alınan 29.06.2015 tarihli Adli Tıp raporunda imzanın davacıya ait olup olmadığının tespit edilemediği bildirilmiştir. Oysa ki anılan rapor mukayese belgeler açısından yeterli incelemeyi içermemektedir....
Davalı; davaya konu kurum işleminin mevzuat ve sözleşme hükümlerine uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece ; davaya konu kurum işleminin yasal dayanağının bulunmadığı, haksız ve hukuka aykırı olduğu, ancak davacının hakedişlerinden yapılan herhangi bir kesintinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile kurum işleminin iptaline, istirdat isteminin reddine dair verilen hüküm, tarafların temyizi üzerine; Yargıtay ( Kapatılan) 13. Hukuk Dairesinin 26/06/2018 tarihli ve 2016/278 E. - 2018/7284 K. sayılı kararıyla; “...6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi uyarınca dava konusu taleplerden her biri hakkında verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık ve şüphe uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Dava, kesinti işleminin iptali ile 8.625,45 TL'nin tarafına ödenmesine ilişkindir....
I-İSTEM: Davacı vekili, davacının ortağı olduğu limited şirketin ticari faaliyetinin olmayıp vergi kaydının 31.03.2005 yılında silindiğini belirterek, yaşlılık aylıklarından gerçekleştirilen sosyal güvenlik destek primi kesintisine yönelik Kurum işleminin iptali, borçlu olunmadığının tespiti ile kesinti tutarlarının geri ödenmesini istemiştir. II-CEVAP: Davalı Kurum vekili, 1479 sayılı Yasa'nın Ek 20. maddesi ve 5510 sayılı Yasa'nın 30/3. maddesi uyarınca gerçekleştirilen Kurum işleminin yerinde olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. III-MAHKEME KARARI: A-İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece yapılan yargılama sonunda, "Davanın KISMEN KABULÜNE; 1-Davacının 30.06.2016 tarihi itibariyle ... Şarap Gıda Tur. Bas. Yay. ve Orman Ür. San. ve Tic. Ltd....
ın diğer davalıya ait işyerinde 506 ve 5510 sayılı Yasalar kapsamında geçen sigortalı çalışmaların geçerliliğinin tespiti, aksine kontrol memuru raporunun iptali, Kuruma borçlu olunmadığının iptali; birleşen dava ise yersiz ödendiği iddia olunan sosyal siogrta yardımlarının tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2017/855 ESAS (DERDEST) DAVA KONUSU : Kıymetli Evrak İptali (Bono İptali) KARAR : 6100 sayılı HMK'nın 352/1. maddesi uyarınca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket yetkilisinden haksız suretle alınan 05/12/2017 tarih, 47.300,00 TL meblağlı ve 05/11/2017 tarihli 47.300,00 TL meblağlı senetlerin cebri icra tehdidi altında alınması ve bedelsiz olaması nedeni ile iptali lehdarın ciro ederek tedavüle sürmesi halinde imzaların istiklali prensibi gereğince anılan bonolardan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, bonoların davacılar açısından ödemeden men tedbir kararı verilmesi, söz konusu senetlerin protesto edilmemesi ve ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Dava, ticari alım satım nedeni ile düzenlenen bonolardan dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir....
İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali ve borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
ile iadesinin talep edildiğini, yine aynı tahkikat neticesinde davacıya annesinden dolayı bağlanan yetim aylığının da kesildiğini ve geriye dönük olarak 19.07.2013-18.12.2018 arası aldığı aylıkların faizleri ile iadesinin talep edildiğini beyan ederek davalı Kurumun 19.11.2018 tarih ve 15623243 sayılı yazısına konu olan borç tahakkukuna ilişkin Kurum işleminin iptaline, davalı Kurumun borç tahakkuk işlemine binaen davacının 102.347,32 TL'nin faizi ile birlikte borçlu olmadığının tespitine, Kurum işleminin iptali ile müvekkiline yeniden aylık bağlanmasına ve haksız olarak kesilen aylıkların kesinti tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Kurumca müvekkiline ödenmesinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. 2.Birleşen 2019/1061 Esas - 2020/38 Karar sayılı dosya yönünden; davacı Kurum vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, Kurum sigortalısı annesi ... ve babası ... ...'...
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Başka bir anlatımla; kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). 15....