Caddesi No:20 Beykoz/... olarak çıkartıldığını ancak gerçekte inşaatın sadece belirtilen ilk adreste yapıldığını, ikinci tespitin hatalı olduğunu ve aynı inşaata ilişkin olduğunu, mükerrer borç ödeme emri gönderildiğini belirterek, kurum tarafından açılan her iki işyeri sicil dosyalarının aynı adreste bulunan işyerine ait olduğunun tespitini ve mükerrer borç tahriyat işleminin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili, Kurum işleminin doğru olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir. III....
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacının 01/05/2015 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı aldığını, Kurum müfettişleri tarafından yapılan denetim sonucu 08/01/2010- 06/04/2015 tarihleri arasındaki bildirimlerinin fiili çalışmaya dayanmadığı gerekçesiyle iptal edildiğini, yaşlılık aylığının kesildiğini ve ödenen aylıklar ile bayram ikramiyesinin de geri istenildiğini, davacı hakkında ödeme emri düzenlendiğini, Kurum işleminin hukuka aykırı olduğunu, davacının iptal edilen bildirimlerinin gerçek çalışmaya dayalı olduğunu ileri sürerek Kurum işleminin ve düzenlenen ödeme emirlerinin iptaline, 01/05/2015 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine, ödenmeyen yaşlılık aylıklarının kesilme tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan tahsiline, tedbiren yargılama süresince yaşlılık aylıklarının ödenmesine, sağlık hizmetlerinden faydalanmasına devam edilmesine ve icrai işlemlerin dava sonuna...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı, murisinin emekliliğin iptaline ilişkin Kurum işleminin iptaline, borçlu olmadığının ve emeklilik haklarının tespitine, ödenmeyen aylıkların faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi. K A R A R Dava, davacının ödediği primleri geçersiz sayarak emekli aylığını iptal eden kurum işleminin iptali, borcu olmadığının tespiti, kesilen aylıkların yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemine ilişkindir....
Davalı Kurumun sosyal güvenlik denetmeni raporu üzerine davacı şirkete ait olduğunu kabul ettiği işyerlerinden kaynaklanan prim ve diğer Kurum alacaklarının tahsili için ödeme emri düzenlediği, gerek iş müfettiş raporunun ve gerekse SGK denetmen raporu üzerine bir kısım işyerlerinin unvanlarının davacı şirketin adı ile değiştirilmesine ilişkin Kurum işleminin davacı şirkete bildirilmediği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinin yorumu Hakim’e aittir. Bu duruma göre; davanın nitelikçe, bir kısım işyerlerinin unvanlarının değiştirilerek bu işyerlerine ait borçların davacı şirkete mal edilmesine yönelik kurum işleminin iptaline yönelik olduğu açıktır. Hal böyle olunca işin esasına girilerek deliller toplandıktan sonra bir karar verilmek gerekirken, davanın nitelendirilmesine hata yapılarak, ödeme emrinin iptaline yönelik bir dava olduğunun kabulü ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur....
Davacı vekilince ödeme makbuzlarının bulunup bulunmadığının araştırılmadığını, sahte olduğu tespit edilen dönemin kurumdan sorulmadığını, istinaf konusu etmişi ise de dosya içerisinde bulunan kurum işlemi iptaline ilişkin dava dosyası içeriğinde kurum yazışmalarının bulunduğu ve alacağın dayanağı olan işlemin iptaline ilişkin kesin kararın tüm tarafları bağlayıcı olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Yukarıda yer alan maddi ve hukuki açıklamalar ışığında, kurum işleminin iptal edildiği, davalıların murisi olan sigortalıya yapılan yaşlılık aylığı ödemesinin yersiz olmadığının kesinleştiği, ilk derece mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1- b.1 bendi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi Davacı-karşı davalı, kurum işleminin iptaliyle, borcu bulunmadığına, davalı-karşı davacı yersiz olarak ödenen aylıkların faiziyle tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin davacı-karşı davalı'nın davasının kabulüne, davalı-karşı davacının davasının reddine karar vermiştir. Hükmün davalı-karşı davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
CEVAP Davalı SGK Başkanlığı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kurum işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla haksız ve yersiz açılan davanın reddini talep etmiştir. III....
Bu yönde, 3201 sayılı Kanunun 4'üncü maddesinin önceki düzenlemesinde açıkça “ödeme tarihi” esas alındığından, bu konuda çıkabilecek uyuşmazlık ödeme tarihine göre çözümlenmekte iken, yürürlükte olan düzenleme tahakkuk tarihindeki primin tebliğden itibaren üç aylık süre içinde ödenmesi şeklinde olup, bu üç aylık sürenin geçirilmesi durumunda borçlanma bedeli olarak ödenecek prim miktarının nasıl belirleneceği irdelenmelidir. Burada, Kurum işleminin hukuka uygun olması kriter olarak alınmalıdır. Kurum, yapılan borçlanma başvurusunu hukuka uygun olarak değerlendirmiş ve yaptığı borç tahakkukunu tebliğ etmiş, buna rağmen borçlanma bedeli Yasada belirtilen üç aylık süre içinde ödenmemiş ise, 3201 sayılı Kanunun 4'üncü maddesi gereği borçlanmak için Kuruma yeniden başvuru gerektiğinden, davanın açıldığı tarihe bakılmaksızın buna ilişkin isteğin reddine karar verilmelidir....
Bu yönde, 3201 sayılı Kanunun 4'üncü maddesinin önceki düzenlemesinde açıkça “ödeme tarihi” esas alındığından, bu konuda çıkabilecek uyuşmazlık ödeme tarihine göre çözümlenmekte iken, yürürlükte olan düzenleme tahakkuk tarihindeki primin tebliğden itibaren üç aylık süre içinde ödenmesi şeklinde olup, bu üç aylık sürenin geçirilmesi durumunda borçlanma bedeli olarak ödenecek prim miktarının nasıl belirleneceği irdelenmelidir. Burada, Kurum işleminin hukuka uygun olması kriter olarak alınmalıdır. Kurum, yapılan borçlanma başvurusunu hukuka uygun olarak değerlendirmiş ve yaptığı borç tahakkukunu tebliğ etmiş, buna rağmen borçlanma bedeli Yasada belirtilen üç aylık süre içinde ödenmemiş ise, 3201 sayılı Kanunun 4'üncü maddesi gereği borçlanmak için Kuruma yeniden başvuru gerektiğinden, davanın açıldığı tarihe bakılmaksızın buna ilişkin isteğin reddine karar verilmelidir....
Bu yönde, 3201 sayılı Kanunun 4'üncü maddesinin önceki düzenlemesinde açıkça “ödeme tarihi” esas alındığından, bu konuda çıkabilecek uyuşmazlık ödeme tarihine göre çözümlenmekte iken, yürürlükte olan düzenleme tahakkuk tarihindeki primin tebliğden itibaren üç aylık süre içinde ödenmesi şeklinde olup, bu üç aylık sürenin geçirilmesi durumunda borçlanma bedeli olarak ödenecek prim miktarının nasıl belirleneceği irdelenmelidir. Burada, Kurum işleminin hukuka uygun olması kriter olarak alınmalıdır. Kurum, yapılan borçlanma başvurusunu hukuka uygun olarak değerlendirmiş ve yaptığı borç tahakkukunu tebliğ etmiş, buna rağmen borçlanma bedeli Yasada belirtilen üç aylık süre içinde ödenmemiş ise, 3201 sayılı Kanunun 4'üncü maddesi gereği borçlanmak için Kuruma yeniden başvuru gerektiğinden, davanın açıldığı tarihe bakılmaksızın buna ilişkin isteğin reddine karar verilmelidir....