Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2010/468 E. sayılı dosyasında iptal edilmesi, davacıların 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu ve anasözleşme hükümlerine uygun olarak genel kurul toplantısına çağrı prosedürüne uygun olarak hareket etmiş olup çağırma yeter çoğunluğuna sahip oldukları, dava konusu genel kurul toplantısına çağırma talebinin olduğu dönemde ve dava tarihi itibariyle Kooperatifler Kanunu ve anasözleşme hükümleri gereğince her yıl yapılması zorunlu olan 2008-2009 yılları hesaplarının ve faaliyetlerinin değerlendirileceği olağan genel kurul toplantılarının davalı kooperatif tarafından zamanında ve halen yapılmaması, davalı kooperatifin yönetim ve denetim kurulu üyelerinin görev sürelerinin 27.04.2010 tarihinde sona ermesi, davalı kooperatif yönetim kurulu üyeleri hakkında "zimmet, denetim görevini ihmal ile tefecilik" suçlamaları ile açılan kamu davaları neticesinde cezalandırıldıkları, bu nedenle de davalı kooperatif yöneticileri ve yönetimleri hakkında şaibelerin olması karşısında davacıların...
İlkadım Tüketim Kooperatifi eski yönetim kurulu üyesi olduğunu, 18/02/2001 tarihinde yapılan kooperatif genel kurul toplantısında yönetim kurulundan çekildiğini ve davalının yönetim kurulu üyesi olduğunu, ancak 2001 yılında yapılan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyelerinin değişmiş olmalarına rağmen bu hususun ticaret siciline ve vergi dairesine bildirilmediğini, kooperatifin 07/10/2013 tarihinde ticaret sicilinden resen silinerek terkin edildiğini, bu hususun da 14/10/2013 tarihinde ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, kooperatifin vergi borcu nedeniyle yönetim kurulu üyelerine tahakkuk ettirilmesi gereken vergi borcunun yeni yönetim kurulu üyelerinin ticaret siciline bildirilmemesi nedeniyle, bir önceki yönetim kurulu üyelerinin ticaret sicilindeki isimlerine göre vergi dairesince ödeme emri tebliğ edildiğini ve kendisinin icra tehdidi altında 5.081,47 TL ödeme yaptığını, bu ödemeyi icra tehdidi altında yapmış olması nedeniyle kooperatifler kanunun 61. maddesinin yönetim...
KoopK m. 42/2-4 uyarınca yönetim ve denetim kurulu üyeleri hakkında ibra kararı verme konusunda kooperatif genel kurulu yetkili kılınmıştır. Kanunda açık hüküm bulunmamakla birlikte kooperatif tasfiye memurları hakkında da ibra kararı verebileceğinin kabulü gerekmektedir. Dosya kapsamında yapılan ve bilirkişi raporunda yer alan mali incelemelerde de belirtildiği üzere genel kurula konu edilen döneme ilişkin olarak hazırlanan bilanço ve gelir tabloları ile yönetim kurulu faaliyet raporları arasında farklılıklar bulunduğu, yani finansal tablolar ile yönetim kurulu faaliyet raporları birbiri ile uyuşmamaktadır. Bu bağlamda yapılan mali incelemelerde; davalı kooperatifin 2013 ve 2014 yılı gelir tablosu kayıtları ile yönetim kurulu raporlarının uyuşmadığı, yine davalı kooperatifin 2013 yılı bilançosunda yer alan SGK borcu ile yönetim kurulu raporunun uyuşmadığı tespit edilmiştir....
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle üyeliği davacıya devir edenin üyeliği döneminde peşin bedelli üye olduğuna dair yönetim kurulu kararı ve bu kararı onaylayan bir genel kurul kararı bulunduğu iddia ve ispat edilmediği gibi, davacı hakkındaki 19.07.2011 tarihli yönetim kurulu kararı ile takibin başlatıldığı 13.06.2013 tarihi arasında geçen sürede davalının peşin ödemeli ortak olduğu hususunda, kooperatif genel kurulu tarafından alınmış bir karar bulunmamasına ve bu sürenin yönetim kurulu kararının kooperatifçe zımnen benimsendiğinin kabulüne yeterli olmamasına göre, davalı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kooperatife yeni üye kaydının, 18/05/2008 tarihli genel kurula dayanarak yapıldığını, kooperatif inşaatlarının tamamlanmadığını, inşaatların kaçak olduğunu, daha önce yapılan genel kurulların iptaline yönelik bir mahkeme kararının olmadığını, 33 ada 2 parselin satışına ilişkin daha önce 14/05/2005 tarihli genel kurul, 18/05/2005 ve 20/04/2007 tarihli yönetim kurulu kararları bulunduğunu, satışın zorunlu olarak yapıldığını, projeye aykırı inşaatlar için yıkım kararının mevcut olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatife ait dairede 2000 yılından beri işgalci olarak bulunduğunu, kooperatif üyesi olmadığını aidat edemesi bulunmadığını ileri sürerek, davalının men'i müdahalesi ile şimdilik 9.900 TL ecrimisil bedelinin faizi ile davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı, peşin ödemeli üye olduğunu, dava dışı kooperatif üyesi...'nin hissesini devraldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilinin temyizi üzerine, " davalı kooperatifin 07.04.2003 tarihli yönetim kurulu kararında geçen ve dayanak teşkil eden genel kurul kararı ile konuya ilişkin genel kurul ve yönetim kurulu kararları vs. celbedilip, dava konusu A Blok 1 no.lu bağımsız bölünün davacı kooperatif ile bağlantısının neye dayandığı, şayet kooperatifin ve dava dışı...'e hangi genel kurul kararı ile nasıl intikal ettirildiği, ...'...
şerh ettiğini, olağan genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyeleri tarafından son bir yıl içeresinde yapılan faaliyetlerle ilgili, denetim kurulu raporunun hazırlandığı ve toplantıda okunduğu, genel kurulda bulunan haziruna dağıtılan denetim kurulu raporunda yönetim kurulu üyelerinin son bir yıl içerisinde bir çok usulsüz iş ve işlem yaptığı, kooperatif esas sözleşmesine aykırı hareket ettikleri ve kooperatifler kanununa uymadıkları gerekçesiyle ------yönetim kurulu, denetim kurulu tarafından denetim raporunda ibra edildiğini, denetim kurulu raporunda yer alan açık ususüzlüklere rağmen, yapılan ve denetim kurulu tarafından tespit edilen usülsüz işlemlere herhangi bir açıklama getirilmeden yönetim kurulu üyelerinin ibra edilmesinin kanuna açıkça aykırılık teşkil ettiğini, denetim kurulu raporunda belirtilen ve yönetim kurulunun ibra edilmemesine gerekçe olarak, site içi genel tamiratlar, 195.000 TL bedelle herhangi bir teklif almadan ve toplam 3 villa karşılığı yapıldığı, bu işlemlerin...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki kooperatif genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı, davalı kooperatifin 30/11/2008 günlü genel kurulunda 9. gündem maddesi ile anasözleşmenin 42.ve 43. maddesine aykırı olarak kooperatif üyesi olmayan şahısların denetim ve yönetim kurulu üyeliklerine seçildiğini, bu şahısların en çok oy alanlar arasından belirlenmediğini, kendisinin bu kararlara muhalefet şerhi koyduğunu ileri sürerek anılan genel kurul kararının 9. gündem maddesinin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili yapılan seçimin usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
münhasıran genel kurula ait olduğu, buna göre, davacı kooperatif üyesi tarafından, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması konusunda, öncelikle genel kurula müracaat edilmesi gerektiği, buradan verilecek karara göre dava açma hakkını kullanabileceği, ancak, somut olayda, kayyum atanması talep edilen davalı kooperatifte organ boşluğu bulunmadığı, genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarının gerçekleştirildiği, davacı tarafından, genel kurula başvuru yapılmadan, kooperatif hasım gösterilerek ve müdürün azli talep edilmeksizin kayyum atanması talepli dava açıldığı anlaşıldığından, davacının, bu aşamada davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı, mahkemece davanın, hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK 114/h maddesi yollamasıyla 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır....
münhasıran genel kurula ait olduğu, buna göre, davacı kooperatif üyesi tarafından, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması konusunda, öncelikle genel kurula müracaat edilmesi gerektiği, buradan verilecek karara göre dava açma hakkını kullanabileceği, ancak, somut olayda, kayyum atanması talep edilen davalı kooperatifte organ boşluğu bulunmadığı, genel kurul ve yönetim kurulu toplantılarının gerçekleştirildiği, davacı tarafından, genel kurula başvuru yapılmadan, kooperatif hasım gösterilerek ve müdürün azli talep edilmeksizin kayyum atanması talepli dava açıldığı anlaşıldığından, davacının, bu aşamada davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı, mahkemece davanın, hukuki yarar yokluğu nedeniyle HMK 114/h maddesi yollamasıyla 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır....