Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan, cayma hakkı ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup, bu süre içinde sözleşme askıdadır. Davacının sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre, bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup, davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. Ayrıca sözleşmede kararlaştırılan tesislerin 31.12.2014 tarihinde hizmete sokulmadığı ve tüketicinin değişim hakkını da kullanmadığı mahkemenin de kabulündedir. Bu nedenle, mahkemece sözleşmenin feshi ile sözleşme gereği ödenen tüm bedelin, 31.12.2014 tarihi öncesi ve sonrasında ödenmiş olması ayrımına gidilmeden, iadesine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile davanın sadece bu tarihten sonraki ödemelere ilişkin bölüm yönünden kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....

    İSTİNAF SEBEBİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerin yerine getirildiğini, tesis için 20/04/2015 tarihinden itibaren yapı kullanım izin belgesinin var ve tesisin kullanıma hazır olduğunu, benzer davalarda kendileri lehine karar verildiği, bunun dikkate alınmasını, caymanın süresinde olmadığını, ayrıca dava taşınmazın aynından kaynaklandığından HMK 362.1.b uyarınca temyiz yolu açık olarak karar verilmesi gerektiğini beyanla istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır....

    Dava, cayma hakkının kullanılmış olmasına rağmen sözleşme bedelinin tahsili amacıyla başlatılan takip nedeniyle ödenmiş olan bedelin istirdadı talebine ilişkindir. Mahkemece, davalı tarafça, cayma bildirimi yapılmasına rağmen taraflar arasında imza altına alınmış sözleşmeye dayanılarak icra takibi başlatıldığı ve bu icra takibi nedeniyle davacının 4.000,00 TL ödeme yaptığı, davacının ödediği bu bedelin davacıya iadesine karar vermek gerektiği kanaatine varılmış olması sebebiyle davanın kabulü ile sadece 4.000,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya iadesine karar verilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde davalı tarafından kendisine teslim edilen kitapları davalıya iade ettiğini beyan etmiş ise de buna ilişkin herhangi bir belge ibraz etmemiştir. O halde, mahkemece, kitapların iade edilip edilmediği hususları araştırılarak, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

      vekillerince istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Uyuşmazlık satış sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davalı ayıplı malın iadesi ile ödenen bedelin istirdadı talep edildiğinden karara yönelik temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 13.Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 27.12.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacının, sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. Hal böyle iken; mahkemece, süresinde cayma hakkının kullanıldığı değerlendirilerek sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/son maddesi gereğidir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesi yönünden düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 05/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          GEREKÇE : Taraflar arasında Yalova Termal Saray hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi yapıldığı, satış sözleşmesine konu hissenin tapudan gelen cevabi yazıya göre davacı adına tescil edildiği hususunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, davacının sözleşmeden cayma hakkının bulunup bulunmadığı sözleşmenin feshi sebebiyle ödediği bedelin iadesini, talep edip edemeyeceği hususundadır. İlk derece mahkemesince taraflar arasındaki sözleşme tapu kaydı dosya arasına alınmıştır. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulü ile taraflar arasındaki sözleşmenin feshine ve ödenen bedelin Şifa Tur ... Ltd. Şti.'nden alınarak davacıya iadesine, diğer davalı yönünden de husumet yokluğu nedeniyle red kararı verildiği anlaşılmıştır. Dosyadaki Termal Tapu Müdürlüğünden gelen cevabi yazıda 424 ada, 26 parsel, 2 numaralı mesken kat irtifaklı taşınmazın Merve Berberoğulları adına kayıtlı olduğu ve buna ilişkin tapu kaydının gönderildiği görülmüştür....

          Davacının sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre, bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup, davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. O halde, mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 26.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Dava, harici gayrimenkul satış sözleşmesinden kaynaklı bedel iadesi ve faiz talebine ilişkindir....

            İlk Derece Mahkemesi tarafından; "Davacı tarafından davalıya ödenen bedelin TBK177. maddesi anlamında bağlanma parası mı, yoksa TBK 178....

            Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan, cayma hakkı ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup, bu süre içinde sözleşme askıdadır. Davacının sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre, bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup, davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. Mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesi ile senetlerin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 4.7.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu