TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında bila tarihli 3312 numaralı devremülk satış sözleşmesinin imzalandığını ve davalıya 12.555,00- TL ödendiğini, 18/05/2017 tarihinde tapu devri yapılmış ise de tecrübe ve muayene koşullu bir satış olan eldeki sözleşme kapsamında davacının mülkü tecrübe ve muayene edemediğini, sözleşmenin askıda olduğunu ileri sürerek satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespitine, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde ise cayma hakkının süresinde olduğunun kabulü ile sözleşmelerin iptaline, davalıya ödenen 12.555.00- TL'nin avans faizi ile birlikte müvekkiline iadesine ve müvekkili adına olan tapu kaydının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....
KARAR Davacı, davalı ile 0devre tatil sözleşmesi imzaladığını, 5.000 TL nakit ödeme yaptığını, ancak devre tatil sözleşmesine konu tesisten hiç faydalanmadığını belirterek devre tatil sözleşmesinin iptalini ve sözleşme nedeniyle ödenen 5.000 TL nin tahsilini talep etmiştir. Davalı cevap vermemiştir....
Davacının, sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. Hal böyle iken; mahkemece, süresinde cayma hakkının kullanıldığı değerlendirilerek sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirme ile gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/son maddesi gereğidir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının gerekçesi yönünden düzeltilerek ONANMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, davacının huzurdaki davayı ikame etmesinde hukuki menfaat bulunmadığını, dava konusu sözleşme hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olup davacının cayma hakkı bulunmadığını, dava konusu sözleşmede en az 15 gün tatil hakkının öngörüldüğünü, devre tatil sözleşmesi niteliğine haiz olmadığını, nitekim dava konusu sözleşmenin Kat Mülkiyeti Kanunu'ndan kaynaklanan, resmi şekilde tapuda devir işlemlerinin yapıldığını, genel hükümlere tabi bir Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi olduğunu, ayrıca Kat Mülkiyeti Kanununun gayrimenkul satış sözleşmesinden cayma hakkına ilişkin herhangi bir hüküm barındırmadığını, cayma hakkı devre tatil sözleşmelerine ilişkin olup kapsamının Tüketici Kanunu ile belirlendiğini, nitekim feshi istenen Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi'nde de cayma hakkına yer verilmediğini, dolayısıyla bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda...
Dosyanın incelenmesinde davanın devremülk sözleşmesinden kaynaklı sözleşmeden cayma ile feshedilen sözleşme nedeniyle menfi tespit talebinden ibaret olduğu anlaşılmıştır. Davacının, sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup davacının cayma hakkını kullanması mümkün olduğu,. davacının süresi içerisinde cayma hakkını kullandığı tapuda kayıtlı taşınmazların satışının, MK.'nun 706, BK.'nun 213, Tapu K.'nun 26 ve Noterlik K.'nun 60. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılması zorunlu olup, haricen düzenlenen satış sözleşmeleri hukuken geçersiz olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki devre mülk satış sözleşmesi de tapulu taşınmazın satışına ilişkin olup adi şekilde düzenlendiği için geçersiz olduğu, Geçersiz sözleşmeye dayanarak davacı, fesih ile ödediği bedelin iadesini her zaman talep hakkına sahip olduğu anlaşılmıştır....
Aynı Kanunun 18. maddesinde "(1) Tüketici, yedi gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin taksitle satış sözleşmesinden cayma hakkına sahiptir. (2) Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. (3) Satıcı cayma süresi içinde malı tüketiciye teslim etmişse tüketici, malı ancak olağan bir gözden geçirmenin gerektirdiği ölçüde kullanabilir; aksi takdirde tüketici cayma hakkını kullanamaz. Cayma hakkı süresi sona ermeden önce, tüketicinin onayı ile hizmetin ifasına başlanan hizmet sözleşmelerinde de tüketici cayma hakkını kullanamaz." şeklinde düzenleme mevcuttur....
Asliye Hukuk (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: -KARAR- Dava, devremülk sözleşmesinden cayma nedeniyle sözleşmenin feshi ve verilenlerin iadesi istemine ilişkindir. ... 5....
Ön ödemeli konut satış sözleşmesi,6502 s.TKHK.nun 40.m.sinde;"(1) Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. (2) Tüketicilere sözleşmenin kurulmasından en az bir gün önce, Bakanlıkça belirlenen hususları içeren ön bilgilendirme formu verilmek zorundadır. (3) Yapı ruhsatı alınmadan, tüketicilerle ön ödemeli konut satış sözleşmesi yapılamaz." şeklihde düzenlenmiştir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesinin şekil şartı 6502 s.TKHK.nun 41.m.sinde;"Madde 41 (1) Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur....
konusu bedel müvekkil şirketten haksız olarak tahsil edildiğini, sözleşme feshedildiğinde cayma bedeli alınması sonucu haksız ödenen 475,1-TL'nin davalıdan alınarak davacı müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İSTİNAF SEBEBİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahsup taleplerinin dikkate alınmadığını, sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerin yerine getirildiğini, tesis için 20/04/2015 tarihinden itibaren yapı kullanım izin belgesinin var ve tesisin kullanıma hazır olduğunu, benzer davalarda kendileri lehine karar verildiği, bunun dikkate alınmasını, davacı yanın 06- 13/07/2015 tarihleri arasında 1094 nolu odada konaklama yaptığını, tecrübe ve muayene şartını sağladığını, caymanın süresinde olmadığını, davacı tarafa mülkü teslim almak üzere 13 defa çağrı yapıldığını, ayrıca dava taşınmazın aynından kaynaklandığından HMK 362.1.b uyarınca temyiz yolu açık olarak karar verilmesi gerektiğini beyanla istinaf talebinde bulunmuştur. GEREKÇE : Dava, devre mülk satış sözleşmesinden kaynaklı sözleşmenin iptali ve ödenen tutarın iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında devre mülk sözleşmesi yapıldığına, bedele ve ödeme miktarına dair uyuşmazlık bulunmamaktadır....