Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliği ile ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, dava konusu uyuzmazlığın devremülk pay vaadi sözleşmesinden kaynaklandığı ve davanın bu haliyle tüketici mahkemesinin görev alanına girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye hukuk mahkemesi ise, devre mülk sözleşmesi ile ilgili uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliği ile ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, dava konusu uyuzmazlığın Devremülk Pay Vaadi Sözleşmesinden kaynaklandığı ve davanın bu haliyle Tüketici Mahkemesinin görev alanına girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise, devre mülk sözleşmesi ile ilgili uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, haricen akdedilen konut satış sözleşmesinden kaynaklı cayma bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptaline ilişkin olup, davacı, kendisine teslim edilmesi gereken dairenin bir başkasına satıldığından bahisle itirazın iptalini istemiş, davalı ise böyle bir satışın söz konusu olmadığını, asıl cayan tarafın davacı olduğunu, henüz teslim tarihi gelmeden hakkında icra takibi yapıldığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Davacının, sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. Hal böyle iken mahkemece, sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken,yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 24.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliği ile ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir. Tüketici Mahkemesince, uyuşmazlığın Devremülk Pay Vaadi Sözleşmesinden kaynaklandığı ve davanın bu haliyle tüketici mahkemesinin görev alanına girmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise, devre mülk sözleşmesi ile ilgili uyuşmazlığın Tüketici Mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
TBK m. 178 hükmüne göre ise sözleşmenin yapılması sırasında taraflardan biri diğerine bir miktar para verir ve aralarındaki anlaşmaya göre parayı veren verdiği parayı karşı tarafa bırakması karşılığında sözleşmeden cayma yetkisine sahip olursa, verilen para cayma parasıdır. Cayma parasının verilmesinden sözleşmenin konusunu oluşturan asli edimin ifa edilmesine kadar olan zaman zarfı içerisinde cayma hakkı kullanılabilir. Cayma parasını veren taraf, ancak verdiği parayı karşı tarafta bırakmak şartıyla; cayma parasını alan taraf ise ancak aldığı paranın iki katını karşı tarafa ödemek şartıyla sözleşmeden dönebilir. Taraflar arasında cayma parasına ilişkin yapılan anlaşmada açıkça cayma parası ifadesinin yer alması gerekmemektedir. Anlaşma metninden kararlaştırılanın cayma parasının olduğunun anlaşılması yeterlidir. Cayma parasını veren, karşı tarafın kusuru nedeniyle sözleşmeden dönüyorsa cayma parasının hakkaniyet gereği cayma parası verene iadesi gerekir....
Bu tip satışlar, tecrübe ve muayene koşullu satışlardan olduğundan, cayma hakkı ancak hizmetin ifasından sonra, başka bir ifade ile tatil hakkı kullanıldıktan sonra işlemeye başlayacak olup, bu süre içinde sözleşme askıdadır. Davacının sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığına göre, bu durumda cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup, davacının cayma hakkını kullanması mümkündür. Mahkemece sözleşmenin feshi ile ödenen bedelin iadesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.6.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
KARAR Davacı, davalı ile 27.01.2012 tarihinde devremülk sözleşmesi imzaladıklarını, 30.05.2013 tarihinde devramülkün teslim edilmesi gerektiğini ancak teslimin gerçekleşmediğini, inşaatın hala devam ettiğini, 20.08.2013 de davalıya ihtar çektiklerini, cayma hakkını kullandığını ve satış bedelinin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, devremülk sözleşmesinden kaynaklı satış bedelinin iadesi talebine ilişkindir. Davacı, teslimin taahhüt edilen sürede gerçekleşmemesi nedeniyle 20.08.2013 tarihinde davalıya yolladığı ihtarla cayma hakkını kullandığını, ödediği bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, davalı ise sözleşmenin sadece davacı tarafından değil aynı zamanda eşi ... tarafından da imzalandığını, davacının tek başına husumet ehliyeti olmadığını savunmuştur....
bedeli olarak davalı uhdesinde kalacağına dair hükme göre, tek yetki sözleşmesi yapılmayacağı satıcı tarafından sözlü bildirildiğinden, protokol uyarınca cayma akçesinin davalı uhdesinde kaldığı, bu durumda tellal olarak davalının ücretini hakettiği, davalının tellal olarak faaliyette bulunduğunu belirterek, kararın eksik inceleme nedeniyle kaldırılması ve davanın reddine karar verilmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. 17/03/2015 tarihli Cayma Akçesi Alım Bedeli başlıklı sözleşmede davacı tarafından davalı tarafa cayma akçesi olan 30.000 USD iade edilmek üzere teslim edilmiştir. 17/03/2015 tarihli Cayma Akçesi Alım Bedeli sözleşmesi davacı ve davalı arasında yapılmış tellallık sözleşmesi değildir. 17/03/2015 tarihli sözleşme gayrimenkul satış koşullarını belirtir resmi şekilde yapılmayan gayrimenkul satış sözleşmesi vasfındadır....
GEREKÇE: Dava, devre tatil sözleşmesinden kaynaklı cayma hakkının kullanılması nedenine dayalı alacak isteğine ilişkindir. Taraflar arasında 12.10.2011 tarihinde yapılan devre tatil sözleşmesi ile 34 numaralı 55 m2 alanlı ünitenin 7.900,00 TL bedelle satışının yapıldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Davacı geçen süreye rağmen devre tatil hakkının kullandırılmadığından cayma hakkı kapsamında ödenen bedelin iadesini talep etmektedir. Davalı şirket ise devre tatil hakkının kullandırıldığını ibraz edilen belgelere göre davanın reddi gerektiğini bildirmektedir. Mahkemece " Davacı ile davalı arasında düzenlenen devremülk sözleşmesinin tarihi 2011 olup tesisin bu tarihte aktif olduğu, hatta davacının 2014 yılında eşinin davet edilmesi üzerine eşi ve çocukları ile devremülkte konakladığı, o tarihte de tesisin aktif olduğu ve tesisle ilgili herhangi bir eksiklikten bahsedilmediği anlaşılmaktadır....