Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu durumda ;tapulu taşınmazın satışına ilişkin satış vaadi sözleşmeleri resmi şekil şartına tabi olmakla geçerlilik şekline uyulmazksızın yapılan sözleşmeler hukuken geçersiz olacak ve geçerli sözleşmelerde olduğu gibi, tarafları bakımından hak ve borç doğurmayacak, taraflar ancak geçersiz sözleşmeye dayalı olarak birbirlerine verdiklerini sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri isteyebileceklerdir. Buna göre davalının ödenen bedelin cayma parası olduğuna ilişkin istinaf itirazları yerinde değildir....

Davacı ile davalı arasında 21/04/2012 tarihinde devremülk pay vaadi sözleşmesi imzalandığı, sözleşme gereğince davacının toplam 17.650,00- TL bedelli senet imzalayıp davalıya verdiği, 13.783,00- TL ödeme yaptığı, davacının daha sonra bu sözleşmeden vazgeçtiği ve noter ihtarnamesi ile cayma bildiriminde bulunduğu ancak kalan senetlerinin ve ödediği bedelin iade edilmediği," gerekçesiyle davanın kabulüne karar vermiştir....

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan sözleşmenin hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi olduğu, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenmiş olması nedeniyle Tüketici Mahkemelerinin görevli bulunmadığından görevsizlik kararı verilmesi gerektiği, sözleşmenin devre tatil sözleşmesi değil gayrimenkul satış sözleşmesi olduğu, cayma hakkı düzenlenmediği, iddiaların soyut iddialar olduğu, sözleşme bedeli ödenmesinden sonra taşınmazın 06/08/2015 tarihinde tapu devrinin sağlandığı, kabul anlamına gelmemekle birlikte cayma hakkının varlığı kabul edilse dahi, süresinde kullanılmadığı, sözleşmenin kapıdan satış sözleşmesi olmadığı, sözleşme konusu tesisin aqua park, çeşitli büyüklüklerde daireler, açık ve kapalı spor merkezleri, alışveriş merkezi, fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezi gibi projelerden oluşan dev bir kompleks olduğu, davacının edimini yerine getirmesi halinde davalının devremülkü teslimle yükümlü olduğu, davanın kötü niyetli ikame edildiği bildirilerek...

Toplanan tüm delillere ve dosya kapsamına göre; davacı tarafından asıl alacak ve faizi olmak üzere toplam 776,88 TL taraflar arasında akdedilen elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklı icra cezai şarttan kaynaklı alacağın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı ancak davalı tarafça borca itiraz edildiği, davacı tarafından mahkememizde iş bu itirazın iptali davası açıldığı ve mahkememiz tarafından yapılan yargıla sırasında alınan hükme dayanak teşkil etmeye elverişli 14.10.2021 tarihli bilirkişi raporunda davalının, faturalarının son ödeme tarihinde ödemeyerek sözleşmenin feshine neden olmasından dolayı, taraflar arasında imzalanan Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesinin davacı şirket tarafından fesh edilmesinin yönetmeliklere ve sözleşmesine uygun olduğu, davacı şirket tarafından, davalının sözleşmenin tek taraflı fesh edilmesine neden olması nedeniyle, sözleşmenin 7.1. ve 7.2. maddeleri gereği, sözleşme boyunca davalı adına düzenlenen en yüksek fatura bedelinin iki katı olan...

    Davalı, davacının tatil hakkını kullandığını ve uzun süre geçtikten sonra cayma hakkını kullanmasının mümkün olmadığını bildirip, davanın reddini savunmuştur. Mahkamece davanın kısmen kabulü ile ödenen bedelin davalıdan tahsiline, ceza tazminatı isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Devre tatil sözleşmeleri BK.nun 19/1 maddesine dayanılarak sözleşme özgürlüğü prensibi içerisinde yapılan sözleşmelerdir. Bu sözleşmeler B.K.nun da düzenlenen sözleşme tiplerinden biri olmadığından atipik sözleşmelerdir. Atipik sözleşmelerin devre tatil sözleşmeleriyle ilgili olanları ise yasanın tanımladığı değişik akit tiplerini kapsadığından(hizmet, kira, vekalet, satış gibi) karma sözleşmeler olarak tanımlanmaktadır....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde dekonta konu bedelin cayma tazminatı olduğunu iddia etmiş ise de takibe yapmış olduğu itiraz dilekçesi içeriğinde bedelin kapora olduğunu kabul etmiştir. Taraf vekillerine ön inceleme duruşmasında HMK 140/5. maddesi uyarınca eksik delillerini sunmak üzere kesin süre verilmiş, davalı yan, dava konusu bedelin cayma tazminatı olduğuna dair herhangi bir delil sunamamış, aynı oturumda davacı vekili tanık dinletilmesine muvafakat etmediğini beyan etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu ödemenin, taraflar arasındaki şifai anlaşmaya konu ... de bulunan 21. Kattaki 9 adet dairenin davacıya satışına karşılık kapora olarak verilen para mı, yoksa satıştan cayma halinde cayma tazminatı olarak verilen para mı olduğu hususundadır....

        Tüketici Mahkemesi ise gayrimenkul satışının tapudan yapılmadığı sürece geçersiz olduğunu, geçersiz olan sözleşmeye göre sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanacağını, bu nedenle, görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu belirterek karşı görevsizlik kararı vermiştir. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda değişiklik yapan 4822 sayılı Kanunun 3/c maddesinde “konut ve tatil amaçlı taşınmaz malların” da Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamına alındığı anlaşılmakta olup, aynı Kanunun 23. maddesine göre de bu Kanunun uygulanması ile ilgili olarak çıkacak her türlü uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Somut olayda dava, taraflar arasında düzenlenen villa satış sözleşmesinin ifa edilmemesi ve hatta inşaatına hiç başlanmaması nedeniyle ödenen bedelin ticari faizi ile tahsili istemine ilişkindir. Buna göre davanın açıldığı tarihde yürürlükte olan 4077 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın Adana 2....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde; uyuşmazlığın çözümünde genel görevli mahkemelerin görevli olduğu, taşınmaz tapusunun davacıya devredildiği, tesisin kullanıma hazır olduğu ve davacının cayma hakkının bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince: davacı adına devre mülkün tapu tahsisinin yapıldığı ve cayma hakkı süresinin sona erdiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu sözleşmenin 6502 sayılı yasanın 50.maddesi yasal düzenlemelerine aykırı olarak tanzim edildiği, cayma hakkının kullanılmasının engellendiği, davalının sözleşmeden kaynaklı edimlerini ifa etmediğinden cayma hakkının kullanılabileceğini savunarak kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

          davaya konu ürünleri kredi kartı ile satın almış olması nedeni ile taraflar arasındaki sözleşmenin "Taksitle Satış Sözleşmeleri Hakkında Yönetmelik'te belirtildiği üzere taksitli satış sözleşmesi olamayacağı ve Yönetmeliğin 2/4 maddesi uyarınca taksitli satışa ilişkin hükümlerin uygulanamayacağının açık olduğu, dolayısıyla davacı, 6502 sayılı Kanun un 18. maddesinde belirtilen cayma hakkından yararlanamayacağı, davacı ürünleri, müvekkil şirketin ... mağazasından, bizzat görerek ve beğenerek satın aldığını, sözleşmenin işyeri dışında kurulan sözleşmelerden olmaması sebebi ile 6502 sayılı Kanun'un 47/5 maddesinde tüketicilere sağlanana 14 günlük cayma süresinden de yararlanmayacağının açık olduğu, aynı zamanda, dava konusu ürünlerin mesafeli satış sözleşmesi olarak satın alınmadığı dikkate alındığında davacının Kanunun mesafeli sözleşmelerde cayma hakkını düzenleyen 48/4. maddesinden de faydalanması mümkünün olmadığı, kısaca davacı yasal süresi içerisinde geçerli bir cayma bildiriminde...

            ücreti olan 16,500,00 TL yi iade edemeyeceğini öğrendiğini, satış sözleşmesinde vaad edilen ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmediğini, satış vaadi sözleşmesinin noterlikte düzenlenmediğini, bu sebeplerle dava konusu sözleşmenin feshine ve bu güne kadar ödemiş olduğu 45.100,00 TL nin dava açılış tarihinden itibaren işleyecek faiziyle beraber davalı şirketten alınarak iadesini, yargılama giderinin davalı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu