Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği tarafından çekilen ihtarname ile devre tatil sözleşmesinden cayıldığını, ihtarnamenin taraflara 04.12.2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalılarca ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediği gibi iadesi talep edilen 4.000,00- TL nin halen taraflarına iade edilmediğini, geri gönderilmesini istenen tüketici tarafından satıcı/ sağlayıcıya verilen 9.000,00- TL değerindeki senet ve tüketiciyi borç altına sokan diğer belgeler tüketiciye gönderilmediğini, belirtilen nedenlerle davalarının kabulü ile 16.06.2017 tarihli devre tatil sözleşmesinden caymış olduklarından davalılara ödenen 4.000- TL ' nin cayma bildiriminin yapıldığı 04.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak taraflarına iadesini, cayma bildirim için yapılan 337,25- TL noter masrafının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak taraflarına iadesini, 16.06.2017 tarihli devre...

KARAR Davacı, daha önce düşünmediği halde, tatil hakkı kazandığından bahisle davet edildiği davalı şirkete ait işyerindeki satış merkezinde, davalı firma elemanlarının yoğun baskıları sonucunda 25.4.2004 tarihli devre tatil sözleşmesi imzaladığını, ancak tatil hakkını hiçbir şekilde kullanmadığını, tarafına tatil hakkını kullanmak uzere yer teslimi yapılmadığını, sözleşmenin haksız şartlar içerdiğini, cayma belgesinin verilmediğini, bu nedenlerle fesih koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödediği 2.650 doların faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının tesisi görerek sozleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı, ayıplı hizmet verildiğine ilişkin delil de bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

    KARAR Davacı, daha Önce düşünmediği halde, tatil hakkı kazandığından bahisle davet edildiği davalı şirkete ait işyerindeki satış merkezinde, davalı firma elemanlarının yoğun baskıları sonucunda 2.8.2005 tarihli devre tatil sözleşmesi imzaladığını, tarafına tatil hakkını kullanmak uzere yer teslimi yapılmadığını, sözleşmenin haksız şartlar içerdiğini, cayma belgesinin verilmediğini, bu nedenlerle fesih koşullarının oluştuğunu ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödediği 6.384 euronun faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davacının tesisi görerek sozleşmeyi imzaladığını, kapıdan satışın söz konusu olmadığını süresinde cayma hakkını kullanmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, cayma hakkının süresinde kullanılmadığı, ayıplı hizmet verildiğine ilişkin delil de bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....

      Taraflar arasındaki sözleşmenin 6502 sayılı TKHK 40/1.maddesine göre ön ödemeli konut satış sözleşmesi niteliğinde olduğundan uyuşmazlığa uygulanması gereken hükümler 6502 Sayılı Kanunun 40 vd.maddelerinde ki "Ön Ödemeli Konut Satışı" na ilişkin olan düzenlemelerdir. 6502 sayılı Tüketici Korunması Hakkındaki Kanun'un 40. maddesinde “Ön Ödemeli Konut Satış Sözleşmesi" tanımlanmıştır. Bu maddeye göre; Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesinin şekil şartına ilişkin 41. maddesinde ise; “(1) Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur....

      KARAR Davacı, davalı ile 01/09/2013 tarihli 22.000,00 TL bedelli devre mülk satış sözleşmesi imzaladığını, 3.000,00 TL yi ödediğini, tapuda devir işleminin gerçekleşmediğini belirterek sözleşmesinin iptalini, ödediği bedelin iadesini ve senetlerin iptalini talep etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.....

        DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Dava taşınmaz satım sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. 6502 sayılı Tüketici Korunması Hakkındaki Kanun'un 40. maddesinde “Ön Ödemeli Konut Satış Sözleşmesi" tanımlanmıştır. Bu maddeye göre; Ön ödemeli konut satış sözleşmesi, tüketicinin konut amaçlı bir taşınmazın satış bedelini önceden peşin veya taksitle ödemeyi, satıcının da bedelin tamamen veya kısmen ödenmesinden sonra taşınmazı tüketiciye devir veya teslim etmeyi üstlendiği sözleşmedir. Ön ödemeli konut satış sözleşmesinin şekil şartına ilişkin 41. maddesinde ise; “(1) Ön ödemeli konut satışının tapu siciline tescil edilmesi, satış vaadi sözleşmesinin ise noterde düzenleme şeklinde yapılması zorunludur....

        Bağlanma parası fer’î (yan) bir hak olması nedeniyle bağlı olduğu asıl sözleşme geçerli değilse, yan hak olan bağlanma parası da geçerli olmayacaktır. 6. Cayma parası ise; kişiye sözleşmenin yapılması sırasında verdiği şeyi (parayı) yitirme pahasına dilediği zaman sözleşmeden dönme hakkını sağlayan bir paradır, şeklinde tanımlanmaktadır (Türk Hukuk Lûgatı, s. 206). 7. Sözleşmenin yapılması sırasında taraflardan biri diğerine bir miktar para verir ve aralarındaki açık ya da örtülü anlaşmaya göre parayı veren verdiği parayı karşı tarafta bırakması karşılığında sözleşmeden cayma yetkisine sahip olursa, burada cayma parası söz konusu olur. 8. Cayma parası taraflara sözleşmeden dönme yetkisi verir. Cayma parasını veren taraf, verdiğini karşı tarafa bırakmak suretiyle, karşı taraf ise aldığının iki katını, cayma parasını verene vermek suretiyle sözleşmeden dönebilir. Görüldüğü üzere, cayma parası taraflardan her ikisine de sözleşmeden cayma hakkı vermektedir. 9....

          Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, elektrik aboneliği sözleşmesinden kaynaklanan ve istenen miktarda borçlu olmadığı halde ödenen bedelin istirdadı ile manevi tazminat istemine ilişkindir. İddia ve savunmaya, duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere, bu yolla saptanan dava niteliği ile dosya kapsamında toplanıp değerlendirilen delillere, delillerin takdir, tahlil ve tartışımına ilişkin hükümde gösterilen gerekçelere göre davalı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile kararın ONANMASINA, peşin alınan harcın mahsubu ile geriye kalan 161,23 TL harcın davalıdan alınmasına, 29.01.2013 gününde oybirliği ile karar verildi....

            ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2021 NUMARASI : 2020/172 ESAS - 2021/55 KARAR DAVA KONUSU : DEVRE TATİL SÖZLEŞMESİNDEN CAYILMASI NEDENİYLE ÖDENEN BEDELİN TAHSİLİ KARAR : Isparta 3....

            işbu cayma nedenini haklı bulmaması halinde; dava konusu fatura bedeline cayma bedeli yansıtılarak, 3.797,57 TL Tüketim Bedeli ve 9.456,07 TL Cayma Bedeli olmak üzere toplamda 13.253,64 TL talep edebileceği, işbu bedele faiz bedelleri toplamıyla beraber 16.688,29 TL'yi talep edebileceği" şeklinde rapor düzenlenmiştir....

              UYAP Entegrasyonu